Connect with us

Genel

Havalandırma cihazlarında Ecodesign direktifi

Published

on

Dünya genelinde fosil yakıt kullanımının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yönelme ile birlikte, Avrupa Birliği enerji politikaları da yeniden oluşturuldu. Bunun neticesinde, Kyoto Protokolü’ne imza atılarak CO2 emisyonlarının 2020 yılına kadar en az %20 azaltılması taahhüt edildi.

Bu hedef doğrultusunda da 2005 yılında EuP (Enerji Kullanan Ürünler) direktifi Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi. Direktifin adı 2009’da ErP Direktifi (Çevreye Duyarlı Tasarım Direktifi) olarak değiştirildi. İşte bu direktif, genel olarak “Ecodesign” direktifi olarak da anılmaktadır. Özel olarak belirtildiğinde, bu durum 2009/125/AT sayılı direktifi ilgilendirir. Geleneksel akkor ampullerin aşamalı olarak azaltılması veya buzdolaplarına, çamaşır makinelerine enerji verimliliği etiketleri yerleştirilmesi, vb. gibi durumlar, Ecodesign direktifinin günlük hayatta karşımıza çıkan, yansımalarıdır.

Direktiften kimler etkileniyor?
Direktif, AB üyesi ülkelerin tamamında zorunludur. Bunun anlamı, Ecodesign direktifine uymayan herhangi bir ürününün AB içerisine satılamayacağıdır. Ancak AB dışına ihraç edilecek bir ürünün AB içerisinde üretilmesi konusunda bir engel yoktur. Öte yandan, AB ile ticaret yapan ülkeler bu direktiften direkt olarak etkilenmektedir.

Ecodesign Gerekliklerine Genel Bakış
Karışıklık genellikle iki bağımsız regülasyona aynı anda uyma gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Aşağıdaki tabloda regülasyonların yürürlüğe girme sırasına göre basit bir özet bulunabilir:

Fanlar için 327/2011 Sayılı AB Regülasyonu
ErP Direktifi sayesinde enerji tüketen birçok ürünün enerji tasarruf potansiyeli araştırılmakta ve enerji verimliliklerine ilişkin asgari gereksinimler belirlenmektedir. Bunun sonucunda, Haziran 2010’da fanlar için zorunlu sınır değerleri belirlenmiştir. Direktif, fanları nozul, kanatlar ve motorun yanında eğer varsa kumanda devresinden oluşan bir cihaz olarak tanımlamaktadır. Buradaki amaç, Avrupa pazarındaki fan şartnamelerine genel bir asgari verim sınırlaması getirmekti ve ilk etap 2013 yılında yürürlüğe girmiştir. Neden fanlara odaklanıldığı ise aşağıdaki grafikten açıkça ortaya çıkmaktadır. Grafikte, dünyada tüketilen elektrik enerjisinin elektrik motorlarına göre dağılımı görülmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere özellikle havalandırma cihazlarında kullanılan 0,75-
30kW aralığındaki fanlar enerjinin %68’ini tüketmektedirler.
327/2011 sayılı regülasyonun ikinci aşaması ise 2015’de yürürlüğe girmiş olup fanlarla ilgili asgari verim gereklilikleri zorlaştırılmıştır. Bunun sonucunda da birçok ürün piyasadan çekilmiş ve yerlerine yeni ve daha verimli modeller sürülmüştür.

1253/2014 ve 1254/2014 Sayılı Regülasyonlar
1 Ocak 2016’da ise ErP direktifinin son aşaması devreye girmiştir. Buna göre bir binada veya binanın bir kısmında, havayı dış hava ile değiştiren tüm havalandırma cihazları regülasyon kapsamında tanımlanmıştır. Kanal, çatı tipi veya hücreli fanlar, konut tipi klima santralleri ve modüler klima santralleri bu regülasyon kapsamına dahildir. Direktif kapsamında bu cihazlar mekanik uygulamacı kapsamında da olabilmek kaydıyla kesinlikle minimum 3 hızlı bir kumanda devresine de sahip olmalıdır. Daha önce devreye girmiş olan 327/2011 sayılı regülasyon ise sadece komponent üreticilerini etkiler durumda kalmıştır.

