Connect with us

Rulmanlar

KYS, rulman yataklarında kalite standardını yükseğe taşıyor

Published

on

KYS Power Transmission Parts Üretim ve Planlama Direktörü İrem Çelik’ten firmalarının rulman yatağı ürün grubu hakkında bilgiler aldık. Rulman çeşitleri ve kullanım alanlarına ilişkin de değerlendirmeler sunan İrem Hanım, rulman seçimi konusunda dikkat edilmesi gereken hususları da paylaştı bizlerle.

Sizi tanıyabilir miyiz? KYS Power Transmission Parts’ta hangi görevleri yerine getiriyorsunuz?

Ben İrem Çelik. KYS Power Transmission Parts’da Üretim ve Planlama Direktörü olarak görev almaktayım. Süleyman Demirel Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü mezunuyum. Firmamızdaki kariyerime Kalite Güvence Şefliği’yle başladım. İlerleyen yıllarda üretim planlamaya da odaklanarak üretim sahasında aktif rol aldım. 4. yılımın sonunda 2020 yılı itibariyle firmamızda Üretim ve Planlama Direktörü olarak görevime devam etmekteyim.

Bu platformdan sizlerin aracılığıyla kariyer yolcuğumdaki sundukları fırsat ve desteklerinden dolayı aileme, genel müdürümüz Seyit Kürkçü ve tüm takım arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunmak isterim.

İrem Çelik, KYS Power Transmission Parts Üretim ve Planlama Direktörü

KYS’nin rulman ürün grubuyla ilgili bilgi alabilir miyiz?

KYS Kürkçüoğlu olarak yurtiçi ve yurtdışı müşterilerimizin rulman yatakları taleplerine de cevap vermekteyiz. Yurtiçinde kendi markamızla ürettiğimiz SNH serisi rulman yatakları yoğun olarak talep edilmekte. Bunun yanında 2019 yılı ihracatımızın %10’luk bölümü rulman yataklarından oluşmakta. İhracatını gerçekleştirdiğimiz rulman yataklarında çeşitliliğimiz oldukça yüksek. Özel tasarım rulman yataklarında hassas ölçü toleranslarıyla yakalanması güç kalite isteklerini başarıyla karşılamaktayız. Kasnak imalatında olduğu gibi müşterilerimize rulman yatakları seçiminde de mühendislik temellerine dayalı teknik destek sağlamaktayız.

Rulman nedir?

Rulman, birbirlerine zıt yönlerde dönen iki halka (bilezik) içerisinde bulunan bilya veya makaralar aracılığıyla, en az sürtünme oluşturan, buna paralel olarak hareketin en az güç harcanarak iletilmesini sağlayan, boyutlarına göre farklı yükler taşıyan makine parçalarıdır. Sürtünmenin azaltılması ve buna bağlı olarak hareketin minimum kayıpla iletilmesi amacıyla görev yapan bu makine elemanları, sürtünmenin oluşturduğu etkiyi absorbe ederek daha az enerji harcanmasını sağlarlar.

Rulman nerelerde kullanılır?

Rulman nedir sorusunun hemen ardından sorulan “rulman nerelerde kullanılır” sorusu da sıkça duyduğumuz, merak edilen konularından biri. Hemen her makinede çeşitli ebatlarda bulunan rulmanların, günümüzde 300 bin civarında çeşidi bulunur. Her makinenin işlevi ve büyüklüğüne orantılı olarak, birden fazla rulman kullanımı sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Çok geniş bir kullanım alanı olan bu makine elemanlarının, üretim safhaları ileri teknoloji, ileri mühendislik ve aynı zamanda hassas bir yaklaşım gerektirir.

Rulmanları, 1883 yılında duyulan ihtiyaç üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda, Friedrick Fishner tarafından ilk olarak üretmiştir. Çamaşır makinesi, bisiklet, otomobil, metro, tren, motorlar, pervaneler, vantilatör ve daha saymakla bitmeyecek kadar çok alanda kullanılan rulmanların olmaması, günümüzde ulaşılmış yaşam standartlarını yaşayamamamız anlamına bile gelebilir.

