Bilim İnsanı
Henry Bessemer çeliği bulmadı ama onu hayatımız baş köşesine oturttu
Sir Henry Bessemer, 1813-1898 yılları arasında yaşamış İngiliz bir mucitti. Bessemer’in çelik üretiminde geliştirdiği yöntem, o zamana kadar üretimi çok pahalı ve sınırlı olan bu cevherin yaygın bir şekilde üretilmesini mümkün kılmış ve sanayi alanındaki büyük atılımı hazırlayan etkenlerden biri olmuştur.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren çeliğin endüstriyel sahada kullanımı inşaattan otomotive ve makine sanayiine kadar pek çok alana olumlu manada etki etmiştir. Üretimin temel girdisi hâlini alan çelik, uzun yıllar boyunca ulusların zenginliğinin de ölçütü olur. Bir ulusun zenginlik ölçüsü, çelik tüketimine göre değerlendirilmeye başlanır.
Çelik çok önceleri de kullanılmakla birlikte 17. yüzyılda, Rönesans etkisiyle kullanımı yaygınlaşan bir çeşit demir alaşımıydı. Bununla birlikte çelik elde etme yöntemi hem çok zahmetli hem de oldukça pahalıydı. Bu sebeple o dönemde çelik yerine dökme demir kullanımı son derece yaygın bir uygulamaydı.
Kırım savaşı sırasında yeni ve daha güçlü bir top mermisi geliştiren Bessemer, bunu Fransız askeri yetkililerle paylaşır. Askerler bu mermiyi etkileyici bulurlar ancak dökme demirden imal edilen topların bu mermiyi fırlatabilecek sağlamlığı sunamayacağını belirtirler. Bessemer de bunun üzerine daha güçlü bir dökme demir elde etmek için çalışmalara başlar. Bu çalışmalar “Bessemer İşlemi”nin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır ve çelik üretimi yaygınlaşmaya başlar. Süreç kusursuz işlemez ve Bessemer kimi zaman zorlu sınavlardan geçer. Öyle ki bir süre sonra kendi çelik tesisini kurar ve çelik üretmeye başlar. Çelik üretimini iyileştirmeyi başaran Bessemer, çok iyi bir kazanç sağlar. Yaşamının son yıllarında endüstriyel üretim alanında pek çok farklı yöntemle ilgilenir.
Henry Bessemer, 1879 yılında “Sir” unvanı alır. Royal Society ve Londra Kenti Özgürlüğü üyesi olan Bessemer, Demir Çelik Enstitüsü başkanlığı da yapar. Sir Henry Bessemer, 1898 yılında yaşama veda eder.
Çeliğin yaygın bir şekilde üretilmesi ve maliyetlerdeki düşüşler, üretim süreçlerinde pek çok yenilik ve birçok yeni ürün ortaya çıkarmıştır. Özellikle makine imalat ve inşaat sektörleri, Henry Bessemer tarafından açılan yolda son derece büyük gelişim göstermiştir.
Bilim İnsanı
Feza Gürsey kimdir?
Bilim kadını Prof. Dr. Remziye Hisar (1902-1992) ile tıp doktoru ve fizikçi Dr. Reşit Süreyya Gürsey’in (1889-1962) ilk çocukları olarak dünyaya geldi.
Feza Gürsey, fizik okumaya lise öğrenciliği yıllarında karar verdi. Galatasaray Lisesi’ni 1940 yılında birincilikle bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi öğrencisi oldu, 1944 yılında da Fizik-Matematik Bölümü’nden birincilikle mezun oldu. M.E.B. sınavını kazanarak İngiltere Imperial College’a gitti. Burada 1945-50 yılları arasında Prof. Dr. H. Jones’ın danışmanlığında doktora çalışmalarını yaptı. 1950’de Kuaterniyonların alan teorisine uygulanmaları konusunda yaptığı çalışması, onun için de yaşam boyu sürecek bir araştırma ilgisinin odak noktası oldu. Bu dönem içerisinde “Tek boyutlu bir istatiksel sistem” ve “İki bileşenli dalga denklemleri üzerine” başlıklı iki önemli makale yayımladı. 1951-57 yılları arasında Ord. Prof. Dr. Cahit Arf’ın desteği ile İstanbul Üniversitesi Tatbiki Matematik Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. 1953 yılında “Spinli elektronların klasik ve dalga mekaniği” adlı tezi ile doçent oldu.