Hangi Ürünler Etkileniyor?
30W’ın üzerinde elektrik gücüne ihtiyaç duyan her tipten AC motorlu fan direktiften etkilenmektedir. EC motorlu fanlar ise hali hazırda günümüz gerekliliklerinin tamamını karşılamaktadırlar.

Motorlar için de ayrı bir regülasyon var. “Motor Direktifi”nin farkı nedir?
640/2011/AT sayılı ErP uygulama regülasyonu daha önceden 2011 girmiştir. Bu regülasyon elektrik motorlarının IEC standartlarına göre minimum verimliliklerini belirlemektedir. Regülasyon sadece motorlar ile ilgili olup 2011 yılından itibaren ülkemizde de geçerlidir. Buna göre 2015 yılı itibariyle 7,5-375kW arası motorlar direkt sürülecek ise minimum IE3 verim sınıfı aranmakta, hız kontrolü olması durumunda ise IE2 verim sınıfında motor kullanımına izin verilmektedir.

Konut dışı ve konut tipi havalandırma cihazları için 1253/2014 sayılı AB Ecodesign Direktifi
1 Ocak 2016 itibariyle yürürlüğe giren direktif havalandırma ünitelerini konut tipi ve konut dışı (residential, non-residential) olmak üzere ikiye ayırmıştır. 250m3/h debinin altındaki tüm cihazlar bu sınıflandırmada konut tipi olarak geçmekte olup, aynı beyaz eşyalarda olduğu gibi üzerlerinde enerji etiketi bulunması

zorunludur. Bu enerji etiketinde cihazın nominal debisi ve ses güç seviyesi de belirtilmek zorundadır.

250-1000m3/h debi aralığındaki cihazların sınıflandırması ise üreticiye bırakılmıştır. Eğer üretici üretti ği ürünü “Konut Tipi Havalandırma Cihazı” olarak piyasaya sürerse enerji etiketi vurmak zorundadır. Aksi halde böyle bir gereklilik yoktur.

1000m3/h üzeri cihazlar ise kesinlikle konut dışı havalandırma cihazı olarak tanımlanmış olup, kendi içlerinde tek yünlü(Unidirectional) ve çift yönlü(bidirectional) olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Literatürde be sınıflandırma UVU ve BVU olarak geçmektedir.

Ecodesign Direktifi klima santrallerinde neyi değiştiriyor?
İklimlendirme sektöründe klima santrali şartnameleri fan kanat tipi, motor verimi, fan verimi, ısı geri kazanım tipi, ısı geri kazanım verimi, kesit hızı, by-pass damperleri gibi santral total verimine etki edebilecek birçok parametreyi barındırmaktadır. Aslında tüm bunlar elektrik enerjisi ve ısıtma-soğutma enerjisi ihtiyacında tasarruf sağlamaya yöneliktir. Ecodesign direktifi, tüm bu parametrelerin etkisi içeren bir hesap tekniği getirmiş ve minimum gereksinimleri karşılamayan klima santrallerinin pazara sunulmasını engellemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, Eurovent 6/12’ye göre yapılan enerji sınıflandırmasından farklı olarak Ecodesign direktifinin cihaz dışı basınç kayıplarını dikkate almayıp, cihazları referans dizaynlar üzerinden karşılaştırmasıdır.

Tek yönlü cihaz referans dizayn Çift yönlü cihaz için referans dizayn

Direktifte referans dizayna göre limit SFPint(iç spesifik fan gücü) değerleri belirlenmiş olup, referans dizaynın dışında yaptığınız her değişiklik için belirli formülleri kullanarak bu limit değeri değiştirilir. Örneğin direktifte belirtilenden daha verimli bir ısı geri kazanım sistemi seçtiğinizde hedef SFPint yukarı çekilirken, referans dizayndan daha düşük sınıfta filtre kullandığınızda hedef aşağı çekilerek zorlaştırılır.

