1970’lerin zorlu şartlarında kendilerini ‘İdealist Makineciler’ olarak tanımlayan 4 genç tarafından 25 metrekarelik bir dükkanda 1973 yılında kurulan; yönetime geçen 2. kuşakla birlikte globale açılarak kıtalara yayılan montaj fabrikaları, 50’den fazla ülkede yer alan uluslararası satış ofisleri, 1 milyondan fazla ürün referansı gibi başarılara ulaşan İ-Mak Redüktör, kuruluşunun 50. yılını kutladı. Markanın isim kökenine dayanan 4 ‘İdealist Makineci’nin kurucu değerlerine sahip çıkarak firmayı kurumsallaştıran, bu yöndeki adımlarıyla da büyük başarılara ulaşan İ-Mak’ın 2. kuşak yöneticileri, kurucularının inancıyla ikinci 50 yıla hazır. Bu yıl İDOKSAN markasıyla yeni bir dökümhaneyi bünyesine katan, 40 bin metrekarelik teknolojiyle dolu yeni bir fabrika yatırımı yapan, yurt dışında yeni montaj fabrikaları üzerine çalışan, 2 milyondan fazla ürün referansı hedefiyle daha fazla sektöre ulaşmayı planlayan İ-Mak, firma yüzyılının ikinci yarısında da doludizgin!
Babalarından aldıkları mirası sürekli geliştirerek ilerleyen, firmanın ikinci 50 yılını, “Geçmiş 50 yıldan gelen bilgili birikimimizle daha iyisini üreterek, daha katma değerlisini ihraç ederek, ülkemize daha faydalı olmanın yollarını sürekli geliştirerek inşa edeceğiz” diye özetleyen İ-Mak Redüktör Yönetim Kurulu Başkanı Necip Hallaç ve İ-Mak Redüktör Genel Müdürü Fatih Özdemir, Güç Aktarım’ın sorularını cevaplıyor.

2023’te 50. yılını kutlayan İ-MAK Redüktör’ün kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz?
Necip Hallaç: Babam Musa Hallaç ve Hasan Varol, o zamanlar Sultanahmet Meslek Yüksekokulu olan Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde beraber okuduktan sonra 25 metrekarelik bir atölye tutmuşlar. İçinde bir matkap ve masanın haricinde hiçbir şey olmayan o atölyedeki kısıtlı imkanlarla başladıkları işte, redüktör tamir etmeye başlıyorlar. İşler bu şekilde devam ederken, o redüktörler artık kullanılamayacak duruma geldiğinde yenilerini üretmeye başlayarak üretim serüvenini başlatıyorlar. Musa Hallaç, İbrahim Özdemir, Hasan Varol ve o dönemin en güçlü redüktör markalarından birinde ustabaşı olarak çalışan ağabeyi Hüseyin Bey olarak 4 kişi, 1973 yılında Edirnekapı Keresteciler Sitesi’nde 25 metrekarelik bir dükkanda İ-Mak Redüktör’ü kuruyorlar. 4 genç tarafından kurulan İ-Mak’ın asıl açılımını, ‘İdealist Makinacılar’ oluşturuyor.
Dönemin imkansızlıkları içerisinde zorlu şartlarda başladıkları imalat serüveninde biraz daha sonra, Edirnekapı’da daha büyük bir dükkan tutuyor ve tezgah alıyorlar. Türkiye’deki sanayileşme hareketi ve ardından Özal’la birlikte dışa açılma ve imkanlardaki iyileşmeyle birlikte o zorlu şartlarda çok çalışarak büyümeyi sürdürüyorlar. Üretimdeki artışla birlikte Edirnekapı’daki tesis artık yetmeyince, 1990’lı yıllarda şu an bulunduğumuz Pendik’teki fabrikanın arazisini satın aldılar. 1996 yılında ise Pendik Kurtköy’deki 16.000 metrekarelik bu fabrikamızda daha modern teknolojiyle üretimimiz başladı ve hala devam ediyor.