Teknik olarak radyal veya dairesel olarak ya da eksenel olarak tanımlanan, dikey veya eksenel olarak yataklama elemanı olarak çalışırlar. Sürtünmenin en aza indirilmesi amacıyla iki bilezik arasında bulunan makara veya bilyaların, hassas bir konumda ve birbirlerine hassas bir şekilde hizalanmış olarak yerleştirilmesi ve makara veya bilyaların tamamen pürüzsüz ve aynı boyutlarda olması kaçınılmazdır. “Rulman nedir ve nerelerde kullanılır” sorularının yanıtını daha iyi anlamak için, çeşitleri hakkında da bilgi sahibi olmak gerekir.

Peki, rulman çeşitleri nelerdir?

Bilyalı rulmanlar

– Eksenel bilyalı rulmanlar

– Radyal bilyalı rulmanlar

– Omuzlu bilyalı rulmanlar

– Eğik bilyalı rulmanlar

   * Tek sıra eğik bilyalı rulmanlar

   * Çift sıra eğik bilyalı rulmanlar

– Oynak bilyalı rulmanlar

– Makaralı rulmanlar

– Silindirik rulmanlar

– Oynak rulmanlar

– Konik makaralı rulmanlar

Rulman yatakları hakkında bilgi alabilir miyiz?

– Yataklar iki eleman arasındaki bir veya birkaç yönde izafi harekete minimum sürtünme ile izin veren fakat kuvvet doğrultusundaki harekete engel olan destekleme elemanlarıdır.

–  Dönme şeklindeki izafi hareketi destekleyen ve yüzeyleri arasında yuvarlanma hareketi olan yataklara rulman adı verilir.

– Yuvarlanma hareketini gerçekleştirmek için destekleyen ve desteklenen elemanlar arasına küresel veya silindirik yuvarlanma elemanları konulmaktadır. Yani bir rulmanlı yatak; iç bilezik, dış bilezik, yuvarlanma elemanları ve bunları birbirlerine göre belirli bir mesafede tutan kafesten meydana gelmektedir.

Rulmanlı yatakları yuvarlanma elemanlarının şekline göre, “bilyalı ve makaralı”; taşıyabileceği yüklere göre de “radyal ve eksenel” olarak sınıflandırabiliriz. Makaralı yuvarlanma elemanlarının silindirik, konik, iğne ve masura şeklinde olması da alt sınıflandırma gruplarında dikkate alınır. Genellikle eksenel rulmanlı yataklar eksenel, radyal rulmanlı yataklar radyal kuvvetleri taşıyan yataklardır. 

Rulman seçiminde nelere dikkat edilmelidir?

Rulman seçimi konusunda yüksek mühendislik bilgisi ve tecrübe gerekmekle birlikte uygulama bazında oluşan şartlar doğrultusunda seçim yapılabilmektedir.

Bu şartlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:   

– Radyal yük büyüklüğü

– Eksenel yük büyüklüğü

– Devir sayısı

– Çalışma süre ve sürekliliği

– Beklenen ömür

– Şaft-yatak yerleşim dizaynı (Bearing arrangements)

– Rulmanın yerleştirilebileceği hacim büyüklüğü 

–  Yağlama metodu

–  Sızdırmazlık elemanlarının dizaynı

–  Çalışma sıcaklığı

– Kabul edilebilir ses düzeyi

–  Kabul edilebilir vibrasyon miktarı

–  Kabul edilebilir boşluklu çalışma ölçüsü

–  Kabul edilebilir eksenel oynama miktarı

Son olarak doğru yardımcı ekipmanların seçiminin makine verimliliğine sağladığı katkı azımsanmayacak kadar büyüktür. Bu sebeple müşterilerimizi her türlü teknik destek ve çözüm ortağı olma amacıyla firmamıza bekler tüm okurlarınıza keyifli okumalar dilerim.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bakım-Onarım

Bakım stratejileri

Published

on

By

[voiserPlayer]

Makine ve ekipmanların verimli ömrünü arttırmanın yolu düzenli takiple sağlanır. Bunun için çağa uygun tutum sergileyen işletmelerdeki stratejilerin neler olduğu ve doğru yöntemleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

