Connect with us

Elektronik Sürücüler

Mitsubishi Electric’ten otomasyon dünyasına yeni çözüm

Published

on

 

Sanayi 4.0’a e-F@ctory ile yanıt veren Mitsubishi Electric WIN Fuarı’nda lansman ürünüyle dikkat çekti

 

Dünyadaki yeni endüstri evresine dijital fabrika konsepti e-F@ctory ile yanıt veren Mitsubishi Electric, WIN Eurasia Automation Fuarı’nda Sanayi 4.0’a uyumlu yeni ürünü “Panolu Inverter Çözüm Platformu”nun lansmanını gerçekleştirdi. Mitsubishi Electric’in yeni nesil otomasyon ürünlerini tek çatı altında toplayacak olan bu platform, endüstriyel tesislere ve alt yapı projelerine kısa sürede devreye alma imkanı tanıyacak. Yeni ürünün fuardan sonra satışa sunulacağını açıklayan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, hızla gelişen Türk sanayisine ve alt yapı projelerine yüksek katma değerli ileri teknoloji otomasyon çözümleri sağladıklarını vurguladı.

 

Mitsubishi Electric Corporation Fabrika Otomasyon Sistemleri Grubu e-F@ctory Global Alliance Koordinatörü Hajime Sugiyama
Panolu Inverter Çözüm Platformu
Dünya otomasyon devi Mitsubishi Electric, imalat sanayisinin Avrasya bölgesindeki buluşma noktası WIN Eurasia Automation Fuarı’nda yeni ürünü “Panolu Inverter Çözüm Platformu”nu tanıttı. Bu yıl 16-19 Mart tarihleri arasında Sanayi 4.0 konseptiyle düzenlenen fuarda, Sanayi 4.0’a uyumlu lansman ürünüyle öne çıkan Mitsubishi Electric, yeni endüstri evresine yanıtı e-F@ctory konseptini anlattığı dijital fabrika simülasyonları ile de dikkat çekti. Mitsubishi Electric Corporation Fabrika Otomasyon Sistemleri Grubu e-F@ctory Global Alliance Koordinatörü Hajime Sugiyama, fuar kapsamında düzenlenen dünyada Sanayi 4.0’a bakış konulu panelde gerçekleştirdiği sunumuyla ilgi topladı. Zar atan ve gelen numarayı algılayarak altı farklı endüstriyel uygulamadan o numaraya karşılık geleni gerçekleştiren robot şovuyla da farklılaşan Mitsubishi Electric, sergilediği tüm fabrika otomasyon çözümleri ve mekatronik CNC ürünleriyle Türkiye’nin yeni otomasyon devrimine hazır olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu
Türkiye için yatırıma devam
Mitsubishi Electric’in global gücünü Türkiye’nin hızla gelişen sanayisine ve alt yapı projelerine yüksek katma değer sağlamak için kullandığını vurgulayan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, fabrikaların ve projelerin çalışma verimliliğini ve çalışanların konforunu artırmak için teknoloji yatırımlarına devam ettiklerini söyledi. Mitsubishi Electric’in ürün kalitesini Türkiye’de uzun yıllara dayanan mühendislik deneyimiyle birleştirdiklerini belirten Şevket Saraçoğlu, “METR Automation Solutions” markası altında yeni bir çözüm geliştirdiklerini açıkladı.

Foto : Panolu Inverter Çözüm Platformu – METR Automation Solutions

Yeni ürün “Panolu Inverter Çözüm Platformu”