 

Tek Yönlü Havalandırma Cihazı, UVU 2016 2018
Minimum fan verimi ɳvu ; P≤30kW 6,2%*ln(P)+35% 6,2%*ln(P)+42%
Minimum fan verimi ɳvu ; P>30kW 56,1% 63,1%
SFPint_limit ; 1 filtre dahil 250 230

 

Çift Yönlü Havalandırma Cihazı, BVU 2016 2018
Çok hızlı veye kademesiz fan kontrolü Zorunlu Zorunlu
Isı Geri Kazanımı Zorunlu Zorunlu
Isı geri kazanımda termal by-pass Zorunlu Zorunlu
Minimum IGK verimi (ɳt_min). 67% 73%
IGK verim bonusu (ɳt_nrvu > ɳt_min) E=(ɳt_nrvu – 0,67)*3000 E=(ɳt_nrvu – 0,73)*3000
SFPint_limit (qnorm < 2 m³/s) 1200+E–300*qnorm/2–F 1100+E–300*qnorm/2–F
SFPint_limit (qnorm > 2 m³/s) 900+E-F 800+E-F

Ecodesign Direktifi’nin klima santrallerine getirdiği birkaç temel değişiklik ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Taze hava oranı %10 üzerinde olan tüm santraller bir “havalandırma cihazı”dır ve ısı geri kazanım sistemine sahip olmak zorundadır.
  • 2016 itibariyle run-around ısı geri kazanım sistemleri minimum %63, plakalı veya döner tamburlu ısı geri kazanım sistemleri minimum %67 verime sahip olmalıdırlar. 2018 yılında ise bu değerler %67 ve %73 olarak yükseltilecektir.
  • Isı geri kazanım sistemleri kesinlikle termal by-pass’a sahip olmalıdır. Bu, plakalı sistemler için üfleme tarafında by-pass damperi, döner tamburlu sistemde ise rotoru durdurabilme anlamına gelmektedir.
  • 2018 yılı itibariyle tüm filtrelerde analog manometre bulunmalıdır.
  • Kullanılan fanlar minimum 3 hızlı veya değişken devirli olmalıdır.

Üretici, klima santralinin veya fanın teknik çıktısı üzerinde Ecodesign hesabını kesinlikle göstermeli ve limit SFPint değerine karşılık cihazın uyumluluğunu belgelendirmelidir.

Kapsam dışı uygulamalar:

  • Hava akımı başına çekilen gücün 30W’ın altında olduğu cihazlar
  • Sadece gövdeden oluşan aksiyel veye santrifüj fanlar
  • Ex-Proof uygulamalar
  • Günlük havalandırma için kullanılmayan tek kademeli duman egzoz fanları
  • Sürekli 100°C üzerinde havanın taşındığı fanlar
  • 65°C üzerinde ortam sıcaklıkları için olan fanlar
  • -40°C altı ortam sıcaklıklarında çalışacak fanlar
  • 1000V AC veya 1500V DC üzerindeki besleme gerilimi
  • Zararlı, korozif gazların tahliyesi için kullanılan fanlar
  • Dahili ısı pompası bulunan klima santralleri
  • Endüstriyel mutfak egzoz uygulamaları

Direktifin Türkiye’ye etkisi nedir?
Direktif AB üyesi olmadığımız için Türkiye’yi direkt olarak etkilememektedir, yani iç piyasada satılacak olan havalandırma cihazlarında Ecodesign uyumluluğu şartı aranmaz. Ancak Türkiye için en büyük kafa karışıklığı cihaz üzerine CE etiketi basımı ile ilgili konudur. 2016 yılı itibariyle fanlar, ısı geri kazanım cihazları ve klima santrallerine CE etiketi basabilmek için aşağıdaki alt direktiflere uyumluluk gerekmektedir:

  • Makine Direktifi 2006/42/EC
  • Alçak Gerilim Direktifi 2006/95/EC
  • EMC Direktifi 2004/108/EC
  • Ecodesign Direktifi 2009/125/EC – EU 1253/2014

Bu şartlar altında, Ecodesign’a uygun olmayan cihazlara CE etiketi basılması Türkiye için de mümkün değildir.

