Süha Bey, ilk olarak NORD Drivesystems’ın dünyadaki yeri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yenilikçi tahrik çözümlerine ek olarak, esasen güçlü bir global yapı, NORD Drivesystems’in başarısının temelini oluşturmaktadır. Geriye doğru baktığımızda, NORD bu başarı seviyesine ulaşma yolundaki temelin yapıtaşlarını 30 yılı aşkın süre önce ABD, Fransa ve İsveç’te ilk iştiraklerimiz vasıtasıyla oluşturmaya başlamıştır. 50 yıllık şirket tarihimiz boyunca ve pek tabi ki gelecek yıllarımızda da devam edeceğimiz, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme odaklılığımız, bugün bizi Almanya’daki merkezimiz haricin de, 35 ülkede satış ofisleri veya montaj fabrikaları ve 3000’e yakın çalışanı bulunan, partnerimiz ile birlikte 52 ülkede mekanik, elektrik ve elektronik tahrik çözümleri sunan, dünya pazarına hakim ve müşteriler tarafından tercih edilen Global bir marka haline getirmiştir.
NORD Drivesystems’ın Türkiye’deki faaliyetleri hakkında neler söylersiniz?
Türk endüstrisinin kalbi, Tuzla / İstanbul’da 2400 m2’lik montaj fabrikasına sahip, NORD DRIVESYSTEMS Group üyesi, NORD Türkiye, mekanik, elektrik ve elektronik tahrik teknolojilerini kapsayan çok geniş ürün gamı ve servis ağına sahiptir. NORD Türkiye, 20’ye yakın çalışanı ve NORD Drivesystems Group kalite seviyesindeki ekipmanları vasıtasıyla, 2400 Nm’lik tork değerine kadar olan motorlu redüktörlerin montajını kendi fabrikasında gerçekleştirmektedir. Çimento, Demir & Çelik, Yiyecek & İçecek, Lojistik, Kimya vb. gibi birçok endüstri sektörüne, mesafe anlamdaki yakın pozisyonu NORD’un Türkiye pazarındaki mevcudiyetini ve bilinirliğini önemli şekilde güçlendirmektedir.
Hızlı servis, rahat erişilebilirlik ve müşterilere yakın olmanın, müşterilerce, NORD DRIVESYSTEMS Group üyesi bir şirket olan NORD Türkiye gibi, bir lider tedarikçi tarafından beklenilen hem büyük bir sorumluluk ve hem de yükümlülüktür.
Süha Bey, NORD Drivesystems olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
Esasen ayrım yapmaksızın, bir çok sektörle ürün gamımız ve çözümlerimiz vasıtasıyla organik bağlara sahibiz. Ürünlerimizin modülerliği ve çok sayıdaki opsiyonlarımız sayesinde standart bir redüktörümüz, o sektördeki uygulamaya en doğru çözümü sunmak adına donanımlı hale getirilebilmekte ve müşterilerimizin beğenisine sunulmaktadır. Örneğin, ortamdaki tozun temel bir kabul olduğu, çimento sektöründen örnek vermek isterim. Redüktör üzerindeki sızdırmazlığı sağlayan komponentlerden bir tanesi keçelerdir ve maruz kaldıkları toz sebebiyle, aşınmaya karşı bir açık hedef tahtası haline gelmektedirler. Tozlu ortama karşı redüktörün ilk koruma kalkanı olan keçelerin aşınmaları neticesinde redüktör içindeki yağda kirlenme, bu kirlilikten dolayı rulman ve dişlilerde önemli ve kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle, örneğin biz, bu duruma önlemek adına özel bir keçe sistemi kullanıyoruz. Bu örnek neticesinde bir kez daha yinelemek istiyorum ki, bu veya benzeri çözümlerle standart bir redüktörü, standart parçalarla geliştirerek uygulamaya özel çözümler sunmak suretiyle avantajlı duruma geliyoruz.
Çimento endüstrisi için sunduğunuz ürün ve uygulamalar nelerdir?
Çimento sektörü özelinde, separatörler, konveyör bantlar, elevatör vb. tahriklerin hepsine uygulamanın detaylarına özel, çözüm önerileri sunuyor olmamıza rağmen, ürün gamımızın geliştirmemiz gereken bir dar boğazı olan, büyük tahrikler veya döner fırınlarda bazı tork değerlerine hali hazırda çözüm sunamamaktayız. Bu bağlamda, söz konusu özel çözüm önerilerimiz dahilindeki, komple elevatör tahrik grubunu ( DRIVE TRAIN ) direk akuple yardımcı tahrik sistemi, geri dönüş kilidi, fren vb. detaylar ile donanımlandırıp, müşterilerimizin istek ve ihtiyaçları doğrutusunda komple bir çözüm halinde sunabiliyoruz. Bu noktada Türkiye’de ve yurt dışında kullanılan, örneğin stacker & reclaimer, elevatör, konveyör tahrik grubu çözümlerimiz, kullanıcıları tarafından pozitif değerlendirmeler almaktadırlar.