Dış kabini Türkiye’de üretilecek “Panolu Inverter Çözüm Platformu”nun fuardan sonra satışa sunulacağını bildiren Saraçoğlu, platformla ilgili şu bilgileri verdi; “Sanayi 4.0’a uyumlu “Panolu Inverter Çözüm Platformu”, Mitsubishi Electric’in yeni nesil otomasyon ürünlerini tek çatı altında toplayarak endüstriyel tesislere ve alt yapı projelerine kısa sürede devreye alma imkanı tanıyacak. Fan, pompa, kompresör, klima santrali, değirmen, konveyör, vinç, kırıcı, karıştırıcı ve açma-sarma uygulamaları gibi pek çok farklı prosesin otomasyonunu çok daha pratik ve verimli bir şekilde gerçekleştirme imkanı tanıyan platform, içinde bulunan hazır çözüm programı sayesinde ek yazılım ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Bu platform inverter çözümünün yanı sıra PLC kontrol sistem çözümü, düşük harmonikli konverter çözümü, fren ünitesi ve fren direnci çözümü, pano soğutma sistem çözümü gibi alanları da içerecek şekilde komple çözüm sunabilen bir alt yapıya sahip. Ayrıca geniş opsiyon yelpazesi ve modüler yapısı sayesinde tesisler ve projelerin ihtiyaçları doğrultusunda ister tek tek ister gruplar halinde tercih edilebiliyor. Platform; vinç, açma-sarma ve asansör özel fonksiyonları sayesinde geleneksel frekans inverterlerinden çok daha fazlasını sağlayan yeni inverter serisi FR-A800 Plus ile daha da güçlü hale geliyor.”

 

Mitsubishi Electric Sanayi 4.0’a e-F@ctory ile yanıt veriyor.

 

Mitsubishi Electric, Nagoya fabrikasındaki e-F@ctory uygulamasıyla üretim kapasitesinde etkileyici sonuçlar elde etti.

 

e-F@ctory ile üretim kapasitesini yüzde 190 artırdı

Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan dijital fabrika konsepti e-F@ctory’i 2003 yılından bu yana kendi fabrikalarında kullanarak tecrübelerini ürünlerine yansıttığını vurgulayan Saraçoğlu, şu açıklamalarda bulundu; “Fuarda gerçekleştirdiğimiz simülasyonda da gösterdiğimiz gibi e-F@ctory ile bir fabrikayı yeni endüstri evresindeki tüm ihtiyaçları karşılayacak şekilde kurmak ve kurmadan önce bir sanal fabrika oluşturarak ortaya çıkacak fabrikayı ve üretimi test etmek mümkün. Yönetimden üretim katına kadar tüm fabrika katmanlarını optimize etmek için ileri teknolojileri kullanan ve üretimde çok ciddi maliyet tasarrufu sağlayan e-F@ctory, küresel rekabette bir adım önde olmayı sağlıyor. Örneğin, Mitsubishi Electric’in kendi üretim merkezi olan Nagoya Fabrikası’nda e-F@ctory konsepti kullanıma alındı ve üretim kapasitesinde yaklaşık yüzde 190 artış, üretimde yaklaşık yüzde 180 artış ve sistem içi mimari tutarlarda yaklaşık yüzde 65 düşüş gibi çok etkileyici sonuçlar elde edildi.”

Mitsubishi Electric, Türk sanayisine ve eğitime katkıda bulunmaya devam ediyor.

 

Daha iyisi için değişim

Mitsubishi Electric’in “Daha İyisi İçin Değişim” (Changes for the Better) anlayışını temel alarak teknolojiyi, hizmetleri ve yaratıcılığı daha iyiye götürme hedefiyle çalıştıklarını belirten Saraçoğlu, “Mitsubishi Electric olarak Türk sanayisine ileri robot teknolojisiyle donatılmış geleceğin dijital fabrikalarını şimdiden kurabiliyoruz. İnovatif otomasyon çözümlerimizle Marmaray’da olduğu gibi alt yapı projelerine yüksek katma değer sağlayabiliyoruz. Eğitime destek projemizle otomasyon teknolojilerine yön verecek donanımlı genç mühendislerin yetişmesini sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Sanayiye güç katan fabrika otomasyon çözümleri

