Connect with us

Servo Motorlar

SMB Technics’ten bir ilk: Yerli servo motor ve sürücü sistemleri

Published

on

Akım Metal bünyesinde faaliyet gösteren SMB Technics’e bir ziyaret gerçekleştirerek, Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Fırat Parlak ve Satış Müdürü Murat Palaz ile bir söyleşi yaptık. Ar-Ge süreçlerine ve katma değer sunan ürünlere verdiği önemle dikkat çeken SMB Technics’in faaliyetleri hakkında bilgiler edindiğimiz görüşmede Türkiye’deki makine imalat sektörüne ilişkin de önemli tespitler dinleme fırsatı bulduk.

SMB Technics markası ve ürün grupları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bizim A Grup çatısı altında 6 farklı şirketimiz mevcut. Bunlardan 4 tanesi Türkiye’de, 2 tanesi de yurt dışında faaliyet gösteren firmalardır. Bu firmalar içerisinde en büyük ölçekli olan iki kuruluş Akım Metal ve Akplas’tır. Akım Metal, Türkiye’nin en büyük ikinci 500 kuruluşu listesinde 177. sırada, AKPLAS ise 93. sırada yer almaktadır. Diğer bir şirketimiz de Aksem Kalıp’tır. Bu da KOBİ ölçekli bir şirkettir.

2011 yılında Ar-Ge Merkezimiz kuruldu. Bu merkez kurulduktan sonra da kendi ürünlerimizin tasarım ve üretim sürecine girildi. Bu ürünlerin satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek için de YMB adıyla bir şirket kuruldu.

Bunlar dışında, stratejik planımızda yer alan yurt dışına açılma faaliyetlerine de başlandı. 2017 yılı bizim için yeni yatırımlar yılı oldu ve Türkiye’de yeni fabrikalar açtık. Yurt dışında da ilk yatırımımızı Târgovişte, Romanya’da yaptık. Burada Curent Metal isimli bir firma kurduk ve beyaz eşya yan sanayi üreticisi olarak faaliyet göstermekteyiz. Bir de “A Group USA” ismi ile Chicago’da satış ve pazarlama şirketi olarak faaliyetlerimizi sürdürmeye devam etmekteyiz.

A Grup bünyesinde 2.500 çalışanımız var. Bunların 1000 tanesi Akım Metal bünyesinde bulunmaktadır. Şu anda Ar-Ge Merkezi’nde 81 araştırmacı mühendis ve toplam 130 personelle faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Hâlihazırda kurulum aşamasında olan ve 2021 yılı içerisinde hayata geçirmeyi planladığımız 2 ayrı Ar-Ge merkezimiz daha olacak.

Biz, Ar-Ge Merkezi’nde çalışmaya başladıktan sonra özellikle ülke açısından stratejik olan konulara yönelmeyi tercih ettik. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünler geliştirmek üzere yola çıktık. Türkiye’de üretilmeyen ya da yüksek oranda dışa bağımlı olduğumuz, bununla birlikte katma değeri yüksek, bizim de 50 yıla dayanan geçmişimizden gelen know-how’ı aktarabileceğimiz ürün gruplarına yöneldik. Bu amaçla bilimsel danışmanlık aldık, akademiden ve sanayinin önde gelen insanlarının görüşlerinden faydalandık. Bu kapsamda, grubun devam eden Ar-Ge faaliyetlerini “Ar-Ge Merkezi” çatısı altında birleştirdik. Türkiye’nin ilk 100 Ar-Ge Merkezi’nden birini faaliyete geçirmiş olduk. O zamanlar Ar-Ge Merkezi kurmak biraz daha zordu. Mesela 50 araştırmacı olması gerekiyordu. Biz o dönemde kurulmuş bir Ar-Ge Merkezi’yiz. İlerleyen yıllarda Ar-Ge merkezlerine sektörlere göre ödüller verildiğinde, makine-teçhizat Ar-Ge’leri arasında Türkiye’nin en iyi Ar-Ge Merkezi seçildik.

