Hibrit araçlarda içten yanmalı bir hibrit motor, lokal olarak emisyonsuz bir elektrik motoruyla birlikte çalışır. Ancak tam hibrit araçlarda bu iki bileşen çok düzensiz şekilde çalışır. Örnek olarak mevcut tam hibrit araçlar 30 mph (50 km/s) hızları aşmadan batarya gücü ile yaklaşık üç kilometre (iki mil) yol alır. Çoğu zaman bu hibrit motorlu araçlar içten yanmalı motorlarla güçlendirilmiştir. Motora göre daha küçük olan batarya sadece araç sürülürken yapılan fren manevraları esnasında “toparlanma” veya “yenileme” olarak bilinen kinetik enerjinin dönüştürülmesi işlemi ile şarj edilir.
Bir fiş performansı artırıyor
Yakın gelecekte her şey değişecek. Geleceğin hibrit modelleri aynı zamanda harici güç soketlerinden şarj edilecek daha güçlü bataryalara dayanacak. ZF, bu plug-in hibrit teknolojisini, binek araçların tüm elektrikli araçlar gibi çalışmasını sağlayan bir hibrit aktarma organıyla tamamlıyor. Böylece pek çok kişi tam olarak şarj edilmiş batarya ile 50 kilometre (30 mil) mesafeyi araçlarıyla kat ederek günlük ulaşım ihtiyacını sadece elektrik kullanarak gerçekleştirebilecek. Elektrik tahriki aynı zamanda ana yollarda veya otoyollarda 120 km/s (70 mph) kadar hızlanmayı mümkün hale getirirken benzinli motor da sadece daha yüksek hızlarda devreye giriyor. İçten yanmalı bir motorun bulunması tüm elektrikli araçların mesafe sorununu çözüyor.
Yeni plug-in hibrit sistemle birlikte ZF, 2008 senesinden beri sunulan hibrit teknolojisinin geliştirilmesinden sonraki büyük adımı gerçekleştirdi. ZF Hibrit Şanzıman Geliştirme bölümü yöneticisi ve aynı zamanda tümü bir arada sistemin entegrasyonundan sorumlu Dr. Ralf Kubalczyk, “Sunduğumuz pek çok yenilik ve gelişme sayesinde, şimdi otomobil üreticilerine, model yelpazelerinin büyük bir kısmını elektriksel olarak güçlendirebilecekleri yapısı itibariyle yeni ve tümü bir arada bir sistem sunuyoruz” diyerek görüşlerini açıklıyor. Daha güçlü elektrik motoru bu yeni kurulumda önemli bir rol oynuyor. ZF yakın zamanda plug-in hibrit sistemi için 90 kW elektrik motorları üretmeye başlayacak.
İki konsept
ZF’de Elektrik Tahrikli Sistemler bölümü yöneticisi Alexander Gehring ve ekibi iki farklı sistem üzerine çalışmaktadır. İlki ZF’nin kendi şanzıman sistemleriyle birleştirilebilen bir hibrit modülüdür. Bu örnekte debriyaj ve torsiyon sönümleyiciyi ayıran elektrik motorunun tamamı sistem için yeniden tasarlandı ve şanzımanın kavrama muhafazasına monte edildi. Ekip ayrıca diğer şanzımanlar için modüller geliştiriyor ve böylece geliştirme mühendisleri halihazırda kullandıkları şanzımanlar üzerinde daha fazla değişiklik yapmak zorunda kalmıyorlar. ZF’nin başarılı 8 vitesli otomatik şanzımanı 8HP’ye dayanan şanzımanda birkaç değişkilik yapılmıştır. Kubalczyk’in mühendislerden oluşan ekibi şanzımanı entegre bir plug-in sistem haline getirdiler.
Üçüncü önemli bileşen, elektrik motorunun arabayı hareket ettirmesi için gereken batarya gücünü DC voltajdan yüksek AC voltajına çevirerek, plug-in sistemin enerji yönetiminde hayati bir rol oynayan güç elektroniğidir. Güç elektroniği aynı zamanda, aksi halde sürücülerin beklenmedik ve rahatsız edici güç dalgalanmaları olarak hissedecekleri voltaj dalgalanmalarını dengelemektedir.