Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ihtiyacı olan motor ve generatörleri günümüz teknolojisiyle üretmeye ve geliştirmeye odaklanan AEMOT, yerli rüzgar türbini için Aselsan’a ürettiği 4.7 MW’lık generatörlerin ardından, 6 MW’lık rüzgar generatörü üzerinde çalışıyor.
Cumhuriyetimizin 100. yılında ‘Rüzgarın Yüzyılı’ temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK), deniz üstü rüzgardan depolamaya, yeni türbin teknolojilerinden elektrik motorlarına kadar rüzgarla ilgili her konuyu içeren pek çok oturuma ev sahipliği yaptı. 4 binden fazla kişinin katıldığı TÜREK 2023’te, WindEurope Ceo’su Giles Dickson moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Rüzgar Enerjisi Tedarik Zinciri: Fırsatlar, Engeller ve İhtiyaçlar Oturumu’nun konuşmacıları arasında; TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, Enercon Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Genel Müdürü Arif Günyar, Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Güldoğan, Kontrolmatik Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan ve AEMOT Genel Müdürü Sami Akdoğan yer aldı.
Oturumda Türk sanayisini ve rüzgar enerjisi sektörünün komponent üreticilerini yakından ilgilendiren bir konuşma yapan AEMOT Genel Müdürü Sami Akdoğan, elektrik motorlarının yenilenebilir enerjinin içerisinde çok önemli bir yere sahip olduğuna değinerek, “Dünyadaki elektriğin %28’ini elektrik motorları tüketiyor. Bütün elektrik sistemini bir havuz olarak düşündüğümüzde; yenilenebilir enerjinin bu havuzu dolduran bir musluk olduğunu, yetersiz enerji verimliliğinin ise havuzu boşaltan bir kavram olduğunu söyleyebiliriz. AEMOT olarak buradaki misyonumuz da enerji verimliliği yüksek elektrik motorlarımızla havuzu boşaltan bu musluğu kısmak” açıklamasında bulundu.
AEMOT’un rüzgar enerjisi sektöründeki çalışmalarıyla ilgili bilgiler aktaran Akdoğan, “Bugün rüzgarda fırsatlar, engeller ve ihtiyaçlar odağında bir araya geldik. AEMOT olarak ürettiğimiz 4.7 MW’lık bir rüzgar generatörümüz var. Üniversite-sanayi iş birliği içerisinde ilerleyen bu projede, generatörün dizaynını ana yüklenici olarak üstlenen Aselsan, ODTÜ iş birliği ile gerçekleştirdi ve üretimini AEMOT olarak biz yaptık. Bunun yanı sıra, 6 MW’lık generatör çalışmamız var. Dizaynı bize ait bu proje için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Generatörle ilgili servis hizmetlerimiz var, bu kapsamda Avrupa’ya da servis ihracatı yapıyoruz. Servis hizmetleri Türkiye’nin en güçlü olduğu konuların başında geliyor” dedi.
1.9 MW’a kadar seri üretim
AEMOT’la ilgili bilgiler paylaşan Genel Müdür Akdoğan, “Biz Anadolu’dan bir motor üreticisiyiz, ismimiz de Anatolian Electric Motors’tan geliyor. Firmamızın ana üretimini elektrik motorları ve generatörler oluşturuyor. Yaklaşık 1,5 milyon metrekare açık arazi- de bulunan 45 bin metrekarelik fabrikamızda, 250 çalışanımızla çok çeşitli elektrik motorları üretiyoruz. Seri üretimde 1.9 MW’a kadar bir motor üretimimiz var. Hidro generatör alanında da 25 MW’a kadar üretimimiz var” ifadelerini kullandı.
“Vertical integration ile Çin’le yarışacak pozisyona gelebiliriz”
‘Rüzgar Enerjisi Tedarik Zinciri: Fırsatlar, Engeller ve İhtiyaçlar’ konusunda açıklamalarda bulunan Sami Akdoğan, “Bu sektörde nasıl rekabet edebileceğimizle ilgili 5 ana başlık bulunuyor ve bunlardan ilki malzeme. Kendi işimizden örnek vermek gerekirse, bizim generatörlerimizin en büyük komponentlerinden birisi sac ve bu da Türkiye’de üretilmiyor. Avrupa’daki üretimin de elektrikli araçların gelmesiyle birlikte etkileneceğini, kapasite ve ihtiyaç arasında açık oluşacağını öngörüyoruz. Firma olarak bu konuda Çin’e bağlı kalmaktan korkuyoruz. Bununla ilgili yapılması gerekenleri konuşmak istiyoruz. Bunlardan ikincisi de magnet, bu ürünü generatörlerimizde kullanmıyor olsak da motorlarımızda az da olsa kullanıyoruz; ancak kullanmak istemiyoruz çünkü Çin’e bağlıyız. Ürünlerimizi Avrupa üretimleriyle karşılaştırdığımız zaman karşımızdaki en büyük tehdit Çin. Çünkü iki generatörü kıyasladığımızda biz teknoloji olarak çok daha iyi olsak da Çin’in hammadde avantajıyla uyguladığı sübvanse, onu diğer ülkelerin üreticileri karşısında büyük bir tehdit haline getiriyor” diye konuştu.
Türk firmaların nasıl rekabet edebileceğine dair önerilerini dile getiren Akdoğan, “Sorunları aşmak için ‘vertical integration’ kavramını uygulamaya ihtiyacımız var. Buradaki amaç bir marka değerini yaratmanın en iyi yollarından birini uygulamak ve maliyet avantajı. Hükümetimizin de bu konuda destek vermesi gerekiyor. Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki böyle üretim fabrikaları kurulursa, elektrikli araç motorunda Çin’le yarışacak pozisyona gelebiliriz. Türkiye’nin motor ve generatör üretiminde Avrupa’nın merkezi olmasını istiyoruz ve AEMOT olarak bu vizyonda çalışıyoruz. Ülke olarak bu güce ve altyapıya sahibiz. Sadece AEMOT olarak değil, birçok alanda faaliyet gösteren Türk firmaları olarak buna elverişli olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
“Avrupa ile bir ülke gibi çalışmalıyız”
Türkiye’nin üretim için yeterli kapasitesinin olduğunu ancak hacme ihtiyacının olduğunu söyleyen Akdoğan, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Avrupa’nın Türkiye ile bir ülke gibi beraber çalışması gerektiğini düşünüyorum. Rüzgardaki gelecek projeksiyonlarını gördükçe üretimdeki istediğimiz daha da artıyor. Tabii biz güçlü yanlarımızı ve nelerde eksik olduğumuzu biliyoruz. Türkiye’nin motorda üretim tarafında olması gerekiyor; hem Türkiye’nin enerjideki ithalat açığı hem de üretimdeki gücü bunu oldukça destekliyor. Biz parayı ikinci planda tutuyor, başarıyı merkezimize alıyoruz. En büyük motivasyonumuzu para kazanmaktan çok başarı oluşturuyor.”