Peki, biz neler yaptık? Servo teknolojilerine yani hareket kontrol teknolojilerine; diğer bir taraftan da aslında içinde olduğumuz bir sektör olan makine imalatına yöneldik. Tornacılıktan başlayan bir aile geçmişi olduğu için burada bir katma değer yaratabileceğimize inandık ve CNC torna tezgâhı tasarım ve üretimine başladık. Diğer taraftan enerji odaklı olarak LED aydınlatma teknolojileri üzerine çalışmalar yaptık ve üretim faaliyetine başladık. Üç kulvarda yola çıkınca çok ciddi bir enerjiye ihtiyaç duyuldu çünkü bunlar çok uzun yıllar Ar-Ge’si olması gereken ürün gruplarıydı. Konuyu profesyonel bir şekilde ele alıp marka yaratmayı gündemimize alınca iki ana marka üzerine odaklandık: Bir tanesi SMB Technics bir diğeri de Fermada. Biz, tüm çalışmalarımızı bu iki markayı global ölçeğe taşımak üzerine yaptık. 2011 yılında başlayan Ar-Ge süreçleri içerisinde ürünler henüz yeni yeni ortaya çıkmaya başladı ancak bu yeni ürünlerin prototipleri 5-6 yıldır sahada yer aldı. Biz acele etmedik ve marka her şeyden önemli olduğu için bu ürünlerin tam olarak hazır olması gerektiğine inandık. A Grup olarak bilinçli bir şekilde hareket edildi. Bu sebeple hem servo motor hem de CNC tezgah tarafında ürünleri hayli geç bir şekilde sahaya çıkardık.2012 yılında prototipleri hazır olan tezgahlar, 2017’de satılmaya başlandı. 2012 yılında ilk servo motor prototipi, yine 2013 ve 2014’te de ilk servo sürücü prototipi yapıldı ancak biz bu ürünleri 2020 yılının sonunda müşterilerimizin beğenisine sunmaya başladık.

Bizim için insan kaynağı çok önemlidir. Türkiye’nin ilk ticarileşen yerli ve milli servo sürücü ailesini SMB Technics markası ile biz yaptık. Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Üniversiteden mezun olan birini getirip servo sürücüler için çalışmaya başlayalım diyemiyorsunuz, böyle bir insan kaynağımız maalesef bulunmuyor. Teknik üniversitelerimizde bu konularla alakalı kürsüler de yok. Neden peki? Çünkü ülkede bununla alakalı sanayi yok.

2016 yılında ziyaret ettiğimiz SPS Fuarı’na 1611 tane firma katılmıştı. Bunlar servo motor, sürücü, enkoder, PLC vs. üreten firmalar. Bu 1611 firmanın içinde bir tane servo motor ve sürücü üreten Türk firması yoktu çünkü maalesef biz üretmiyoruz. Bunun temelinde tek bir neden yatmıyor. Bunun sebeplerini her bir yerde aramanız gerekiyor. Büyük resme bakarak, bir ülke stratejisi içerisinde ilerlemek gerekiyor.

Biz bugüne kadar stratejik planlarımız dahilinde, öz kaynaklarımızla ilerledik. Son yıllarda ülkemizde de güzel gelişmeler oluyor. Bunlardan biri de Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’dir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen teknoloji odaklı üretim listelerine ilk olarak makine sektöründen başlandı. Bu kapsamda servo motor ve sürücü yapan firmalara destek verileceğine yönelik bir çağrı yayınlandı. Çok sayıda firma başvuru yaptı ama bu sayı az önce bahsettiğimiz SPS Fuarı katılımcısı firma sayısı kadar değildi. 10 proje desteklenmeye layık görüldü. Bu 10 projeden iki tanesi, büyüklerimizin yıllar önce karar verdikleri üretim planlarıydı; biri takım tezgahları biri de servo motor ve sürücüler. Türkiye’de iki projesine birden destek alan tek şirket de biz olduk. Sanayici bakış açısıyla şunu da ifade etmeliyiz, bizim en büyük destek ihtiyacımız yer konusunda olmaktadır. Türk sanayisi maalesef bir bölgeye sıkıştı ve burada arsa fiyatları o kadar yüksek ki, yıllarca Ar-Ge’ye harcayabileceğiniz bedeli öncelikle gidip toprağa yatırmanız gerekiyor. Biz, devletimizden bu konuda sanayiyi destekleyici bir yol açmasını bekliyoruz.