1.Arızaya dayalı bakım

Arızaya dayalı veya reaktif bakım, aynı zamanda arızadan arızaya bakım olarak da bilinir ve pasif bir strateji olarak kabul edilir. Bu bakım biçiminde, bir sistem bileşeni ancak gerçekten arızalandığında değiştirilir veya onarılır. Sistem çalışırken makinenin durumu hakkında hiçbir bilgi toplanmaz veya değerlendirilmez. Bu yaklaşımdaki sorun, hasarın boyutunun ve gerekli onarım süresinin tahmin edilememesidir. Bu yaklaşımın avantajları; düzgün çalışma sırasında herhangi bir maliyete katlanılmaması ve makinenin tam aşınma rezervinin kullanılmasıdır.

Arızaya dayalı bakım, üretim için kritik olmayan, değiştirilmesi kolay ve pahalı hasarlara yol açmayan makineler veya bileşenler için uygundur.

Biliyor musun?

Makinelerin ve makine elemanlarının gerçek hizmet ömrü genellikle tahmin edilen ömründen daha kısadır. Balanssızlık ve hatalı hizalama (%60), rulman hasarı (%20) ve yapısal sorunlar, montaj sorunları ve rezonans (%20) gibi diğer katkıda bulunan faktörler, beklenmeyen sistem arızalarına ve üretim kesintilerine yol açabilecek en yaygın nedenlerdir. Durum izleme ile makine duruş süreleri önemli ölçüde azaltılabilir.

Önemli olan…

Burada önemli olan birimin değeri değil, birimin sistemdeki kritikliği ve kullanımıdır.

Örnek vaka 1:

Bir pompanın maliyeti 5.000 €’dur. Her yıl tekrar tekrar beklenmedik şekilde arızalanır; ancak üretim için kritik değildir, ihtiyaç fazlası veya stokta olabilir. Onarımı zaman açısından kritik değildir ve/veya değiştirilmesi kolaydır.

-> Durum izleme cihazı kullanımı zorunlu değildir.

Örnek vaka 2:

Bir pompanın maliyeti 5.000 €’dur. Yılda iki kez plansız olarak bozulur. Üretim için kritik öneme sahiptir ve üretim kaybı, pompanın maliyetini birçok kez aşmaktadır. Veya değiştirme işlemi son derece zordur ve onarımın önceden planlanması gerekir, o zaman geçerlidir.

-> Durum izleme cihazı kullanılmalıdır.

2.Önleyici bakım

Önleyici bakım durumunda, bir makine veya sistemin belirli zaman aralıklarında belirli bakım harcamaları gerektirdiği varsayılır. Zaman aralıklarının tanımı, sistemin ortalama çalışma ömrüne ve ampirik değerlere dayanmaktadır. Bu bakım stratejisindeki zaman aralıkları sabit olduğundan, mevcut üretim operasyonlarına veya arıza süresi planlamasına hedefli bir şekilde entegre edilebilirler. Ancak, sistemin gerçek durumuyla gerektiği kadar bağlantı halinde değildir. Bu nedenle, bakım önlemlerinin zamanından önce uygulanmasına ve böylece kaynakların gereksiz kullanımına sebebiyet verebilir.

Önleyici bakım, genellikle bakım planında tanımlandığı gibi garanti hükümleri tarafından belirlenir. Garanti sona erdiğinde, uygun bir görüntüleme stratejisi düşünülebilir. Çoğu örnekte, kestirimci bakıma veya duruma dayalı bakıma geçiş yapılır.

3.Duruma dayalı bakım

Duruma dayalı bakımla makine ve sistemlere arıza veya süre bazında değil, bileşenlerin yerleşik durumuna göre servis yapılır. Bu strateji ile bir sistem veya makinenin fiili durumuna uygun olarak bakım ve onarım çalışmalarını yürütmek için durum izleme kullanılır. Sistemin mevcut durumunu belirlemek için farklı yöntemler hem izolasyonda hem de kombinasyon halinde kullanılabilir. Durum izlemenin sonucu çeşitli parametreler dikkate alınarak hedeflenen bakım önlemlerinin planlanmasına dahil edilir. İzlenen makinenin verimliliği artırılır ve arıza süresi maliyetlerinde genel bir azalma sağlanır.