Sonuç:
Yapılan istatiksel çalışmalar Ecodesign direktifine uygun klima santrallerinin direktif öncesinde satılan santrallerle kıyaslandığında yaklaşık %20 daha büyük hacimde olduğunu göstermektedir. Bu, daha büyük mekanik alanlar ve daha yüksek yatırım maliyetleri anlamına gelmektedir. Yatırım sahiplerine Ecodesign’ın faydalarını ve düşük enerji tüketimini anlatarak buna uygun projeler üretmekte büyük bir sorumluluk da vizyon sahibi mekanik proje müelliflerine düşmektedir.
Öte yandan, en büyük ticaret ortağımız olan AB’ye ihracat yapmakta olan üreticilerimiz için de Ecodesign hayati önem taşımaktadır. Üreticiler kısa sürede gerekliliklere hakim olmalı ve seçim programı, teknik ve kalite dökümanlarını uyumlu hale getirmelidirler. Tüm bu çabalar neticesinde, ilerleyen birkaç yıl içerisinde Türkiye’de de havalandırma cihazları için Ecodesign Direktifi’nin olmazsa olmaz bir gereklilik olarak karşımıza çıkacağından hiç şüphe yoktur.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Dişli Üretim Servisleri

‘Popstar’ları favoritCNC ve yeni S100 ile hedefleri aşan STUDER, 2023’te de büyüdü

Published

on

By

Yüksek hassasiyetli taşlama tezgahlarının İsviçreli küresel üreticisi Fritz Studer AG, ‘STUDER’in Sesi’ sloganıyla müzik odaklı hayata geçirdiği 2024 yılı basın toplantısında, 2023 yılının verilerini açıkladı. 20’den fazla ülkeden 65 gazetecinin katılımıyla düzenlenen toplantıda 2023 yılının ‘popstar’ları olarak favoritCNC ve yeni S100’ü gösteren STUDER, küresel olarak zorlu bir yatırım ortamına rağmen satışlarını artırmayı ve birçok bölgede yeni pazar payı kazanmayı başardı. Kalitesiyle pek çok pazarda büyüyen hassas silindirik taşlama makinelerinin İsviçreli uzmanı, Türkiye’deki bayisi Form Makina’yı ise üst üste 5. kez en iyi bayi olarak ödüllendirdi. ABD ve Çin gibi kilit pazarlarda satışlarını olumlu yönde geliştiren firmanın önceki yıllarda olduğu gibi en büyük pazarını Asya oluştururken, bunu Orta Avrupa ve Kuzey Amerika takip etti.

Firmanın 2023 yılı karnesini ‘Motion Meeting 2024 Basın Toplantısı’nda değerlendiren STUDER CEO’su Jens Bleher, “Yakın zamanda tamamlanan 2023 mali yılı, özellikle de 111. yıl dönümümüz son derece başarılı geçti” dedi. Firma, ürün geliştirme ve saha altyapısına yaptığı tutarlı yatırımların karşılığını alırken; CEO Jens Bleher, “Açıklamalarımızı gerçeğe dönüştürdük; zamanı pazardaki konumumuzu geliştirmek ve uzun vadede gelecek için kendimizi güçlendirmek için kullandık” ifadelerini kullandı. Dünyanın birçok bölgesinde yeni pazar payları kazanmayı başaran STUDER, müşteri hizmetleri segmentinde ise, yeni satış rekorları kırdı. Bleher, sipariş durumunun yılın sonuna doğru olağanüstü derecede gelişmesini ise, 2024 için olumlu bir işaret olarak değerlendirdi.

Almanya, Çin ve bazı Asya ülkeleri gibi bireysel pazarlarda sipariş gelişiminin daha zayıf olduğunu; ancak dünyanın diğer bölgelerinde olumlu sonuçların görüldüğünü belirten STUDER CSO’su Sandro Bottazzo ise, “Birçok ülkede iyi sonuçlar elde ettik ve hatta bazılarında yeni rekor sipariş alımları gerçekleştirdik” diye konuştu.