SMB Technics markasıyla yola çıktık ve torna tezgahlarını geliştirmeye başladık. Bir bölgede üretim faaliyetleri büyüdü ve artık oraya sığmaz oldu. Dedik ki gün bu gündür, Ar-Ge Merkezi’nden çıkan bir ürünün bağımsızlığını ilan etme zamanı geldi ve 2020 yılı yaz aylarında torna tezgahı üretim süreçlerini kendi fabrikasına taşıdık. Bu alanda ürünlerimizi kullanmayı tercih eden çok ciddi sayıda yerli üreticiye hitap edebildik ve ilk yıl için hem üretim hem de satış rakamlarını tutturacak bir çizgiye sahibiz.

Servo konusuna başladığımızda ise Türkiye buna hazır değil dediler. Prototipi yanımıza alıp yaptığımız ziyaretlerde, “Bu ürünü gerçekten siz mi yaptınız?” gibi tepkilerle karşılaştık. Biz SMB logosunu ürünlerimize yürekten inanarak basıyoruz çünkü bu ürünlerin tüm elektronik devre tasarımlarını, gömülü yazılımını, bilgisayar yazılımlarını, endüstriyel tasarımını, enjeksiyonunu dahi kendi firmamızda yapıyoruz. Yarı iletken bileşenler bu ülkede üretilmiyor. Yarı iletkenler dışında kalan tüm bileşenleri bu topraklarda yapıyoruz. Türkiye’nin ilk yerli ve milli servo ailesini gururla Türk sanayisinin hizmetine sunduk.

Pandemi, hiç kimsenin hayal etmediği bir süreçti. Bu süreçte en azından domestik pazarda lider olmak için neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık ve bayilik sistemini geliştirdik. 250’den fazla makine ve otomasyon firmasıyla görüşme gerçekleştirdik. Bugün, yurt dışına açılamadığımız Pandemi döneminde, dokuz önde gelen firmayla bayilik anlaşması yaptık. Yine bugün 100 farklı yerde konsinye ürünümüz var. Bugüne kadar sahadan bir tek olumsuz dönüş de almadık.

Şuna yürekten inanıyoruz ki SMB Technics global bir marka olacak ve bizim toplam satışımızın yüzde 80’i ihracat olacak.

Ağırlıklı olarak çözüm sunduğunuz ve hedeflediğiniz sektörler hangileridir?

Makine ve imalat sektöründeki tüm üretici firmalar bizim hedef kitlemizdir. Bayilik yapımızı kurarken de uygulama yönü kuvvetli otomasyon firmalarına öncelik vermek istiyoruz. Aslında sektörel olarak bir ayrım da bulunmuyor. Servo sistemler, özellikle pozisyon, hız ve tork kontrolü istenen tüm makinelerde kullanılan ürünlerdir.

CNC tarafında da biz özellikle uzun parçaları işleyebilecek kabiliyete sahip makineleri, tek ve çift taretli tezgahlar olarak üretmekteyiz. Çift taretli tezgahların bu şekildeki uygulamalara yönelik Türkiye’deki tek üreticisiyiz. Özellikle otomotiv ve silah sanayii bizim çözümlerimizi tercih ediyorlar. Türkiye’de silah sanayii alanında faaliyet gösteren tüm üreticiler bizden tezgah almıştır diyebilirim. Büyük otomotiv firmaları da, özellikle hatları hızlandırmak için bizden CNC torna tezgahı satın alıyorlar.

Satış ve satış sonrası hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

250’nin üzerinde firma ziyareti yapıldı. Şu anda İstanbul Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası, Trakya Bölgesi, Sakarya, Bursa, Ankara ve Konya’da bayiliklerimiz var. Önümüzdeki dönemde Eskişehir ve Kayseri’ye de bayilik vereceğiz.