1957-61 yılları arasında, Atom Enerjisi Komisyonu’nun bursu ile ABD’de Brookhaven Ulusal Hızlandırıcı Laboratuarı’nda çalıştı, araştırmalar yaptı. Bu dönemde Brookhaven Ulusal Hızlandırıcı Laboratuarı, Princeton İleri Çalışmalar Enstitüsü ve Columbia Üniversitesi’nde fizik dünyasında çok ileri düzeyde çalışma yapanlar ile birlikte çeşitli çalışmalar yürüttü.
Gürsey, 1960′lı yıllarda “Kiral Bakışım” kuralını ortaya koyarak uzay-zaman bakışım çalışmalarına önemli katkı sağladı. M. Günaydın ile birlikte yürüttüğü çalışmaları (1974-76) sonucunda, bileşik bir E6 grubunun içerdiği “oktonyon” cebirinin renk dinamiği ile ilgisi olduğunu kanıtladı. Bu çevrede adını duyuran ilk çalışması, yük bağımsızlığı ve Baryon korunumu ile Pauli Transformasyonunun ilgisini konu edinen makalesidir.
1961 yılında ABD’den Türkiye’ye dönen Gürsey, Prof. Dr. Erdal İnönü’nün ısrarları ve uğraşları sonucunda Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teorik Fizik Bölümü’nü kurdu ve orada profesör olarak çalıştı. Bu dönem içinde Türkiye’de teorik fizik alanında yapılan çalışmaları canlandırmayı başardı.
1965-74 yılları arasında Yale Üniversitesi’nin Teorik Fizik Bölümü’nün teklifi üzerine, ODTÜ’deki görevinden ayrılmak istemeyen Gürsey, Yale Üniversitesi’nin konuk profesörlük görevini kabul etti ve ODTÜ-Yale üniversiteleri arasında dönüşümlü olarak lineer olmayan kiral modeller, konform simetri, genel görelilik üzerinde çalışmalarını sürdürdü. 1974 yılında Yale Üniversitesi Fizik Bölümü’ndeki konuk profesörlüğü sürekli duruma getirildi; izni kaldı ve ODTÜ’den ayrılmak zorunda bırakıldı.
Feza Gürsey, 1971 yılından 1991 yılında emekli oluncaya kadar Yale Üniversitesi Fizik Bölümü’nde çalıştı. 19 Ocak 1977’de temel parçacık fiziğine yaptığı katkılardan dolayı Sheldon Glashow ile birlikte Oppenheimer Ödülü’nü aldı.
Prof. Gürsey’in aldığı diğer ödüller şunlardır: 1969 TÜBİTAK Bilim Ödülü, 1977 S. Glashow ile birlikte J.R. Oppenheimer Ödülü; R. Griffiths ile Doğa Bilimlerinde A. Cressey Morrison Ödülü, 1979 Einstein Madalyası, 1981 College de France’da Konuk Profesör ve College de France Madalyası, 1984 İtalya Cumhurbaşkanı’nın Commendatore Nişanı, 1986 Roma’da Konuk Profesörlük ödülü, 1989 Türk Amerikan Bilimcileri ve Mühendisleri Derneğinin Seçkin Bilimci Ödülü, 1990 Galatasaray Vakfı Madalyası. 1993’te Ankara’da kurulan Türkiye’nin ilk bilim merkezine de onun adı verilmiştir. En önemli eseri, “Parçacık Fiziğinde Simetri”dir (Symmetries in Particle Physics).
Prof. Gürey, 1991 yılında emekli olduktan sonra Türkiye’ye döndü ve Boğaziçi Üniversitesi’nin davetini kabul ederek Fizik Bölümü’ndeki odasına yerleşti. Aynı yıl yakalandığı prostat kanseri nedeni ile 13 Nisan 1992’de Yale Üniversitesi Hastanesi’nde vefat etti.