Genel olarak sektörlerde karşılaştığınız sorunlar nelerdir?
Tüm sektörlerin kendine has kritik noktaları var ve bir proje hazırlanırken bu noktalardaki ekipmanların seçimleri sırasında önemle dikkat edilmesi gereken kriterler bulunmaktadır. Örneğin çimento sektöründe prosesin devamlılığı esastır ve enerji yoğun bu sektörde ünitelerin, ekipmanların durmaması üzerine kurulan bir sistem mevcuttur. Mesela, döner fırının durması neticesinde ciddi bir üretim kaybı meydana gelmekte ve dolayısı ile maliyet değerleri önemli miktarlarda artmaktadır. Dolayısı ile burada kullanılan ürünlerin kaliteli olması gerekiyor. Esasen burada, kaliteli derken güvenilir ürün olmasını kastediyorum. Geçtiğimiz dönem içerisinde çimento prosesi ana ekipmanlarının üretimini gerçekleştiren firmaların bazıları ile olan diyaloğumuz gittikçe arttı. Bu pozitif gelişme NORD’un pazardaki yaygınlığını ve bilinirliğini olumlu yönde geliştirecektir. Bu ve benzer şekillerde, güvenilir ekipmanların kullanımının artması, bir nevi de haksız rekabetin sona ermesi anlamında gelecektir. Akıllardan çıkarılmaması gereken hususun, bir projenin, bir yatırımın sadece ilk yatırım maliyetinden oluşmadığı, muhakkak suretle son kullanıcıların Sahip Olma Maliyeti’ne (Cost of ownership) de dikkat etmeleri gerektiğidir. Özet olarak, burada son kullanıcıların teknik şartname yazarken, tedarikçi listesi oluştururken tanımlarını çok net şekilde yapmaları ve güvenilir ürünler yönünde ilerlemeleri, uzun vadede kendilerine enerji tasarrufu, üretim artışı, işletme ve toplam maliyetlerinin düşmesi vb. gibi önemli konularda kendilerine fayda sağlayacaktır.
NORD Drivesystems’ı rakiplerinden ayıran özellikler nelerdir?
Kesinlikle inovasyon. NORD grubu içersinde geliştirilen tüm ürünler, her zaman müşterilerimizin istekleri göz önünde bulundurularak ortaya çıkarılmaktadırlar. Mesela, 1981 yılında NORD Drivesystems’in icat ettiği ve patentini almış olduğu “monoblok” gövde (UNICASE) prensibi sektörün kilometre taşlarından biridir. Monoblok gövde prensibi sayesinde redüktörler daha büyük yüklere karşı dayanım gösterebilmekte ve sızdırmazlık problemi önemli ölçüde minimize edilmektedir. Ayrıca, belirtmeden geçemeyeceğim bir diğer hususta, daha büyük çaplı rulman kullanımı sayesinde rulman ömürleri ve emniyet katsayıları artmasıdır.
Bunun yanında, bir diğer ayırt edici özelliğimizde ürünlerimizdeki modüler sistemimizdir. Çeşitli parçaların birbirine uyumuyla, redüktörlerin uygulamalara haz özellik kazandıra bilinmesi, bizce doğru çözümün bulunması yönün atılan önemli bir adımdır. Örneğin, Gıda ve içecek sektöründe, ilaç üretiminde, hijyenik tasarım, makine ve üretim yerleri için bir zorunluluktur. Periyodik temizlik ve sterilizasyon temel hijyen gereksinimidir. Bu sebepten ötürü makinelerde kullanılan tahrik teknolojilerinden daha farklı özellikler aranır. NORD Drivesystems’in yeni geliştirdiği özel yüzey kaplama uygulaması olan NSD TupH ve “washdown” (yıkanabilir) helisel-konik redüktör serisi, makine üreticileri ve kullanıcıları için gerek teknik, gereksede ekonomik açıdan cazip çözümler sunuyor. Ayrıca bu seri ile yoğun, agresif yıkama ve temizleme proseslerine dayanıklılık sağlanmakta, buna paralel tahrik sisteminin asit ve alkali çözeltileri ile temas etmesi de sorun olmaktan çıkmış bulunmaktadır.