Ege Bölgesi’nde Manisa, İzmir ve Aydın’da; Güney’de Gaziantep, Adana ve Mersin bizim için önemli, buralarda da bayiliklerimiz olacak. Yıl sonuna kadar yurt içi pazarda bayilik organizasyonunu tamamlamayı hedefliyoruz. Bu yıl sonu itibariyle de yurt dışı açılımını başlatacağız. O ayakta da özellikle Doğu Avrupa ülkelerinden başlamak üzere Avrupa’ya doğru bir seyir izlemeyi hedefliyoruz. Keza yine Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde çalışmalarımız mevcut. Bir de Türkî Cumhuriyetler ile bağlantılarımız var, o bölgelerde de satış faaliyetleri yürüteceğiz.

Satış sonrası süreçleri için bayilerimizin sorumlulukları bulunuyor. Aynı zamanda kendi bünyemizde de teknik servis ve saha uygulama birimleri kurduk. Servo sistem ürünleri özel bir programlama vs. gerektirdiğinden ilgili birimimizle saha uygulama desteği de sunuyoruz. Bizim Ar-Ge niteliğimiz kuvvetli olduğundan iş ortaklarımız doğrudan Ar-Ge mensubu arkadaşlarımızla da irtibata geçiyor. Çok sayıda eğitim modelimiz de bulunuyor. Bayilerimizin tamamına eğitim merkezimizde ve laboratuvarlarımızda uygulamalı eğitimler vermekteyiz. Aynı zamanda saha uygulama ekibindeki mühendislerle de yerinde eğitim verebilmekteyiz.

Bu yıl tüm bayilerimize ilk 1.000 ürün için koşulsuz şartsız iade imkânı sunduk. Ürünümüze güveniyoruz. Bununla birlikte kullanıcı kaynaklı sorunlar da dahil her tür aksaklık için koşulsuz iade olanağı sunmaktayız.

Servo sistemlerin seçiminde hangi hususlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır size göre? Kullanıcılar neden SMB ürünlerini tercih etmeli?

Servo sistem ürünleri raftan alıp kullanılmaya başlanabilecek ürünler değil. Uygulamaya göre kullanıcıların spesifik şekilde marka tercihleri oluyor. Yerli üretim olmadığı için de bugüne kadar bu alanda hep ithal ürünler kullanılmış. Ürünlerin devreye alma sürecinde teknik destek çok büyük önem arz ediyor. Yabancı menşeli markaların bazılarının Türkiye ofisleri olsa da teknik destek anlamında maalesef yeterli olamadıklarını gördük. Bizim Ar-Ge süreçleri de dahil her şey kendi bünyemizde olduğundan teknik konular hiçbir şekilde çözümsüz kalmıyor. Böyle bir garantimiz var ve bunu SMB Technics dışında verebilecek bir marka Türkiye’de şu an bulunmamaktadır.

Bir diğer önemli husus da şu ki, biz performans olarak üst sınıfı baz alırken fiyat olarak ortanın altı bir düzeyde yer almaktayız. Bu da penetrasyonu arttırmak için izlediğimiz bir stratejidir. Biz, neredeyse Çinli modellerin fiyatına Avrupa kalitesinde ürünler sunuyoruz. O yüzden de tercih ediliyoruz.

Servo sistemler için ürün seçiminde özellikle kontrol hassasiyeti çok önemlidir. Sunduğumuz bant genişlikleri, kullanıcı arayüz yazılımının Türkçe dil seçeneği sunması ve kullanımı son derece kolay kullanıcı dostu olması gibi etkenler tercih edilmemize yol açıyor. Kolay devreye alma ve hızlı destek de bizim markamızı tercih edilebilir yapıyor.