Bilim İnsanı
19. yüzyılda matematik ve fiziğe damga vuran bir bilim kadını: Sonja Kowalewsky
15 Ocak 1850’de Moskova’da aristokrat bir ailenin kızı olarak doğan Sonja Korvin Kroukowka, küçük yaşından itibaren matematiğe ilgi duymaya başlamıştı. Yaşadığı dönemin en önemli kadın matematikçisi olmakla birlikte, 19. yüzyılda kadınların yükseköğrenim alanındaki hak mücadelesinin de simgelerinden biri olmuştur.
Heidelberg Üniversitesi’nde öğrenim gören Sonja Korvin Kroukowka, burada devrin önemli akademisyenlerinin derslerini takip eder ve eliptik fonksiyonlar, fizik gibi konularda kendisini geliştirir. Yaptığı çalışmalarla kısa sürede kendisini göstermiş ve hem Avrupa’da hem de Rusya’da ünü yayılmaya başlamıştır. 1874 yılında diplomasını alıp ülkesi Rusya’ya döndüğünde ne orada ne de Avrupa’da kendisine uygun bir çalışma ortamı olmadığı fark etmiş ve matematiğe ilgisi kaybolur gibi olmuştur. 1878 yılında ise bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. 1880 yılında artık kendini yeniden ve tamamıyla matematiğe verir. Bu dönemde, “kristal bir ortamda ışığın yayılması problemi”ni ele almıştır.
1884 yılına gelindiğinde, İsveçli matematikçi Mittag-Leffler’in gayretleriyle Stockholm Üniversitesi’nden akademik kadroya katılır. 1889 yılına gelindiğinde ise burada ömür boyu profesör unvanı alır.
1888 yılı noelinin arifesinde, bir katı cismin sabit bir nokta etrafındaki dönmesini açıklayan araştırmasıyla Fransız İlimler Akademis’nin Bordin Ödülü’nü kazanır. Jüriye göre araştırmasının o kadar ayrıcalıklı bir değeri vardı ki, ödülün miktarı önce bildirilen 3000 franktan 5000 franga yükseltilir.
Sonja Satürn’ün halkası teoremi ile de uğraştı. Matematik fizikte, ikinci mertebeden kısmi türevli diferansiyel denklemler üzerindeki yayınlarıyla ünlü Fransız matematikçileri Darboux ve Hadamard’la Sonja Kowalewsky ismi de yer almaktadır.
10 Şubat 1891 günü Stockholm’de hayata gözlerini yumdu. (Kaynak: matder.org.tr)
-
Etkinlikler10 ay ago
Güç aktarım sektörü Moneta standında buluştu, “GüçBirliği” pekişti
-
Metal İşleme Takım Tezgahları3 ay ago
Kaliteyi merkezine alan SELSA’nın üretim hattı, STUDER’le güçleniyor
-
Kayış ve Kayış Tahrikleri8 ay ago
Megadyne’nin Megaflex zaman kayışı serisini keşfedin
-
Dişli Üretim Servisleri2 ay ago
‘Popstar’ları favoritCNC ve yeni S100 ile hedefleri aşan STUDER, 2023’te de büyüdü
-
Kayış ve Kayış Tahrikleri8 ay ago
Asansör endüstrisi için ideal, dayanıklı ve yer tasarrufu sağlayan çelik telli poliüretan düz kayış: Megalinear P3.3
-
Kayış ve Kayış Tahrikleri3 ay ago
MEGASYNC™ Gold2 ve Silver3 ile tanışın
-
Vibrasyon Motorları11 ay ago
Vibrasyon motorlarında güvenin adı FEMAŞ
-
Redüktörler11 ay ago
Redüktörden servo motor sürücüsüne kadar tüm sistem, tek tedarikçi: STÖBER
-
Dişliler4 ay ago
İnsan omzunun yeteneklerini kopyalayacak yeni bir dişli teknolojisi: ABENICS
-
Kayış ve Kayış Tahrikleri11 ay ago
Yüksek kalite, geniş hizmet ağı; sektörün küresel tedarikçisi TÜRKSA KAYIŞ SANAYİ
-
Genel4 ay ago
Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor
-
Frenler ve Kavramalar11 ay ago
MEG Endüstri güçlü iş ortaklığı ağı ile tek kaynaktan komple çözümler sunuyor