2000’li yıllarında başı da Türkiye için zorlu geçti. Özellikle 2000 ile 2002 arasındaki ekonomik kriz Türkiye’deki üreticileri ciddi anlamda etkiledi. O dönem ciddi yatırımlarımızın olmasına rağmen, reel sektörde inanılmaz bir durgunluk vardı ve konumumuzu korumak için dışarıya fason işler de yaptık. Daha sonra genel seçimlerle beraber ekonomideki iyileşmeyle 2003 yılında ihracata başlayarak uluslararası genişlememizdeki ilk adımları attık. İlk önce İran, Irak gibi Orta Doğu’ya başlayan ihracatımızı; 2012 yılında girdiğimiz kurumsallık hareketiyle şu anki konumunu getirdik.
İ-Mak yönetiminin 2. kuşağa geçişinden bahsedebilir misiniz?
Necip Hallaç: 2012 yılında sınırları belirli amatör bir firmadan daha kurumsal bir hale gelmek için Türkiye’nin tanınmış firmalarına danışmanlık hizmetleri sunan bir markayla anlaşarak 2013 yılında kurumsallık çalışmalarımıza başladık ve 11 yıldır bu hizmeti almaya devam ediyoruz. Özellikle bu kurumsallık çalışmaları başladıktan sonra şirketimizde çok ciddi değişimler görmeye başladık. Organizasyon olarak, insan kaynağı olarak, yatırımlar olarak, üretim olarak büyümeye devam ettik. 2013 yılında şirketin yönetimi tamamen değişti; babalarımız emekli oldular ve yönetim 2. kuşağa devredildi. Şirket 2. kuşağa geçtikten sonra Fatih Özdemir Bey ile benim ciddi anlamda bir ihracat dünyaya açılma hedefimiz vardı. Yönetimi devraldıktan sonra bu yönde bazı çalışmalar yaptık, şu an Genel Müdür Yardımcımız olan Salim Haffar Bey de o dönem ihracat ekimizin başına gelerek İ-Mak’ın bugünlerine ciddi katkılar sundu.
Zorlu dönemlerin başlangıcında yönetimi devralmanıza rağmen çok ciddi atılımlar yaptınız. Bu başarının sırrını paylaşır mısınız?
Necip Hallaç: 2013 yılında 2. kuşak olarak yönetimi devraldıktan sonra çeşitli sıkıntılarla karşılaştık: İlk yıl Gezi olaylarının başladığı zamandı, 2015 yılında olan çeşitli sıkıntılar, 2016 yılındaki darbe girişimi, 2017 yılındaki papaz/dolar krizi, 2019’da Covid krizi, 2022 yılında enflasyon krizi, 2023 yılının hemen başında yaşadığımız deprem felaketi… Son 10 yıla baktığımızda gerçekten ülkece inanılmaz durumlar yaşadık ama İ-Mak olarak hiçbir zaman moralimizi bozmadık, karamsarlığa kapılmadık ve üretimden, yatırımdan vazgeçmedik.
Kurumsallaşma ve ardından ihracata ağırlık verme ile başladığımız yönetimdeki ilk yıllarımızda, İ-Mak’ı yurt içinde de yurt dışında da herkesin görebileceği bir konuma getirmeyi hedefledik. Şu an geldiğimiz noktada da hem yurt içi hem de yurt dışı bayiliklerimizle bunu başarmaya devam ediyoruz.

Fatih Özdemir: Babalarımızın kurmuş olduğu şirketimizin kuruluş değerlerine sadık kaldık. Emeğe ve insana saygıdan, helal kazançtan ve dürüstlükten 1. kuşaktan sonra da hiçbir zaman vazgeçmedik. 1. kuşağın bıraktığı en önemli mirasa devam ederek; kuruluş ilkelerimizi sürdürdük, şirket yasaları oluşturarak bu ilkelerin tamamına yer verdik. Bu sayede de 2. kuşak olarak sadece bu işi ilerletmek değil, 12. kuşağa kadar bu kültürü devam ettirebilmeyi hedefledik. Belki şirket kurucularımız kadar emek vermedik (orada gerçekten inanılmaz bir emek var), belirli şeylerin oturduğu daha rahat bir döneme denk geldik ama şunu söylemek gerekir; değerlerini, ilkelerini, üretim isteklerini devam ettirerek, kurucularımızın inancını biz de paylaştık.