Duruma dayalı bakım, yüksek derecede doğruluğun gerekli olduğu proses açısından kritik sistemler için uygundur. Kural olarak; izleme sistemlerinin maliyeti, dolaylı hasarın ilk oluşumunu önleyerek zaten dengelenir.

4.Kestirimci bakım

Kestirimci bakım giderek daha önemli hale geliyor. Bir sistemin mevcut durumu, yalnızca bir hata analizi veya nedensel araştırma yoluyla değerlendirilmez, aynı zamanda eşlik eden önlemlerin yardımıyla optimize edilir. Bu uygulama, uzun vadede gelecekteki bir arıza olasılığını daha da azaltmak için tasarlanmıştır. Kullanılan önlemler, makine geçmişinin bir analizini, doğal frekansları veya faz ilişkilerini belirlemek için özel ölçümleri ve ayrıca hassas dengeleme ve hizalama şeklinde çalışma koşulundaki iyileştirmeleri içerebilir.

Kestirimci bakım, son derece hassas süreçlerin gerçekleştiği süreç açısından kritik ve sistemler için uygundur. Duruma dayalı bakımdan elde edilen bulgulara dayanır bu sayede önlemleri ve maliyetleri optimize eder. 

İşletmelerde güncel olarak tercih edilen durum izleme yöntemlerine örnekler :

Çalışan bir makinenin durumunu kaydetmek için çeşitli tahribatsız yöntemler mevcuttur. Bunlar titreşim analizi, yağlayıcı analizi, termografi ve endoskopi olarak sıralanabilir. 

1.Vibrasyon (titreşim) analizi

Titreşim tabanlı makine izleme, makine sorunlarının nedenini erken bir aşamada belirlemek için güvenilir bir araçtır. Bu görüntüleme yöntemi, titreşim davranışındaki artıştan dolayı makine durumundaki bir bozulmayı erkenden tespit edebilir. Sıklıkla tespit edilen hata kaynakları arasında dengesizlik, yanlış hizalamalar, rulman hasarları ve bağlantı kusurları yer alır. Bu ölçüm yöntemi ile uygulamaya bağlı olarak birkaç aylık ön uyarı süreleri elde edilebilir. Bu durum izleme yöntemi, sistemlerin ve makinelerin çalışmasında önemli ölçüde maliyet tasarrufu fırsatları sunar.

Titreşim analizi başlangıçta, işitme, hissetme ve görme gibi ‘insan duyusal işlevleri’ni kullanarak anormallikleri tespit eden makine operatörlerinin gözlemleriyle başladı.

Titreşim analizi neye dayanır?

Basitçe söylemek gerekirse, değişen kuvvetler ve güç aktarım süreçleri. Makineyi etkileyen kuvvetler değişirse makinenin titreşim davranışı da değişecektir. Sabit çalışma parametreleriyle artan titreşim seviyesi, makine durumunda bir bozulma olduğunu gösterir.

Titreşim analizi, özellikle döner ekipmanların izlenmesi, dişli kutuları ve rulman yataklarındaki hasarın erken tespiti için uygundur.

2.Yağlayıcı analizi

Yağlayıcı analizi ile yağlayıcı doğrudan makine içerisinde sensörler vasıtasıyla izlenebilir veya numune alınarak laboratuvarda incelenebilir. Çoğu durumda viskozite, su içeriği, kirlilik ve yaşlanma incelenir. Yağlama yağının katı ve sıvı kontaminasyon için çevrimdışı izlenmesinde, düzenli aralıklarla numuneler alınır ve incelenir. Yağın makinedeki sensörler tarafından çevrimiçi olarak izlenmesi, ya ana yağ akışında ya da dallanmış bir yan akışta gerçekleşebilir. Yağlama yağına ek olarak, yağlama gresinin durumunu izlemek de mümkündür. Bu gibi durumlarda, genellikle çevrimdışı izleme kullanılır. Doğrudan yağlama gresinde bulunan sensörler, çevrimiçi izleme için de mevcuttur. Duruma dayalı yeniden yağlama, otomatik yağlayıcılarla birlikte de sağlanabilir.