Bütün markaları incelediğimizde aslında güç aralıklarının dünyadaki makine sektörünün ihtiyaçlarına göre belirlendiğini görmekteyiz. Servo motorlarımızda düşük, orta ve yüksek güç olarak 3 ana aileyi baz aldık. Düşük güç ailesinde 200 Watt’tan 1,5 Kilowatt’a kadar güç aralığı sunmaktayız. Bu ürünler sürücülerle birlikte set olarak tedarik edilebiliyor. Orta güç ailesi için de Ar-Ge süreçlerini başlattık. Burada da 2 Kilowatt’tan 7,5 Kilowatt’a kadar değişen güç aralıklarında ürünlerin prototipleri hazırlandı. 2021 yılı sonunda bu aile için de seri üretime geçmeyi planlamaktayız. Bu süreç sonunda servo sistem ihtiyaçlarının yüzde 90’ına cevap verebiliyor olacağız. Daha büyük güç aralıkları için de Ar-Ge faaliyetleri devam ediyor. 7,5 Kilowatt’ın üstünde, 20 hatta 30 Kilowatt’a kadar ulaşacak bir ürün ailesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun dışında CNC torna tezgahı üretimi de yaptığımız için spindle motorları ve bunların sürücüleri üzerine de çalışmalar yürütmekteyiz.

İhracat rakamlarınız ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Akım Metal’in 2020 yılındaki ihracat oranı yüzde 41 olarak gerçekleşti. Kendi markalarımızla birlikte bu oranları yukarıya doğru çekeceğiz. SMB Technics markası altında, servo sistemlerde yüzde 80 oranında ihracat yapmayı hedeflemekteyiz. 2025 yılının sonunda da yılda 100.000’in üzerinde motor üreten bir firmaya dönüşmeyi hedefliyoruz.

Türkiye piyasasını ve rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye piyasasında bir kesim tamamen fiyat odaklı olduğu için özellikle Uzakdoğu menşeli ürünler piyasaya girmiş bulunuyor. Bu kısımda kalite algısı çok yok diyebiliriz ama Türkiye’de en üst seviye makine üreticileri de var. Bu firmalarda da fiyata neredeyse hiç bakılmayan, performans odaklı tercihler yapıldığını görüyoruz. Aslında ürünün katma değeri burada belirleyici olmaktadır. Ürünün katma değeri yüksekse fiyatlar da yüksek seyredebiliyor. Dolayısıyla servo sistemlerde kalite ya da performans odaklı tercihler oluyor. Kalite ve performans odağı olduğu zaman Türkiye’de özellikle Avrupa ve Japon markaları birinci olarak tercih edilebiliyor diyebiliriz. Fiyat olarak daha düşük seviyelere indiğimizde de Uzakdoğu’dan ürünler sektörde yer alıyor. Biz de fiyatlandırmayı o seviyelere yakın ama kalitemizi Avrupa ürünlerinin seviyesine çekerek ciddi bir alternatif yaratmaya çalışmaktayız.

Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?

Düşük güçlü servo sistem ailesini tamamladıktan sonra orta ve yüksek güç ailelerini tamamlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunların dışında biz stratejimizi hareket kontrol teknolojileri üzerine kurduğumuz için bu alanda ciddi çalışmalar içerisindeyiz. Şu an Türkiye’de 5 eksenli hareket kontrolöründe en iyi seviyeye gelmiş firmayız. Prototiplerimiz de çıkmaya başladı. Bu yılın sonunda veya gelecek yılın başında da 3 eksenli hareket kontrolörümüzü satışa sunacağız. Takriben 1 yıl sonra da senkron olarak 5 eksenli hareket kontrolörümüzü piyasaya sunmuş olacağız. 2021 yılı içerisinde yine kendi geliştirdiğimiz PLC’lerimizi ve IO kartlarımızı satışa sunacağız. HMI’lar da satışa çıkacak ancak bu ürünleri şu aşamada biz kendimiz imal etmeyeceğiz çünkü o alanda bir katma değer göremedik. Katma değer olmadığını düşündüğümüz işlere de girmemeyi tercih ediyoruz. Piyasada ciddi bir sensör ihtiyacı ve talebi de var. İndüktif sensörlerin ve foto elektrik sensörlerin üretimini de gerçekleştiriyoruz. Bu ürünler de kataloğumuzda yerini alacak ve 2021 yılının ikinci yarısında satışa sunulacak.