Bu arada sadece 2. kuşak değil, artık 3. kuşak da yönetimde yer almaya başladı. Şirketin belirli pozisyonlarında profesyonel olarak çalışmaya başladılar ve 3. kuşağın yönetim için adaptasyon sürecinin devam ettiğini söyleyebiliriz.
Öte yandan 2. kuşak olarak yönetimi devraldıktan sonra, kurumsallaşmayla birlikte en önemli değişimin organizasyon yapısında yaşandığını söyleyebilirim. Kurumsallaşmadan önce klasik aile firmalarının taşıdıkları özellikleri bizler de barındırıyorduk. Kurumsallaşma hareketimizle her departmanı profesyonelleştirdik. Bu değişimle, kuruculardan gelen bilgi, birikim ve inancı koruyarak, yeni profesyonelleri aramıza kattık ve şirketimizi daha ileriye taşımaya başladık.
2013 yılında yönetimi devralırken vizyonumuz; Türkiye’deki en iyi redüktör markası olmak, dünyada da redüktör denince bilenen ve tercih edilen bir marka olmaktı. Daha çok yolumuzun olduğunu düşünüyor ve hala bu vizyonla çalışıyoruz.
50 yılı geride bırakan İ-Mak’ın bugününü rakamlarla yorumlayabilir misiniz?
Necip Hallaç: Şu anda dünya genelinde Amerika, Avrupa ve Afrika olmak üzere 3 farklı lokasyonda montaj fabrikalarımız var. Üretimimizin %45’ini, 55 ülkeye ihraç ediyoruz. Bu ülkelerin yaklaşık 30 tanesi temsilci ve bayi statüsünde, yani sürekli olarak ihracat yaptığımız ülkeler diyebiliriz. İstihdam olarak ise, 2013 yılında 70 kişilik çalışan sayımız, bugün 300’e ulaşmış durumda. Üretim, istihdam, ihracat ve her açıdan daha büyüyeceğimiz yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Doğu Marmara OSB’de yaklaşık 40 bin metrekarelik bir alana kısa ve orta vadeli olarak nitelendirebileceğimiz çok ciddi bir fabrika yatırımı yapıyoruz.
Fatih Özdemir: Bunların yanı sıra şu an bir döküm fabrikası yatırımı yaptık. Mevcut işleyen bir dökümhaneyi satın aldık ve güçlendirme yatırımlarımıza başladık. Yılın 3. ayında resmi olarak tamamladığımız işlemlerle ‘İDOKSAN’ markamızı kurmuş olduk. Bu dökümhanede yatırımlarımıza hala devam ediyoruz ve sene sonuna kadar modern bir hale getirerek faaliyete alacağız.
Yeni bir fabrika yatırımından bahsettiniz. İ-Mak bugün için üretim kapasitesinin yüzde kaçını kullanıyor?
Fatih Özdemir: Özellikle pandemi dönemiyle birlikte dünya genelinde azalan arz, Türk sanayisine faydalı bir hale geldi. Biz pandemiyle birlikte 3 vardiya olacak şekilde 7/24 çalışma sistemine geçtik. Şu anda bu sistemle çalışmayı sürdürüyoruz. Bu yılın başında yaşadığımız deprem ve seçim süreciyle birlikte belki biraz daha sakinleşti ama son 3-4 yıldır %100 kapasiteyle çalışıyoruz. Aslında bu yatırımlarımıza da talebe yetişemediğimiz için başlamış durumdayız.
Yeni fabrika yatırımınızı biraz daha açabilir misiniz?