STUDER favoritcnc

Küçük ve orta ölçekli işletmeler STUDER’e güveniyor

STUDER siparişleri müşteri segmentlerine göre ele alındığında, havacılık ve uzay sektörü bir kez daha yeni siparişlerde en büyük artışı sağlarken, gerileyen otomotiv ve yan sanayi sektörünü geride bıraktı. 2023 değerlendirmesinde ‘Takım’ segmentinin beklentilerin altında kaldığı açıklanırken, önceki yıl olduğu gibi fason üreticilerin hakim olduğu ‘hassas mühendislik’ segmentinin en büyük bireysel pazar olduğu açıklandı. ‘Makine mühendisliği’ ile ‘kalıp ve döküm’ segmentlerinin 2023 yılında da önemli konumlarını koruduğunu bildiren STUDER, yarı iletken endüstrisinde hassas silindirik taşlama makinelerine olan talebin arttığını da açıkladı. Konuyu değerlendiren CSO Bottazzo, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından taşlama makinelerimize bu kadar güvenilmesinden ve bu segmentin bizim için stratejik açıdan önemli olmaya devam etmesinden çok memnunum” dedi.

En yüksek satış S33 ve ‘popstar’ favoritCNC’de

Hassas silindirik taşlama makinelerinin küresel üreticisi STUDER için geniş bir portföyünü korumak, 2023 yılında da özel bir önem taşıyordu. CNC üniversal silindirik taşlama makinelerinde oldukça güçlü sipariş alan firmanın en yüksek hacme sahip makinesi S33 olurken, onu favoritCNC, S31, S41 ve favorit takip etti. Firma, yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin siparişlerinde ise belirlediği hedefleri aştı.

STUDER S100

Basın toplantısında konuyu değerlendiren STUDER CSO’su Bottazzo, “İç silindirik taşlama makineleri söz konusu olduğunda, S131 için gelen siparişler açısından şirket tarihindeki en iyi 3. yıl oldu” dedi. Bakım ve servisten yedek parça ve revizyona kadar tüm iş alanları için geçerli olan Müşteri Hizmetleri segmentinin de çok olumlu gelişme gösterdiğini kaydeden Bottazzo, “Bu alanda üst üste ikinci yıl satış rekoru kırmayı başardık” diye konuştu.

Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan’da kendi uzman personeliyle hizmet vermeye başlayan STUDER, Doğu Avrupa’da da güçlü bir gelişim gösterdiğini duyurdu.

Küresel olarak yaklaşık 30 ticari fuara ve toplantıya katılan STUDER, Pekin’deki CIMT ve Hannover’deki EMO’ya ek olarak, UNITED GRINDING’in Kuzey Amerika’daki etkinliğinin özellikle başarılı olduğunu açıkladı. Firma, EMO 2023’te tarihinde ilk kez tek bir fuarda; yeni insertLoad yükleyicisi, roboLoad ve uniLoad ile üç otomasyon çözümünü bir arada sunmuştu.

Miller ve otomasyonda önemli gelişmeler

2023 yılında da müşterilerinin yararı için en son taşlama teknolojilerinin geliştirilmesi ve ilerletilmesini merkezine alan STUDER, özellikle e-mobilite ile ilgili bileşenler için uygun olan S36 üretim harici silindirik taşlama makinesiyle talepleri karşıladı. Basın toplantısında konuşan STUDER CTO’su Daniel Huber, bu makineyle ilgili olarak, “Artık müşterilerimiz S36’da herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm iş mili varyantlarını ve otomasyon çözümlerini kullanabiliyor” dedi. 25 kW’lık (33 hp) yeni ve güçlü taşlama mili sayesinde, 160 mm’ye (6,3 inç) kadar özellikle geniş taşlama disklerinin kullanılmasını mümkün hale getiren S36, CBN veya elmas taşlama taşları ile yüksek hızlı taşlamaya yeni bir seçenek getirdi. Ayrıca S36, kullanıcılarına tamamen uyumlu easyLoad ve uniLoad yükleme sistemleri sayesinde üretimlerini yüksek düzeyde otomasyona geçirebilme imkanı da sundu.