Fırat Parlak kimdir?

Lisans eğitimini İTÜ Elektronik Mühendisliği, lisansüstü eğitimini Mühendislik Yönetimi alanında gördü. 2008 yılından itibaren elektronik sektöründeki firmaların Ar-Ge’lerinde araştırmacı mühendis, takım lideri ve Ar-Ge yöneticisi görevlerinde bulundu. Son 5 yıldır Akım Metal Ar-Ge Merkezi yöneticiliği yapmaktadır. Ayrıca 2020 yılından itibaren Akım Metal’in Hareket Kontrol Teknolojileri alanındaki markası SMB Technics’in Ürün Müdürlüğü görevini sürdürmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır.

Murat Palaz kimdir?

SMB Technics Satış Müdürü. Yaklaşık 12 yıllık bir satış geçmişi var. Sektöründe öncü markalarda, orta ve alçak gerilim servo drive’lar ile asenkron drive’ların satış faaliyetlerini yürüttü. Ardından sektöründe lider bir firmada yaklaşık 1000 ürün gamının satış faaliyetlerinden sorumlu olmuştur. Son olarak 3 yıl Amerika’da solar enerji alanında satış faaliyetlerini yürüttü.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Servo Motorlar

Siemens Türkiye, ‘uçan balık’ olarak tanımladığı SINAMICS S200’ü tanıttı

Published

on

By

Hızla değişen teknoloji dünyasına tam uyumlu ürün ve çözümleriyle gelecek için bugünü dönüştürmeye devam eden Siemens Türkiye, ürün lansmanını gerçekleştirdiği SINAMICS S200 Servo ailesini ‘uçan balık’ olarak tanımlıyor. Daha yüksek üretkenlik, verimlilik ve düşük maliyet avantajı sağlayan SINAMICS S200; yüksek performans, hassasiyet, gelişmiş güvenlik ve kullanım kolaylığı sunuyor.

Ürün lansmanını iş ortaklarının da katılımıyla Mandarin Oriental Bosphorus’ta gerçekleştiren Siemens Türkiye, geleceğe tam uyum sağlayan SINAMICS S200 Servo Sürücü ailesini tanıttı. Yüksek performans, hassasiyet, gelişmiş güvenlik ve kullanım kolaylığı sunan SINAMICS S200 Servo Sürücü Sistemi, günümüzün hızla değişen ve dönüşen dünyasında daha yüksek üretkenlik, verimlilik ve düşük maliyet avantajı sağlıyor. 

Aynı zamanda optimize edilmiş ve kullanım kolaylığı ile standart uygulamaların üzerine çıkarak gelecekte oluşabilecek gereksinimlere de tam uyumlu olarak geliştirilen SINAMICS S200 Servo Sürücü Sistemi, optimum fiyat-performans dengesiyle en uygun maliyet çözümlerini sunuyor. Sistem, SIMOTICS S-1FL2 servo motor, servo sürücü ve kablolarından oluşuyor. Aynı zamanda 0.1kW’dan 7 kW’a kadar uzanan güç aralığı, PROFINET ve PTI gibi seçenekleri ile geniş bir uygulama yelpazesi sağlıyor.

%350’ye varan yük kapasitesiyle üretkenliğin artırılmasına katkıda bulunan sistem, donatıldığı yüksek çözünürlüklü enkoder ile çok daha hassas bir kontrol sunuyor. 