İnovasyon konusundaki bir diğer ürün örneğimizde, 22 kW güç değerine kadar olan desentral invertör tahriklerimizdir. Söz konusu desantral invertör tahriklerimiz, bunlar motor üstü invertörler olarak da adlandırılmaktadır, kullanıcılara maliyet açısından önemli tasarruflar sağlamaktadır. İşin ekonomik boyutunu ve emek yoğun kısmını göz önüne getirirseniz, pazarda bulunan en üst güç sınırına kadar olan bu ürün gamımız kullanıldığında, kablolama maliyeti, kablolama işçiliği açısından kayda değer tasarruf sağlanacaktır.
Müşteriye verdiğimiz hizmet konusu bizi rakiplerimizden ayıran bir diğer önemli özelliktir. Makro seviyede özetlediğimizde, zamanında ürünü tedarik etmemizin ve hızlı kararlar alarak müşterilerimize yardımcı olabilmemizin sağladığı katkının büyük olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Müşterilerimiz ile temas noktasında ise, tüm takım arkadaşlarımız konularına hâkim, teknik seviyesi yüksek ve tecrübelidirler. Bu sebeple müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerine direkt olarak ve ivedilikle cevap verebilmektedirler. Bunun yanı sıra, ihtiyaç duyulduğunda, Almanya merkezimizle direk temas halinde olmamız; bilgiye, çözüme kolay ve hızlı şekilde ulaşabilmek adına bizlere önemli avantajlar sağlamaktadır. Ve pek tabii ki, başta belirttiğim gibi, bu esnek, hızlı ve çözüm odaklı yapımızın da müşterilerimiz nezdinde olumlu etki bıraktığını gözlemlemekteyiz.
En son olarak bahsetmek istediğim konu, ürünlerimiz pazarda birebir taklit ediliyor olması ve hatta sektörde logumuzu taklit eden üreticilerin de var olmasıdır. Genel anlamda bakarsanız, bu da pazarı ne kadar domine ettiğimizin bir göstergesidir.
Gelecekteki plan ve projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
NORD Drivesystems olarak biz Türkiye’de daima büyüme odaklıyız. Şuan da 2014 yılına çok iyi bir giriş yaptık. Artık daha çok konsept ürünlerimiz, spesifik çözümlerimiz ile ilerlemek istiyoruz. Spesifik çözümler noktasında, özellikle üzerinde durduğumuz iki ürünümüz var; birincisi enerji verimliliği, diğeri ise NSD tupH. Hatta WIN 2014 fuarında her iki konumuz ile ilgili olarak önemli paylaşımlarımızın olduğunu ve çok sayıda olumlu geri dönüşler aldığımızı eklemeden geçemeyeceğim. NSD tupH bizim için çok özel bir ürün, çünkü rakiplerimizde olmayan bir ürün ve en büyük avantajı da paslanmaz çeliğe bir alternatif olması. Paslanmaz çelik çok pahalı bir ürün ve bazı sektörlerde mutlaka kullanılmak zorunda. Bazı sektörlerde görüyoruz ki redüktörlerin gövdelerinde büyük sorunlar yaşanıyor, örneğin asidik ortamlarda redüktörler büyük zararlar görüyor. Ama bizim yüzey işleme dediğimiz, NSD tupH ile bu sorunları ortadan kaldırabiliyoruz. Türkiye’nin önemli firmalarına bu ürünün test ürünleri tedarik etmeye başladık ve şuanda test aşamasındayız. Bu zamana kadar olan geri dönüşler gayet olumlu yönde. Biz bu ürünün Türkiye’de ciddi bir şekilde kabul göreceğine inanıyoruz.
İkinci üzerinde durduğumuz konu ise enerji verimliliğini son kullanıcılara iyi bir şekilde anlatabilmek. Çünkü Türkiye’de küçük sanayilerde ve makinalarda genellikle sonsuz vidalı redüktörler kullanılıyor. Bu sonsuz vidalı redüktörler tabii ki fiyat açısından daha uygun ama yatırım, işletim ve bakım maliyetleri açısından konik redüktörlerle karşılaştırıldığında ciddi bir şekilde pahalı oluyor. Bizim yaptığımız araştırmalar ve hesaplara göre genelde ilk yatırımın 8 ay içerisinde geri dönüşü meydana geliyor ve daha sonrası tamamen kâr oluyor. Yüksek miktarda redüktör kullanılan fabrikalarda milyonları bulan tasarruflar sağlanıyor.