Connect with us

Genel

Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0 a yanıtı e Factory konsepti, yani dijital fabrikalar

Published

on

 

Merhaba değerli okurlarımız bu ay sizler için Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyonu Bölümü Mekatronik CNCDepartmanı Kıdemli Müdürü Hakan Aydın, Mitsubishi Electric Europe B.V Mekatronik CNC Bölümü Müdürü Atsuhiko Sanada ve Mitsubishi Electric Tayvan CNC Satış departmanı Genel Müdür Yardımcısı Hajime Wakimoto ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendilerine, Mekatronik CNC ve CNC sistemleri ile Sanayi 4.0 ilgili kafamızda oluşan soru işaretlerini ilettik. Bizleri aydınlattıkları için teşekkür ederiz. Şimdi sizleri bu güzel söyleşi ile baş başa bırakıyoruz.

 

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1969 yılında Samsun’da doğdum. 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra eğitim hayatıma Almanya Karlsruhe Teknik Üniversitesi Elektroteknik bölümünde devam ettim. 1998 yılında o dönemde Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki fabrika otomasyonu distribütörü olan GTS firmasında çalışma hayatıma başladım.  Daha sonra bildiğiniz gibi Mitsubishi Electric distribütörü GTS’yi satın aldı ve 2012 yılından bu yana Türkiye’deki operasyonlarına kendi yapılanması ile Mitsubishi Electric Türkiye olarak devam ediyor. Ben de Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyonu Bölümü Mekatronik CNC Departmanı Kıdemli Müdürü olarak görev alıyorum.

Mitsubishi Electric Türkiye Mekatronik CNC Departmanı’nın çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Öncelikle global olarak markamız hakkında bilgi vermek gerekirse, Mitsubishi Electric’in dünyanın önde gelen makine üreticilerine CNC ürünleri ve çözümleri sağladığını söyleyebiliriz. Markamız, yüksek teknolojiye sahip CNC ürünleri ile başta otomotiv ve metal işleme sektörü olmak üzere bütün dünyada birçok sektörde standartları belirliyor. Hizmet verdiğimiz tüm sektörlerde pazarın ve kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını analiz ederek çalışıyor ve sektöre ileri teknolojide çözümler sunuyoruz.

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri çatısı altında bulunan Mekatronik CNC Departmanı olarak Türkiye’deki çalışmalarımızı ise iki ana başlıkta toplayabiliriz.  Birincisi yurt dışından ithal edilen Mitsubishi Electric CNC ürünleriyle donatılmış CNC tezgâhlarına servis ve yedek parça hizmetleri sağlamak. İkincisi ise Türkiye’de faaliyet gösteren makine imalatçılarının ürettikleri CNC  tezgâhları için gerekli Mitsubishi Electric donanımını sağlamak, proje çalışması yapmak ve devreye almak.  Gerçekleştirdiğimiz tüm bu çalışmalar için bünyemizde çok ciddi bir mühendislik bölümü bulunuyor. Kadromuzu proje üreten mühendislik ekibi ve servis hizmetlerinden sorumlu ekip olarak ikiye ayırabiliriz. Servis hizmetimiz daha çok yurt dışından gelen makinelerle ilgileniyor.  Özellikle Tayvan başta olmak üzere birçok ülkeden Türkiye’ye yılda bin adetten fazla Mitsubishi Electric kontrollü makine geliyor. Satış sonrası hizmetler en çok önem verdiğimiz konuların başında geldiğinden müşterilerimize mükemmel bir hizmet sunmayı hedefliyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda planlıyoruz. 

Ürün gamınızdan bahseder misiniz?

Mitsubishi Electric Türkiye Mekatronik CNC Departmanı olarak ürün gamımızda; kontrol üniteleri, servo motorlar, sürücüler gibi ürünler yer alıyor. Bir CNC makinesinin üretilmesi, devreye alınması ve satış sonrası hizmetlerinin verilmesi dahil olmak üzere uçtan uca çözümler sunuyoruz. Temel olarak bizim ürün gamımıza uygun seçenekler CNC torna ve CNC işleme merkezleri olmasına rağmen, hareket kontrolü ya da bir parça üretimi söz konusu olduğunda özel makinelere de çözümler geliştiriyoruz.