Yeni bir esneklik seviyesi

SINAMICS S200 Servo Sürücü Sistemi’nin lansmanında konuşan Siemens Türkiye Dijital Endüstriler Hareket Kontrol Bölümü Ülke Müdürü İlker Binyazar, gerçek ve sanal dünyaların birleştirildiği yeni bir esneklik seviyesine geçildiğini belirterek, şu ifadeleri kullanıyor: “Ürünlerimizi, ürünlerimizi üretecek makineleri ve bu makinelerden oluşan hatları, fabrikaları daha ilk betonu dökülmeden, vida sıkmadan sanal ortamda yaratabiliyor ve devreye alıp çalıştırabiliyoruz. Dijital ikiz konsepti bize bu olanakları sağlıyor ve rekabet avantajı sunuyor. Hedefimiz sürdürülebilir büyüme ise, pazara hızlı çıkmaksa ve hatta karbon sıfır ayak izine ulaşmak istiyorsak, dijitalizasyon endüstrideki en güçlü kozumuz. Bizim hedefimiz de dijital transformasyonu mümkün olan en kolay hale getirmek. Bu nedenle Siemens, Xcelarator platformunu kurdu. Siemens Xcelerator, tüm sektörlerin dijital dönüşümünü hızlandıracak tamamen açık, esnek ve dijital bir ekosistem. Sunduğumuz çözümlerle müşteriler, iş ortakları ve geliştiriciler arasındaki etkileşimi artırma ve kolaylaştırmanın yanında; eğitim almak, keşfetmek ve bilgi alışverişi edinmek hedefiyle oluşturulmuş dijital bir pazaryeri olma özelliği taşıyor. Bugün de bu platformumuzun en yeni üyelerinden SINAMICS S200 Servo Sürücü Sistemi’nin lansmanı için bir aradayız. Doğuştan dijital, dijital ikizi olan, IoT fonksiyonlarına sahip, emniyet ve güvenlik konularında öncü, TIA Portal ile tam entegre ve yüksek maliyet avantajı sunan bu ürünümüzü sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

Continue Reading

Redüktörler

Mükemmel hareketin ortağı STÖBER

Published

on

By

[voiserPlayer]

Karmaşık hareketleri uygulamak için duyulan ihtiyaçların güvenilir, uygun maliyetli ve güçlü çözüm sağlayıcısı STÖBER; redüktörlü motorlarda kestirimci bakım nasıl çalışır, redüktörlü motorlar Siemens Motion dünyasına nasıl bağlanabilir, tasarımcılar kremayer ve pinyon tahriklerin doğrudan montajından nasıl faydalanır gibi soruları, 14 – 16 Kasım’da Nürnberg’de düzenlenecek SPS Fuarı’nda yanıtlamak için gün sayıyor.

STÖBER, dişli motorların kestirimci bakımına yönelik bir özelliği göstermek için Nürnberg’de düzenlenecek SPS 2023’e katılıyor. Bu IoT çözümünün yıldız özelliğini, kullanıcıların bilgileri değerlendirmek ve uygun şekilde işlemek için herhangi bir özel bilgi birikime ihtiyaç duymaması; ek sensörler, kablolar, yazılım veya donanım bileşenleri gerektirmemesi oluşturuyor. STÖBER’in kestirimci bakımı ile kullanıcılar, tahrik sistemlerinin ölçülen verilerine maksimum şeffaflık ve sınırsız erişim elde ediyor. Kullanıcılar eğilimleri tanıyabiliyor ve sonuç olarak mümkün olduğunca verimli hareket edebiliyor.

Dijital ikiz ile Siemens tarafından desteklenen STÖBER

PROFIdrive & PROFIsafe’e geçen sürücü uzmanı STÖBER, Siemens ile iş birliği içinde dijital ikiz kullanarak Siemens Motion çözümleriyle tam bağlanabilirliğini SPS’de göstermeyi planlıyor. STÖBER, karmaşık uygulamaları bile hayata geçirebilmek için PROFIdrive ve PROFIsafe ile sürücü bağlantısını destekliyor. En yüksek güvenlik gereksinimleri için sertifikalı iletişimle (SIL 3, PL e, kategori 4) sonuçlanıyor. Model, konik dişli çark ve planet dişli motorlar, SC6 ve SI6 Serisi tahrik kontrolörleri ve hibrit kablolar gibi tahrik uzmanının çeşitli bileşenlerini içeriyor. Siemens, CAD verilerinin sağlanması ve ayrı bir ekranda gösterilen gerçek simülasyon için gerekli yazılımı sağlıyor.