Fatih Özdemir: İlk etapta şu anki fabrikamızda da üretime devam ederek devreye almayı planladığımız ikinci fabrikamız 40 bin metrekarelik kapalı bir alanda olacak. Teknoloji yoğun bir altyapıya sahip olacak yeni fabrikamızda 2026 yılının sonuna doğru üretime başlamayı hedefliyoruz. Bu fabrikamızla sadece fiziki olarak değil, her anlamda 3 kat büyümeyi öngörüyoruz. Bir de bunun otomasyon odaklı teknoloji altyapısıyla olduğunu düşünürsek, mevcut üretimimizin 5 katına çıkmayı hedefliyoruz. Aynı ürünlerimizle değil, portföyümüzü daha da geliştirerek üretimi artırmayı planlıyoruz.
Necip Hallaç: İ-Mak olarak şu an 1 milyon değişik kombinasyonla çok geniş bir portföy sunarken bunu yeni kapasitemizle 2 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Marka olarak her zaman müşterilerimizin taleplerine en hızlı şekilde yanıt vermeyi hedeflediğimiz ve esnek kullanıma sahip ürünlerimizle hemen hemen her sektöre ve lokasyona çözüm sunduğumuz için bu portföyümüzü sürekli geliştirmek durumundayız. Büyük bir firma olarak müşterilerimize en doğru, en hızlı ve ihtiyaçlarına en uygun şekilde yanıt vermeyi her zaman merkezimize alıyoruz. Müşterimiz Afrika’da, Amerika’da ya da Avrupa’da da olsa, ona sürekli ulaşabileceği bir noktada hizmet sunuyoruz. Yurt içinde Türkiye’nin en geniş servis ağına sahibiz.
Fatih Özdemir: İ-Mak olarak müşterilerimize yurt içinde en geç 24 saat, yurt dışında ise en geç 72 saat içerisinde servis garantisi veriyoruz. Dünya genelinde servis konusunda yurt dışı partnerlerimizle hizmet sunuyoruz. Bu çerçevede her partnerimizi özel olarak seçiyor ve eğitimler veriyoruz. Kısaca, dünyanın her neresinde olursa olsun, ürünümüzün arkasında duruyoruz.
Hemen hemen her sektöre çözüm sunuyorsunuz. Geliştirdiğiniz yeni ürünlerle hedefinizde farklı sektörler var mı?
Fatih Özdemir: Kısa vadeli planlarımız içerisinde yer alan ve şu anda birçok açıdan sona geldiğimiz Planet redüktörümüzle, özellikle yenilenebilir enerji ve elektrikli araç sektörlerine çözüm sunacağız. Yenilenebilir alanda rüzgar enerjisine ideal bir çözüm sunan bu serimiz, elektrikli araçlarda da otomobil, tren, toplu taşıma gibi türlerin hepsine hitap ediyor.
İ-Mak’ın ikinci 50. yılı hedeflerinden bahsedebilir misiniz?
Necip Hallaç: İkinci 50. yılımızdaki kısa vadeli hedeflerimiz arasında önce teknolojik altyapı yatırımlarımızı tamamlamak yer alıyor. Kısa vadeli bir diğer hedefimizi, belirlediğimiz birkaç sektörde dünya genelinde söz sahibi olmak oluşturuyor. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında ise, müşterilerimize hem mekanik hem elektronik hem de otomasyonu bir arada sunmak yer alıyor.
Bunun yanı sıra yurt dışı montaj fabrikalarımızın sayısını 10’a çıkarmayı hedefliyoruz ve bu orta vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. 4-5 sene içerisinde bu rakama ulaşacağımızı öngörüyoruz. Örneğin bu fabrikalarımızdan birini Rusya’da, birini Güney Amerika’da açmayı planlıyoruz.
Fatih Özdemir: Günümüz itibarıyla firmamızın en önemli özelliklerimizden birini değişime çok hızlı adapte olması oluşturuyor. Bu sayede dünyada hızla değişen rekabet ve piyasalara uyum sağlayabiliyoruz. Bu özelliğimizi gelecek 50 yılda da sürdürmeyi planlıyoruz. Küresel bir marka olma yolunda önümüzdeki 50 yılda yurt dışı markaları satın alma yoluna da gidebiliriz.