Yeni ürünleriniz arasında yer alan ve Maktek Fuarı’nda da sergilediğiniz M80 ve M800 serisi CNC kontrol ünitelerinin öne çıkan özellikleri nelerdir?

Mitsubishi Electric’in yeni nesil CNC kontrol üniteleri M80 ve M800 serisi ile üretilen makineler Türkiye’ye gelmeye ve sektörde kullanılmaya başlandı. Sektör tarafından büyük bir beğeni ile karşılanan M80 ve M800 serisi CNC kontrol üniteleri, bir önceki seri olan M70 ve M700 serisi ile müthiş bir uyum içerisinde olduğundan bu yeni seriye geçiş yapacak müşteriler için herhangi bir uyumlaştırma çalışması ya da ekstra eğitim gerekmiyor.  M80 ve M800 serisinin sunmuş olduğu 4. jenerasyon SSS (Super Smooth Surface), sezgisel kullanıma imkan tanıyan yeni arayüz gibi geliştirmeler üretim standartlarını bir üst seviyeye taşıdı. Yeni seri, 4. jenerasyon SSS kontrol ile daha hassas, daha hızlı ve daha verimli operasyon imkanı sunuyor. G05 P20000 ile daha yüksek önden okuma blok sayısı, dolayısı ile daha hızlı işleme süreleri ve daha hassas işleme yüzeyleri elde edilebiliyor. 3D program kontrolü ile operasyon öncesi parça çizimlerine bakılabiliyor, parçaların kesit görüntüleri alınabiliyor.  Diğer taraftan grafiksel kılavuz yardımları ile çok daha kolay programlamaya imkan tanınıyor.

Oluşturulan makine programları USB’nin yanı sıra artık SD kartlarda da saklanabiliyor.  Yeni seride, 8.4 inch, 10.4 inch, 15 inch ve 19 inch yüksek çözünürlüklü ekran seçenekleri mevcut olmakla birlikte 10.4 inch ve üzeri ekran tipleri için dokunmatik ekran standart olarak bulunuyor. Ayrıca bu fonksiyon isteğe bağlı olarak parametre değişikliği ile iptal edilebiliyor. Sade görüntüleme özelliği sayesinde, normal görünüm ekranından sade görünüm ekranına geçiş yapılarak uzaktan gözlemleme şansı elde edilebiliyor.

Yeni eklenen bir başka özellikle birlikte oluşan alarm, tüm ekranı kaplayacak şekilde görüntülenebiliyor. Böylece makine operatörü uzakta olduğu durumlarda da oluşan alarmı görebiliyor. Kullanıcı yetki seviyesi belirleme özelliğiyle, operatörlere üretimdeki rollerine göre ayrı ayrı erişim izni tanımlanarak insan kaynaklı hatalar minimize edilebiliyor. Ayrıca yeni seri, üretim yönetimleri sistemleri (MES) ile tam uyumlu şekilde çalışabiliyor.

Türkiye’nin makine sektörünü kısaca değerlendirir misiniz?

Türkiye gerek nüfus yoğunluğu ve genç iş gücü gerekse iş kalitesi anlamında Avrupa’da birçok ülkenin önünde yer alıyor.  Makine sektörü ülkemizin lokomotif iş kollarından biri ve bu şekilde devam edecek gibi görünüyor. Dolayısıyla üretim kalitemizi daha iyi seviyelere taşımak için her türlü imkâna sahibiz. Sektörümüzün bu kaliteyi yukarıda tutarak büyümeye devam edeceğini düşünüyoruz. Sektörümüzde genel olarak üreticilerin daha ekonomik, hızlı ve hassas üretim gerçekleştirmelerini sağlayacak ve bu sayede günümüzün rekabet koşullarında avantaj oluşturabilecek yeni nesil ürünlere ihtiyaç var. Pazardaki mevcut ürünler de bu özellikleri sağlamak için çalışıyor. İleri teknolojisi ile dikkat çeken Mitsubishi Electric, CNC konusunda da dünyanın önde gelen markalarından. Ürün gamımız pazarın her geçen gün hızla değişen ihtiyaçlarını karşılamaya hazır durumda.