XL boyutunda hassasiyet

STÖBER ayrıca, olağanüstü hassasiyeti, düşük boşluğu ve yüksek eğilme sertliği nedeniyle özellikle etkileyici büyük servo planet redüktör olan PH Serisi’nin dördüncü neslini de Nürnberg’e götürüyor. Özellikle EZ Serisi’nin kompakt senkron servo motorları ile birlikte kullanıcılar, artık bir motor adaptörüne gerek kalmadan daha düşük kütle atalet momentine sahip dişli bir motordan yararlanıyor.

XL hassas redüktörünü tutma frenli son derece kompakt bir senkron servo motor ve bir motor adaptöründe ek bir fren ile birlikte sergileyecek olan STÖBER, 2 frenli bu çözümüyle yerçekimi yüklü aksların tasarımı için uygunluk sunuyor. Pilz GmbH & Co. KG ile iş birliği içinde geliştirilen SD6 sürücü kontrolörü ve SE6 emniyet modülü eklenene kadar güvenli olmayan sistem, planlamacılara ve mühendislere yerçekimi yüklü dikey eksenler için EN ISO 16090-1 gerekliliklerini karşılayan bir sistem çözümü sunuyor. SIL 3, PL e, kategori 4 sertifikalı olan çözüm, tüm emniyet gereksinimlerine EN 61800-5-2 ile uyumluluk sunuyor.

E ekonomiyi temsil ediyor

Başka bir fuar modeli, STÖBER’in ekonomik yalın motoruyla birlikte PE Serisi’ndeki ikinci nesil planet dişli motorlardan oluşuyor. Yaygın düz kesimli redüktörlerle karşılaştırıldığında, bu ekonomik versiyonun helisel dişli takımı, düşük çalışma gürültüsü ve iyi derecede düzgünlük sağlıyor. Kullanıcılar uygun maliyetli ve aynı zamanda güçlü bir çözümden yararlanıyor. Ayrıca daha hafif ve daha kompakt olan redüktörler için ikinci nesilde geliştiriciler, hızlanma torkunu %45 ve nominal torku da yüzde 50 artırarak performansı daha da artırmayı başarıyor.

Tam dönüşten doğrusal harekete

STÖBER ayrıca, ZV Serisi’nde kremayer ve pinyon tahrikli bir model, helisel konik dişli motor ve SD6 tahrik kontrolörü sergileyecek. Kremayer ve pinyon tahrikler, yüksek dişli kalitesine sahip sertleştirilmiş, düzleştirilmiş pinyonlara ve hassas bir şekilde eşleştirilmiş dişli raflarına dayanıyor. Motor, adaptör olmadan doğrudan redüktöre monte edilebiliyor. Bu, tahrik ünitesini daha hafif ve kompakt hale getirirken, böylece hem dinamikler hem de hacim üzerinde olumlu bir etki oluşturuyor. Kullanıcılar, yerden tasarruf sağlayan ve kuruluma hazır bir sistemi tek bir kaynaktan alıyor.

STÖBER çevrimiçi konfigüratör ile tek tuşla teklif 

Kullanıcılar STÖBER konfigüratör ile doğru tahrik çözümünü hızlı ve kolay bir şekilde buluyor. Çevrimiçi araç, açık bir şekilde tasarlanmış arayüzü aracılığıyla sezgisel olarak çalıştırılabiliyor. Kullanıcılar sadece birkaç tıklama ile kendi bireysel çözümlerini gerçek zamanlı olarak hızlı bir şekilde tasarlayabiliyor. Bu amaçla çok sayıda filtre ve karşılaştırma seçeneğine sahip yazılımla, yapılandırmadan sonra tüm temel bilgiler indirilebiliyor ve kullanıcılar doğrudan fiyat teklifi isteyebiliyor. STÖBER böylece müşterilerine dijital hizmetler aracılığıyla daha da kapsamlı destek sağlama stratejisini sürdürüyor.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et