Otomotiv, gıda, paketleme, metal ve plastik işleme makineleri gibi Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarının bulunduğu alanlarda hizmet veren Mitsubishi Electric, dijital fabrika ürünlerini mekanik, elektronik ve yazılım hizmetleri bir arada olacak şekilde sunuyor. WIN Eurasia Automation 2017 Fuarı’nda “Panolu Inverter Çözüm Platformu”nun lansmanını gerçekleştiren Mitsubishi Electric; Sanayi 4.0’a uyumlu bir fabrikayı temsil eden e-F@ctory similasyonu ve zar atarak altı farklı uygulama gerçekleştiren robot şovun yanı sıra fabrika otomasyonunda öne çıkan SCADA çözümü, IQ-R ve IQ-F ürünleri ile mekatronik CNC ürünlerini sektör temsilcileriyle buluşturdu.

Mitsubishi Electric MELFA – F serisi robot, yaptığı zar şovu ile ziyaretçilerin ilgisini çekti.

Zar atıp uygulama yapan robot

İnsan kolu veya eline yakın hassasiyette çalışan hızlı robotlarıyla fark yaratan Mitsubishi Electric, fuarda MELFA – F serisi robotuyla ilgi çekici bir şova imza attı. Kompakt yapısıyla yer sorunu yaratmadan üretim süreçlerine esneklik, verimlilik ve hız katan Mitsubishi Electric MELFA – F serisi robot, fuardaki gösterisinde önce zar attı, sonra zarı kamerayla görerek algıladı ve attığı numaraya karşılık gelen altı farklı endüstriyel uygulamadan birini hatasız bir şekilde gerçekleştirdi. Ek bir yazılıma ihtiyaç duymadan standart olarak kamera ile görme özelliğine sahip olan Mitsubishi Electric MELFA – F serisi robot fuarda; robota malzeme yükleme-boşaltma özelliği sağlayan CNC besleme uygulaması, malzemeyi bir noktadan başka bir noktaya sıralama ve gruplama özelliği sağlayan pick&place uygulaması, hattan gelen ürünü durdurmadan pick&place sağlayan tracking uygulaması gerçekleştirdi. Robot ayrıca farklı yüzeylerdeki kalite kontrol işlemlerini kamera ile kontrol etmeyi sağlayan kalite kontrol uygulaması, belirlenen yüzeylere hassas ve hızlı uygulama yapmayı sağlayan sealink uygulaması ve farklı özellikteki malzemeleri birleştirerek son ürünü oluşturmayı sağlayan montaj uygulaması da yaptı.

 

Zamandan tasarruf sağlayan SCADA Çözümü

Mitsubishi Electric’in SCADA çözümü, otomatik olarak PLC ve SCADA projeleri oluşturabilen sihirbaz arayüzleri sayesinde geliştirme ve yapılandırmada harcanan mühendislik zamanını önemli ölçüde azaltıyor. Aynı zamanda yaşam döngüsü boyunca tesisin devam eden bakımını kolaylaştıracak standart bir yapıya imkan tanıyor. MAPS (Mitsubishi Electric Adroit Process Suite) ile giriş/çıkış planları, PLC ve SCADA etiket yapılandırmaları gibi alanları kapsayan raporlar otomatik olarak oluşturulabiliyor. MAPS ayrıca proje belgelerinin güncel tutulmasına yardımcı oluyor. Tasarım aşamaları boyunca ve hatta sistemler zaman içinde değiştirildiğinde ya da güncelleştirildiğinde MAPS, PLC/SCADA projeleri ve tesis için sistemin kurulduğu şekliyle oluşturulan elektrik belgelerine göre kesintisiz yönetim yeteneği sağlıyor.

En yüksek sistem gereksinimlerini bile rahatlıkla karşılayabilen iQ-R 

 

Yeni nesil proses otomasyonu kontrolörü iQ-R

Bu ürün, yeni otomasyon devrimi için tüm otomasyon bileşenlerini tek platformda birleştiren iQ Platform yapısının en yeni nesli olarak dikkat çekiyor. Nano saniye mertebesinde işlem hızı ve PLC, motion, robot, CNC, C++ ve safety gibi çoklu CPU kombinasyon imkanı ile en yüksek sistem gereksinimlerini bile rahatlıkla karşılayabilen iQ-R, yeni endüstri evresine ve bu yeni devrimin Mitsubishi Electric’teki karşılığı e-F@ctory’e hazır platform sunuyor.

