Günlük yaşantımızda bile bazen geriye dönüp baktığımızda aldığımız kararların bazılarının eksik, yetersiz veya yanlış olduğunu görürüz. Mühim olan gördüğümüz bu tür eksikliklerimizi tekrar etmemek ve/veya geliştirme yönünde karar alabilme meziyetimizi geliştirebilmektir.
Tesis yerleşimlerinde (ister mevcuda ilave , ister yeni tesis kurulumu) projeciye dikte edilen işletme koşulları genellikle mühendislik kurallarına ve/veya imalat zorluklarına karşı hazırlanmış gibidir. Yetkin ve tecrübeli bir projeci bu koşulları daha iyi duruma getirebilmek için geniş açı ile bakmak zorundadır. İşletme bana sorun çıkarmasın, ucuz iş gücü ile halledilir(bu ekipmana veya bu sisteme ne gerek var mantığı),eskisinden ne zarar gördük gibi duvarlar projecinin aşması gereken engellerdendir.
İşletme bakış açısı farklıdır. Ana şirket ise, her şeyin mükemmel olmasını arzu eder.Fakat bu isteğin extra bir maliyet çıkarmasını istemez.
Tüm bileşenlerin geniş açı ile bakabilmesi en güzel sonuca ulaşmaya yardımcı olacaktır.
Proje firması ana firma ve işletmenin isteklerini (prosesi) tam olarak algılanmalıdır. Soru, istek ve görüşlerini yazlı olarak paylaşamalıdır. Ülkemizde başarı ilk yatırım maliyetine endeksli olduğu sürece gece konduvari tesislerin oluşması kaçınılmazdır. Çünkü proses değerlendirmesinde projeci enerji verimliliğinden başlayıp, çevresel etkileşimlere (tozuma-atık vb) , işçi sağlığı güvenliğinden, kapasite artırımına uygun yerleşimlere, kolay işletme koşullarına ve düşük maliyetli işletme koşullarını vb birçok konuyu değerlendirmelidir. Bu koşulları ortak bir noktada buluşturacak bir tasarımı masaya koymalıdır.
Yukarıda ki fotolar farkı ortaya çıkarmaktadır.İster tek tesis olsun ister çoklu bir yapılaşma olsun geniş açı ile bakmanın farkını çok iyi özetliyor.
Projeci küçük dokunuşlarla tozumanın önüne geçebilmeli. Ara ekipman sayısını azaltmalı, ana ekipmanları kapasitesine uygun tasarımlar yapmalıdır. Otomasyona ,bakım-onarım-laboratuvar-numune alma koşullarına vb birçok isteklere uygun tasarımlar yapabilmelidir.
Fakat bu o kadar kolay değil. Çünkü herkes kendi penceresinden en kolay ve basit yolu tercih edecektir. Burada kötü adam projeci olacaktır. Proje safhasında;
Buna ne gerek var , kendine iş çıkarıyor (proje mühendislik ücretini artırmak için) diyecekler. Altı üstü proje, biz proje olmadan da yaparız diyecekler.
Eskisinden bir zarar görmedik, yeni sisteme(ekipmana-yönteme) gerek yok diyecekler.
Yollar, platformlar çok geniş olmuş. Gereksiz büyük-yüksek olmuş ,çok ağır olmuş vb bir sürü negatif yorum olacaktır.
Benzer bir sürü yoruma göğüs germek gerekecektir. Aksi takdirde işin sonunda:
Bu platform çok dar olmuş, titriyor, ekipmana ulaşamıyoruz.
Çok toz var, göz gözü görmüyor.
Araçlar giremiyor, temin ve sevkiyatta sorun var. Yeterli mal ve stok alanı yok.
Çok sık elektrik kesiliyor, termik atıyor vs vs.
Yorumlara cevap vermek çok da kolay olmayacaktır. En önemlisi iş işten geçmiş olacaktır. Bu aksaklıkları gidermek astarı yüzünden pahalıya getirecektir. Amerikalı gibi büyük düşünüp, Japon gibi tasarlamalı(planlamalı),Türk gibi başlayıp, Alman gibi yapmalı,İngiliz gibi bitirmeli sözünü ırk ve millet kavramına takılmadan felsefe edinmeliyiz.
Lütfen proje deyip geçmeyelim. Tasarımlarınızı deneyimli ve tecrübeli ellere-beyinlere bırakın. Unutmayalım ! Mükemmellik ayrıntılarda (detaylarda) gizlidir. Ayrıntılarda bilgi denizinde bir su damlasıdır.
“BİLGİ PAYLAŞTIKÇA BÜYÜR” mantığı ile çalışmalarımızı yönlendirmeliyiz.