favoritCNC’nin dış taşlamadaki başarısına benzer şekilde, iç taşlama için giriş seviyesi segmentinde kendisini kanıtlaya yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin performansından memnun olduğunu dile getiren Huber, geçen yılki geliştirme sayesinde S100 artık yeni, güçlü bir sargı miline (Ø 58) sahip olduğunu, bunun gelecekte başka modeller için de planlandığını söyledi.

Kullanıcıların, popüler favoritCNC’nin devamı olan makinedeki yeni özellikleri merakla bekleyebileceğini açıklayan STUDER, bu konuda birkaç örnek paylaştı: Örneğin, tekerlek başlığının açı göstergesi, popüler QuickSet kurulum işlevi ve iş parçalarının herhangi bir programlama olmadan manuel olarak taşlanmasına verimli bir şekilde izin veren manuel taşlama döngüsü olarak geleneksel bir mod.

C.O.R.E. için yeni özellikler açıklandı

UNITED GRINDING’in devrim niteliğindeki donanım ve yazılım mimarisi olan C.O.R.E. de 2023’teki geliştirmelerin odak noktalarından biri oldu. Şirketin ağırlık verdiği diğer konular arasında veri toplama ve analizinin yanı sıra yeni sensörler ve araçlar da yer aldı. Huber, “C.O.R.E. dokunmatik işletim paneli zaten benzeri görülmemiş düzeyde sezgisel kullanıma izin veriyor ve yakında operatörlerin çalışma alanlarını tanımlayabilecekleri ve kaydedebilecekleri özelleştirilebilir bir arayüz olacak” açıklamasında bulundu.

STUDER, geliştirdiği SmartJet® soğutma sistemiyle halihazırda taşlama işleminde soğutma sıvısı ve enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltarak yeni endüstri standartlarını belirlemeye devam etti. Geleceğe yönelik bir bakış açısı sunan CTO Daniel Huber, “Sürdürülebilirlik konusu bizim için önemli olmaya devam ediyor” dedi. Ayrıca yarı iletken endüstrisinde de büyük bir potansiyel gördüklerini belirten Huber, e-mobilite ve fotovoltaikler nedeniyle yüksek performanslı yarı iletkenlere olan talebin arttığı bilgisini paylaştı. STUDER bu alanda da pazarda son derece başarılı olan X-ışını ölçüm başlığına sahip S41 CNC üniversal silindirik taşlama makinesiyle levha üretiminde standardı belirledi. 2023 boyunca gerçekleştirilen kapsamlı geliştirme faaliyetlerini değerlendiren CTO Huber, “Uzun vadede, yalnızca en son teknolojiyi içeren akıllı ve verimli makineler sunan üreticiler başarılı olabilir” diye konuştu.

STUDER ile rekabetçi teslimat süreleri

Basın toplantısında konuşan bir diğer isim olan STUDER COO’su Stephan Stoll ise, operasyonlar için genel bir değerlendirme yaparak, “Üretilen makinelerin üretim karışımı 2023 yılında daha karmaşık sistemlere kaydı” dedi. Aktif satın alma yönetimi ve küresel tedarik zincirlerinin normalleştirilmesi sayesinde siparişlerin zamanında tamamlandığını söyleyen Stoll, STUDER’e iyi bir kullanım sağlayan UNITED GRINDING Group bünyesindeki ortak üretim stratejisinin uygulanmasını olumlu olarak değerlendirdi.