 

Az yer kaplayıp çok iş yapan kompakt PLC iQ-F

Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni nesil kompakt PLC iQ-F, eski modeline göre hızı 150 kat arttırılmış BUS haberleşmesine sahip. Dahili 4 eksen pozisyonlama özellikleriyle de öne çıkan kompakt PLC, 4 ve 8 eksen motion kapasitesi, kolay kurulumu ve yeni mühendislik yazılımı ile artık çok daha sofistike uygulamalar için bile kullanılabiliyor. Standart donanımında yer alan analog giriş/çıkışlar, ethernet ve hızlı girişleri ile de panolarda çok az yer kaplarken çok iş yapabiliyor.

 

 

Yüksek işlem kapasiteli M80-M800 CNC Kontrol Üniteleri

Mitsubishi Electric’in M80 ve M800 Serisi CNC Kontrol Üniteleri, bir önceki seri olan M70 ve M700 serisiyle müthiş bir uyum içerisinde olduğundan yeni seriye geçiş yapacak müşteriler için herhangi bir uyumlaştırma çalışması ya da ekstra eğitim gerekmiyor. Yüksek işlem kapasitesine sahip M80 ve M800 serisi, servo motor sürücüleri ile optik kablo üzerinden haberleşiyor. Yeni dokunmatik ekran cep telefonlarında ve tabletlerde olduğu gibi kapasitif ekran kullanıyor ve sezgisel kullanım deneyimi sunuyor. Yüksek çözünürlüklü ekran 8.4 inch, 10.4 inch, 15 inch ve 19 inch seçeneklerine sahip. 10.4 inch ekran ve üzeri için standart olan dokunmatik özellik istendiğinde iptal edilebiliyor. İki parçalı olarak kullanılabilen 19 inch ekranın üst kısmında CNC ekranı görüntüleniyorken, alt kısımda sanal klavye, operatör paneli, doküman görüntüleyici veya memo pad açılabiliyor. Ayrıca uzak masa üstü bağlantısı sağlayan VNC (Virtual Network Computing) sunucu desteği sayesinde CNC ekranından bilgisayar kontrolü yapılabiliyor.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Elektronik Sürücüler

Geliştirme ortağı olarak STÖBER

Published

on

By

Çeşitli sistemlere yönelik makineler tasarlayan e&v Systeme GmbH, dolu ve kapalı kartonları yük taşıyıcılara hızlı ve düzgün bir şekilde yerleştiren paletleme robotuna da sahip yüksek performanslı bir paketleme makinesi geliştiriyor. Paketleme makinesinde sistem bileşenlerinin yüksek performansını garanti altına almak isteyen e&v Systeme, tahrik sistemlerinde STÖBER’in eksiksiz çözümlerine güveniyor.

e&v Systeme GmbH için çözüm ortaklığında en önemli faktörleri esneklik, güvenilir teslimat ve tutarlı kalite oluşturuyor; çünkü gerekli bileşenlerin hızlı ve güvenilir bir şekilde sahada olması ve istenen görevleri tam olarak yerine getirmesi gerekiyor. Ürün geliştirme konusundaki teknik yeterlilik ve destekleyici know-how’ı da bir diğer önemli kriter olarak belirleyen e&v Systeme’nin Elektronik Tasarımcısı Johannes Stocker, “Kapsamlı bir ürün yelpazesine sahip uzman bir ortak olan STÖBER’e sahip olduğumuzu bilmek bizim için yararlı oldu” diyor.