Yağlayıcı analizi, birden fazla sektördeki tüm yağ ve gresle çalışan bileşenler için uygundur.

3.Termografi

Termografi ile hasar nedeniyle oluşan ısı kaynakları hem mekanik hem de elektriksel olarak belirlenebilir ve görüntülenebilir. Bu teknolojinin istisnai özelliği, sadece sistem durumunun mekanik yönünü hedeflememesi, aynı zamanda elektrik alanında da uygulanmasıdır. Termografinin en büyük avantajı, çalışma sırasında yüzey sıcaklıklarının hızlı ve temassız olarak kaydedilmesidir. Paralel olarak üretilen bir fotoğraf kullanılarak, bir sistem veya makine parçasının sıcaklık eğrileri sahada atanabilir ve gerçek durum olarak belgelenebilir. Ayrıca, motorların, pompaların veya fanların hatalı hizalanması sıklıkla devreye alma sırasında tespit edilebilir.

Termografi, süreçlerin termal izlenmesinde, dişli aşınma modellerinin analizinde veya elektrik alanında (güç hatları, şalter dolapları) sıklıkla kullanılır.

4.Endoskopi

Bir görüntüleme yöntemi olarak endoskopi, makineyi sökmek için zaman alan bir işlem gerektirmeden, rulmanlar ve dişliler gibi bileşenlerin durumu hakkında anında sonuçlar çıkarılmasına olanak tanır. Mevcut durum net bir şekilde belirlenebilir ve bir video veya görüntüde belgelenebilir. Örneğin performans veya hız düşürme gibi işletim parametreleri veya bakım önlemleri mevcut duruma uyarlanırsa, daha fazla hasar yayılması geciktirilebilir.

Endoskopi, dişli kutuları gibi sıvı yağ ile yağlanan sistemler ve makineler için özellikle uygundur.

Continue Reading

Rulmanlar

Geleceğin mobilitesine odaklanan Schaeffler, Kysuce’de yeni geliştirme merkezi açtı

Published

on

By

20 Ar-Ge merkezinden oluşan küresel ağıyla mobilitenin geleceği için inovasyon yeteneğini güçlendirmeye devam eden Schaeffler, son teknoloji geliştirme merkeziyle yeni test ve laboratuvar kapasitesine 20 milyon euroluk yatırım yaptı.

Gelişmiş mobilite çözümlerine yönelik küresel geliştirme faaliyetlerini genişleten Schaeffler, bunun bir parçası olarak Slovakya’nın Kysuce kentinde son teknoloji ürünü yeni bir geliştirme merkezi açtı. Merkez, otomatik sürüş gibi uygulamalar için şasi sistemlerinin yanı sıra elektromobilite için ürünler ve bileşenler geliştiriyor. Otomotiv ve endüstriyel tedarik alanında küresel bir lider olan firma, Kysuce’deki mevcut test tesisini yeni laboratuvar, test ekipmanı ve test istasyonları ekleyerek genişletiyor. Yeni geliştirme merkezi ve test tesisi yükseltmesi, Schaeffler için yaklaşık 20 milyon euroluk bir yatırımı temsil ediyor. 

Firmanın yeni merkeziyle ilgili konuşan Schaeffler AG Otomotiv Teknolojileri CEO’su Matthias Zink, “İnovasyon yeteneği şirketimizin başarısı için hiç bu kadar kritik olmamıştı. Gelecek odaklı bir teknoloji şirketi olarak Schaeffler, bu nedenle Kysuce’de ve dünya genelinde araştırma ve geliştirmeye büyük yatırımlar yapıyor” diyor.

Schaeffler’in Kysuce tesislerinde 350’den fazlası geliştirme çalışanı olmak üzere 20 ülkeden yaklaşık 4.300 kişi çalışıyor. Şirket, 2025 yılına kadar mobilite alanında 500 kadar geliştiricinin burada çalışmasını hedefliyor. Bunu başarmak için Schaeffler, özellikle hibrit modüller ve elektrik gibi kısmen ve tamamen elektrikli tahrik teknolojilerine odaklanarak bölgede bir dizi yeni pozisyon oluşturuyor. 