Geçmiş 50 yıldan gelen bilgili birikimimizle önümüzdeki 50 yılı inşa edeceğiz ve asırlık bir şirket olacağız. Bunu standart yöntemlerle ‘nasıl olsa bu konuma eriştik’ diyerek yapmayacak; daha iyisini üreterek, daha katma değerlisini ihraç ederek, ülkemize daha faydalı olmanın yollarını sürekli geliştirerek yapacağız.
Firma olarak 2023 yılını nasıl geçiriyorsunuz?
Necip Hallaç: 2023 yılı ülkemiz adına büyük sorunlar ve sıkıntılarla başladı. Ülke olarak ekonomik dalgalanmayla başladığımız yıla deprem ve seçimle devam ettik. Bunların yanı sıra 2023 sanayiciler açısından finansa erişim noktasında oldukça zorlu bir yıl oldu. Bu yıl insan kaynağıyla ilgili yaşadığımız sorunların giderek artığını görüyoruz. Bütün firmalarda gördüğümüz bu problemin sanayinin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyoruz. Ekonomik göstergelerin, politikaların önümüzdeki süreçte reel sektörü daraltacağını ve yurt içi piyasaları etkileyeceğini öngörüyoruz. Reel sektör açısında zorlu geçen 2023 yılında doğru pozisyonu alıyor; büyümemizi koruyarak yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Fatih Özdemir: İ-Mak Akademi diye bir kuruluşumuz var. Burada İ-Mak’ın eğitim organizasyonlarını yapıyor, eğitimler veriyor, genç arkadaşlarımızı yetiştiriyoruz. Üniversitelerle iş birliği yapıyor, kariyer günleri gibi etkinlikler düzenliyoruz. Eleman ve yetişmiş eleman noktasında bunu oldukça önemsiyor, kendi elemanımızı yetiştirmeye çalışıyoruz.
Öte yandan Necip Bey’in söyledikleri doğru; İ-Mak olarak, zorlu zamanlarda da pozisyonumuzu şartlara göre alıyor ve yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
İ-MAK’ın 50. yılını WİN EURASİA Fuarı’nda birçok önemli ismin katılımıyla kutladınız. Neler söylemek istersiniz?
Fatih Özdemir: Aslında 2023’ün başında kutlama programımız çok farklıydı. 50. yıl kutlamalarımızı biraz daha gösterişli bir şekilde planlamıştık; ancak yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra İ-Mak Yönetim Kurulu olarak bu sene içerisindeki etkinliklerimizi ve 50. yıl kutlamalarına ayıracağımız bütçeyi, AFAD kanalıyla deprem bölgesine göndermeyi kararlaştırdık ve 50. yılımızı WİN EURASİA Fuarı’nda sade bir kutlama ile gerçekleştirdik. Kutlamaya 30 ülkeden temsilciliklerimiz katıldı; öncesinde ilk yurt dışı bayi toplantımızı gerçekleştirdik ve sonrasında 50. yıl etkinliklerimiz oldu. Bu etkinlikler kapsamında da ilk yurt dışı bayi toplantımızı gerçekleştirmiş olduk. Bu bizim için gurur verici bir durum: 30 farklı ülkeden Türk malı bir ürün satan firmaları ülkemizde bir araya getirmek oldukça önemliydi. Bizim inancımızı ve İ-Mak ailesine bağlılığı yurt dışı bayilerimizde de görmek oldukça önemliydi.
Necip Hallaç: 50. yıl kutlamalarımızda birçok firmadan önemli isimlerin yer alması, bunun yanı sıra American Gear Manufacturers Association – Amerikan Dişli İmalatçıları Derneği (AGMA) Başkanı Matt Croson ve EUROTRANS Genel Sekreteri Dirk A. Decker’in katılması bizler için çok sevindiriciydi.