Geliştirme ortağı olarak STÖBER’in rolüne değinen e&v Systeme’den Johannes Stocker, “Genellikle çok özel çözümler gerektiren özel makine mühendisliğinde STÖBER ile yaptığımız ortaklık, bizim için özel bir avantaj. Sonuçtan çok memnunuz ve STÖBER’in sağladığı profesyonel desteğe güvenmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulunuyor.

Başarı faktörleri:

·  Tek kaynaktan güvenilir tahrik çözümleri.

·  Doğrudan monte edilen redüktörlü motorlar sayesinde kompakt kurulum alanı, daha düşük ağırlık, azaltılmış çalışma gürültüsü ve yüksek dinamik.

·  Yüksek hassasiyetli planet redüktörler, yüksek çözünürlüklü enkoderlere sahip senkron servo motorlar ve EtherCAT® üzerinden hızlı proses veri iletimi sayesinde en yüksek konumlandırma hassasiyeti.

·  Yenilikçi STÖBER Tek Kablo Çözümü (OCS) sayesinde basit ve hızlı kurulum.

·  SI6 serisinin çok eksenli tahrik sistemlerindeki STÖBER çift eksenli kontrolörler sayesinde ekonomik çözüm. Bunlar, hızlı ayar değeri değişiklikleri ve yük atlamaları ile kısa geri kazanım süreleri sağlar.

·  Standartlara uygun makine güvenliği: EN 13849-1’e göre en yüksek performans düzeyi “e” (Kat. 4) onaylı STO (Safe Torque Off) güvenlik fonksiyonu.

·  Bakım teknisyenleri için internet üzerinden kolay ve hızlı bir şekilde uzaktan arıza tespiti.

Continue Reading

Elektrik Motorları

Kusursuz makine üreticilerinin tercihi STÖBER, Lean Motor ile enerji verimliliğinde devrim yapıyor

Published

on

By

Redüktörden servo motor sürücüsüne kadar tüm sistemin tek tedarikçisi olan ve sektörde arızalanmayan ürünleriyle tanınan STÖBER, asenkron motor ve servo motor arasında konumlandırdığı Lean Motor ile enerji ve iş verimliliğinde devrim yapıyor. %96’ya varan bir verimliliğe sahip Lean Motor, %40 oranında daha hafif ve daha küçük yapısı, IE5 sınıflandırması ile daha fazla enerji verimliliği sunan kompakt tasarımıyla verimlilik isteyen işletmelere çok daha fazlasını sunuyor. STÖBER Türkiye Direktörü Alper Turan, özellikle asenkron motor yerine Lean Motor kullanılmasını öneriyor.

WIN EURASIA Fuarı’nda özel bir röportaj gerçekleştirdiğimiz STÖBER Türkiye Direktörü Alper Turan, Güç Aktarım’ın sorularını yanıtlıyor.

Öncelikle sizi ve STÖBER’i tanıyabilir miyiz?

İsmim Alper Turan. 2014 yılından bu yana STÖBER Türkiye Direktörü olarak görev yapıyorum. Bir Alman markası olan STÖBER’in kuruluşu 1934 yılına dayanıyor. Firmamızın ürün gamı içerisinde redüktörlerden motor sürücülerine kadar geniş bir yelpazede tahrik ürünleri bulunuyor. Firma olarak özellikle redüktörlü servo motorlar ve sistemler konusunda iddialıyız. Tek tedarikçi olmak bizim için en önemli unsur ve bu kapsamda çalışıyoruz. Her şeyi, tüm sistemi tek bir tedarikçi olarak makine imalatçılarına sunuyoruz. 1934’ten bu yana gelişen teknolojimiz, arızalanmaz ürünler imal etme olanağı sağlıyor ve arızalanmaz ürünlerimiz, kusursuz makine üretmek isteyenler için biçilmiş kaftan diyebiliriz. 