Bölgenin önemine dikkat çeken Schaeffler’in Kysuce’deki kampüsünden sorumlu Genel Müdür Milan Jurky “Kysuce bölgesi, Schaeffler için ideal bir yapıda. Bu, ilgili teknolojik uzmanlığa sahip birinci sınıf üniversitelerden ve araştırma kurumlarından yararlandığımız ve Slovakya’nın en iyi ve en parlak geliştirme uzmanlarına erişebildiğimiz anlamına geliyor” diye konuşuyor.

Futbol sahası büyüklüğündeki alanda, yarının mobilitesi için yenilikler

Yaklaşık 8.000 metrekarelik bir alana inşa edilen yeni tesis; 4.000 metrekarelik 4 katlı geliştirme merkezi ile test istasyonları ve ekipman için ayrılan 4.000 metrekarelik alandan oluşuyor. İnşaat çalışmaları 2021’in sonunda başlayan yeni geliştirme merkezi binasına, bir buçuk yıl sonra ilk çalışanlar taşınıyor. Ultra modern ofis ekipmanları, özel iletişim ve iş birliği alanları ve ‘çekim noktaları’yla yeni işe yönelik olan binanın tüm tasarımı ve donanımı, çalışanların ağ oluşturabilmesi ve fikirlerini paylaşabilmesine imkan tanıyor. Binanın donanımıyla ilgili Milan Jurky, “Günümüzün artan esnek ve dijital iş birliği ihtiyacına yanıt veriyoruz. Çalışanlarımıza geleceğe uygun çalışma alanları sunuyoruz” diyor.

Yeni merkez, yeni ürünler ve müşteriye özel çözümler için çok çeşitli geliştirme faaliyetlerini karşılıyor. Bu faaliyetler arasında sistem ve yazılım geliştirme, simülasyon ve test, donanım tasarımı ve mekanik ürün tasarımı yer alıyor. Geliştirme merkezinin uzmanları ayrıca, otomotiv endüstrisinden uluslararası müşteriler için kapsamlı bir dizi proje yönetimi faaliyeti yürütüyor. Bitişik fabrika salonlarında Schaeffler, motor ve şanzıman sistemlerini, çok çeşitli rulmanları, aktüatör sistemlerini, elektrikli akslar ve hibrit tahrikler için bileşenleri ve elektromekanik aktif rulo kontrol sistemleri gibi şasi aktüatörlerini bir araya getiriyor. Tüm bunlarda şirket, geliştirme ve üretim faaliyetlerinin tek bir yerde sıkı bir şekilde entegre edilmesinden faydalanıyor.

Kysuce: Güçlü bir küresel kalkınma ağının parçası

Kysuce’deki yeni geliştirme merkezi, dünya çapında 20 araştırma ve geliştirme konumunda yaklaşık 8.000 çalışandan oluşan güçlü bir küresel ağın parçasını oluşturuyor. Modern güç aktarma organları ve mobilite çözümleri geliştirme merkezleri arasında; Wooster ve Troy (ABD), Puebla (Meksika), Bühl ve Herzogenaurach (Almanya), Szombathely (Macaristan), Svitavy (Çek Cumhuriyeti), Pune (Hindistan), Seul (Güney Kore), Yokohama (Japonya) ve Taicang ile Changsha (Çin) bulunuyor. “Geliştirme konumlarımızın yarısından fazlasında, dünya çapındaki müşterilerimiz için geleceğe hazır elektrikli güç aktarma organları ve mobilite çözümleri ile yenilikçi şasi çözümleri üzerinde çalışıyoruz” diyen Schaeffler’in E-Mobilite Başkanı Dr. Jochen Schröder, “Stratejimiz, farklı yerel uzmanlık ve sorumluluklarla donanmış küresel bir kalkınma ağına sa hip olmak etrafında dönüyor. Bu küresel yapı aynı zamanda, müşterilerimize her zaman yakın olduğumuz ve yerel ihtiyaç ile gereksinimlere hızlı bir şekilde yanıt verebileceğimiz anlamına geliyor” açıklamasında bulunuyor.

[voiserPlayer]

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et