Kendi yüksek kaliteli iş millerini üreten az sayıdaki taşlama makinesi üreticisinden biri olan STUDER’in önemli operasyonel projeleri arasında, otomatik üretim araçlarına ve son teknoloji test stantlarına yaptığı yatırımlar yer aldı. Stratejik açıdan önemli olan bu makine bileşenleri için uzmanlığı özellikle genişleten STUDER, bu ön gereksinimler ve daha fazla büyüme için Steffisburg ve Biel’de yer alan dahili taşlama yetkinlik merkezinde kapsamlı yapısal ve lojistik önlemlere daha fazla yatırım yaptı.

Sürdürülebilirlik hamleleri

STUDER, 2023 yılında sürdürülebilirlik için de önemli işlere imza attı. Stoll, “Şubat 2023’ten bu yana Steffisburg tesisi yerel bölgesel ısıtma şebekesine bağlandı ve böylece tüm binalar çevre dostu bir şekilde ısıtılıyor” dedi. Ayrıca, tüm binaların LED aydınlatmaya dönüştürülmesini büyük ölçüde tamamlayan şirket, genel olarak enerji tüketimi ve CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azalttı.

2024 yılı için de öngörüde bulunan COO Stoll, “Geçtiğimiz yıllarda yapılan önemli yatırımların ardından, lojistik süreçlerimizin ve depo altyapımızın yeniden tasarlanması artık çok yakın. Bu projenin en önemli parçası, doğrudan bağlantılı bir konteyner deposuna sahip bir lojistik merkezidir. Tam otomatik depo sisteminin daha yüksek verimliliği, tüm makine üretimine ve yedek parçaların taşınmasına fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanlar

Son olarak, mesleki beceriler için ulusal şampiyonalar düzenleyen WorldSkills ile ilgili konuşan CEO Jens Bleher, teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, prestijli şampiyona SwissSkills’te son zamanlarda elde edilen başarılardan memnun olduğunu belirtti. Geçen yıl STUDER çırakları Luis Salzmann (1. sırada, tasarım mühendisi) ve Noah Rossel’in (2. sırada, otomasyon mühendisi) üstün performanslarıyla altın ve gümüş madalya kazandıklarını hatırlatan Bleher, “STUDER, WorldSkills’te üst üste üçüncü kez temsil ediliyor. Mesleki eğitime olan kapsamlı bağlılığımızı teyit eden bu durumdan gurur duyuyoruz” dedi.

Continue Reading

Genel

Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor

Published

on

By

KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı “2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü” raporuna göre küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal sektörü, bu dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceğinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflediği iki santigrat derecenin altında bir sıcaklık artışı hedefine 2040 yılından önce ulaşılabilmesi için temiz enerji teknolojileri için gerekli olan maden talebi bugünkünün dört katına ulaşacak. Küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal şirketlerinin, net-sıfır bir dünyaya geçişi desteklemek için rüzgâr türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için gerekli olan ve sürekli talebi artan mineralleri karşılayıp karşılayamayacakları akıllardaki önemli sorulardan biri.

KPMG, bu sorunun cevabını bulmak için çelikten kömüre ve lityuma kadar geniş bir yelpazede madencilik ve metal faaliyetlerini temsil eden 400’ün üzerinde üst düzey yönetici ile bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti. Ayrıca kritik madenleri üreten şirketlerin CEO’ları ile görüşmeler yapıldı ve sektörde geniş deneyime sahip uzmanların öngörüleri de dikkate alındı.

Karbonsuzlaşma planları bir maliyet değil büyüme için fırsat

Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. “Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek” yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla (yüzde 41) ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor.

Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor (yüzde 41). Bu, su (yüzde 16) ve atık (yüzde 21) yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.

ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor

Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki “S” (sosyal) harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar (yüzde 44). Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.

Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını (yüzde 46) şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile “CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları” yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise “net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak” yanıtı yer alıyor.

Teknoloji yeni dönemi şekillendiren ana itici güç

Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. “Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler (yüzde 54) yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?” sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları (yüzde 26), nesnelerin interneti (yüzde 24), arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler (yüzde 24), yeni çıkarma teknolojileri (yüzde 24) ve yapay zekâ (yüzde 23).

“Madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor”

Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalıdırlar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacaktır. Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmektir. Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et