Redüktörlü motorlarımız gerçek redüktör entegreli motorlardır. Yani, motoru ve redüktörü kendimiz ürettiğimiz için motorun çıkış şaftını pinyon dişli şeklinde işleyebiliyoruz ve redüktörlerimiz güneş dişlisi olarak kullanılabiliyor. Böylece arada herhangi bir kaplin, motor adaptörü, flanş gibi parçalar kullanmadan motorun yapmış olduğu hareketi direkt redüktöre iletmiş oluyorsunuz. Bunun çok fazla avantajları var: Özellikle dinamik uygulamalarda kaplin esnemesi, sıyırması gibi problemlerle karşılaşmıyorsunuz. Firma olarak bizim en büyük özelliğimiz tüm sisteme hakim olmamız. Örneğin, uygulamalarda motor sürücüsü sadece motorun bilgilerine hakimken, bizim motor sürücülerimiz redüktörlü motorun bilgilerine de sahip oluyor. Bu sayede otomasyoncular, programcılar aynı zamanda redüktör verilerini de elle girmek zorunda kalmıyor. Bu şekilde de hata oranı ortadan kalkmış oluyor.

Ürünlerinizin Türkiye’de tercih edildiği sektörler ve uygulamalardan bahsedebilir misiniz?

Özellikle yurt dışına makine ihracatı yapmayı hedefleyen makine üreticileri bizi tercih ediyor. Örneğin; lazer bölümü, ağaç işleme, boru büküm, sac işleme gibi sürekliliği olan makine imalatçılarımızı ilk akla gelenler arasında söyleyebiliriz. Özellikle hattın durmasıyla üretim kaybının çok fazla yaşanacağı ve bundan dolayı üretimin durmamasının gerektiği uygulamalarda STÖBER tercih ediliyor. Ürünlerimizin arızalanmamak gibi bir özelliği olduğunu söyleyebilirim. Doğru hesaplanmış bir eksen ise ve bu hesap bizim tarafımızdan kontrol edilmişse, biz ürünlerimizin sonuna kadar arkasındayız. STÖBER olarak özellikle gerçekten kusursuz makine imalatı hedefleyen müşterilerimizi partnerimiz kapsamında değerlendiriyoruz.

Kullanıcının taleplerine göre özel çözümleriniz de mevcut. Bu çözümlerden bahsedebilir misiniz?

Örneğin müşterilerimizle çalışırken, bu işe ister ilk defa başlasınlar isterse de üst düzey mühendislik seviyesine sahip olsunlar, biz onlar adına eksenlerinin hesaplamalarını yapıyoruz. Örnek vermek gerekirse, X ağırlıkta bir kütlesi olduğunu, bunu kaç metre/saniye hızla kremayer sistem üzerinde hareket ettirebileceğini soran; pinyon dişlisini, redüktörün kaç tahvilli olması gerektiği, motorunun kaç newton metrelik olması gerektiği gibi konularda yardım taleplerinde bulunan müşterilerimiz için eksenin mühendislik hesaplamalarını yaparak çözüm sunuyoruz. Yaptığımız hesaplamalarla müşterilerimizin ihtiyaçlarını analiz ediyor, taleplerine tam yanıtı sunabiliyoruz. STÖBER ürün gamı programın bilgisi dahilinde olduğu için kusursuz komponentleri seçip onlara yardımcı oluyoruz.

Redüktörlerde düşük boşluk konusu sektörde önemli bir yer kaplıyor. Redüktör tedarikçilerinin sıkça kullandıkları düşük boşluk ya da sıfır boşluk kavramını bizlere açıklayabilir misiniz? Sıfır boşluk gerçekten var mı?

Dişliler arasındaki boşluk, bizim arcmin, ‘yay x dakika’ olarak tabir ettiğimiz teknik bir kavram. Özellikle redüktör tipine göre değişiklik gösterse de düşük dişli boşluğu ya da sıfır dişli boşluğu mümkün. Örneğin, sikloid tip redüktörlerde biz oldukça düşük, hatta sıfır ya da sıfıra çok yakın dişli boşluğundan bahsedebiliriz; ama yağın bile dolaşabileceği bir alana ihtiyaç duyulan helis dişli ya da düz dişli redüktörlerde sıfır dişli boşluğu diye bir şey olamaz. Soru işaretleri olanlar için arcmin kavramını şöyle açıklayabilirim: 360 derece iç açısı olan bir çember düşünelim. Bu çemberin içerisinden 1 derecelik dilimi keselim ve bu 1 dereceyi de 60’a bölelim. Buradan da 60’ta 3’ünü aldığımız zaman 3 arcmin dişli boşluğuna sahip bir redüktör elde etmiş oluyoruz. Buradaki boşluğumuzun tanımını bu şekilde yapabiliriz. Mühendislerimizin de eksenlerinde kullanacakları boşluğu hesaplarlarken bu mantıkla yapmaları gerekmektedir.

STÖBER olarak ürünlerimizdeki dişli boşluğu, tam olarak kataloglarda yazdığı gibidir. Örneğin, STÖBER’den 3 arcminli bir redüktör aldınız; bu redüktörü bugün de ölçeksek, 8 ay sonra da ya da 8 yıl sonra da ölçeksek yine 3 arcmin çıkacaktır. Bu da ürünlerimizin kalitesiyle orantılıdır. STÖBER’in katalog verilerine %100 güvenebilirsiniz. 

STÖBER ürün yelpazesinde yer alan Lean Motor’dan bahsedebilir misiniz? Bu ürünün özellikleri ve avantajları nedir?

Asenkron motor ve servo motor arasında konumlandırdığımız bir modelimiz olan Lean Motor, özellikle enerji verimliliği ve iş verimliliği açısında devrim niteliğinde. %96’ya varan bir verimliliğe sahip bu motorları özellikle asenkron motor kullanıcılarına öneriyoruz çünkü asenkron motor kullanıcıları zaman zaman yüksek hızlara çıkma ihtiyacı duyuyorlar. Örneğin, frekans invertörü üzerinden Hertz’ini ayarlayarak 4 kutuplu 1460 devir nominal hızı olan motorları, zaman zaman 2250, 2500 devire kadar çıkardıkları uygulamalar oluyor. Bu uygulamalarda özellikle Hz ile oynamak yüksek akım ve yüksek ısıya neden olarak sürücü tarafında IGBT dediğimiz modülü etkiliyor. Aynı zamanda yükselen akım, motor sargıları üzerinde de etki yaratarak bunların da yanmasına sebep oluyor. Kısaca sistemi bozuyor. Bu nedenle asenkron motor yerine Lean Motor kullanılmasını öneriyoruz.

Fan ve enkoder bulunmayan Lean Motor, servo motor gövde yapısına sahip ve yüksek dış ortam sıcaklığında çalışabiliyor. Bunun yanı sıra ülkemizde ve dünyada asenkron motorlarda şu anda IE3 ve IE4 verimlilik sınıfı kullanılıyor. Sınıf yükselttiğinizde ise motorunuzun ağırlığı artıyor. Örneğin, IE3’ten IE4’e geçtiğinizde motorunuz ortalama %20 oranında büyüyor ve ağırlaşıyor. 5,5 Kw’lık bir asenkron motorun ağırlığı 55-60 kg arasındayken, aynı torklara sahip Lean Motor’un ağırlığı sadece 26 kg’dan oluşuyor. Öte yandan asenkron motorlarda hızlandırdıkça tork kaybedersiniz, Lean Motor’da tork kaybı yoktur. Kendisine ait sürücüsü olan, tek kabloyla haberleşebilen, çok çeşitli opsiyonları ve varyasyonları olan Lean Motor, verimlilik isteyen bir işletme için çok daha fazlasını sunar. STÖBER olarak; %40 oranında daha hafif, daha küçük ve IE5 sınıflandırması ile daha fazla enerji verimliliği sunan kompakt bir çözüm olan Lean Motor’un tercih edilmesini öneriyoruz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et