Yüksek teknolojiye sahip inovatif ürünlerimiz, kaliteli servis ve yedek parça hizmetimiz, mühendislik bilgimiz ve know-how’ımız ile şekillendirdiğimiz özenli projelendirme çalışmalarımız ve büyük özen gösterdiğimiz satış sonrası hizmetlerimiz ile Türk sanayisinin hızla artan rekabet şartlarına uyum sağlamasına katkıda bulunmak için çalışıyoruz.

Önümüzdeki dönem hedeflerinizden bahseder misiniz?

Değişen dünya ile birlikte artık üretim hatları, karlılık ve verimlilik gibi kavramlar da farklılaşmış durumda. Günümüzde üretici firmalar daha geniş kitlelere ulaşmak için ilk olarak yapmış oldukları üretimi gözden geçirmek zorunda kalıyorlar. Mitsubishi Electric Türkiye Mekatronik CNC Departmanı olarak sunduğumuz yeni seri ürünlerimiz, sunduğu standart fonksiyonlar ile (optik haberleşme, yüksek hızlı ve yüksek hassasiyetli işleme, yüksek önden okuma sayıları, standart olarak sunulan data server fonksiyonu gibi) üretim süreçlerini çok daha verimli hale getirebiliyor.  Dolayısıyla CNC kullanıcıları, ulaşılması sadece daha ekonomik, daha hızlı ve daha hassas üretimler ile mümkün olan bu hedeflere ulaşmak için yeni seri ürünlerimizi tercih edebilirler.

Biz de bu doğrultuda ürünlerimizi tanıtmak ve yaygınlaşmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.  Önümüzdeki süreçte en önemli gündem maddelerimizden biri de Sanayi 4.0 olacak. Bu yeni endüstri evresini, kısaca mevcut sanayinin bilgisayarlaştırma yönünde teşvik edilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması projesi olarak tanımlayabiliriz.

Yeni endüstri evresine Mitsubishi Electric’in yanıtı ise e-F@ctory konsepti, yani dijital fabrikalar. Bu süreçte, makineler çevrelerinde olup bitenleri anlayabilecek ve birbirleriyle internet protokolleri aracılığı ile iletişim kurabilecekler.  e-F@ctory 2025’e kadar olan sürede bizim yapıtaşımız olacak ve ürünlerimiz bu konseptin altında yer alacak.  Küresel ölçekte öncü bir yeşil şirket olma yolunda ilerleyen Mitsubishi Electric, ileri teknolojisini topluma katkıda bulunmak için kullanıyor. Mitsubishi Electric, çevre yönetimi konusundaki tutumunu ifade eden “Eco Changes” yani “Eko Değişim” ilkesi çerçevesinde, yaşadığımız dünyayı ve çevreyi daha iyi, daha yeşil ve daha sürdürülebilir hale getirmek için çabalıyor.

Yüksek teknoloji CNC ürünlerimiz, kullanıldıkları makinelerde verimliliği arttırarak ve işletme maliyetlerini düşürerek eko değişimin bir parçası olmaya devam ediyor. Köklü inovasyon mirasımız ve bilgi birikimimizin yanı sıra üstün teknolojiye sahip, enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz ile tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyoruz.

Yeni Geliştirilen CNC Sistemleri İle Daha Hızlı ve Daha Esnek Ürünler

Röportajımızda Mitsubishi Electric Europe B.V Mekatronik CNC Bölümü Müdürü Atsuhiko Sanada ile devam ediyoruz.


CNC sektörünün Avrupa’daki mevcut durumunu değerlendirir misiniz? Sektörle ilgili gelecek beklentileriniz ve bu doğrultuda Mitsubishi Electric Europe Mekatronik CNC Departmanı olarak hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Küresel ekonominin büyümesinde görülen yavaşlamaya karşın, Avrupa makine ve takım tezgahları sektörü 2015 yılını pozitif bir büyüme rakamıyla tamamladı. Avrupa’da makine ve takım tezgahları üretimi yaklaşık %5 oranında büyüme kaydetti. Avrupa’daki ekonomik aktivite istikrara işaret ediyor ve büyüme daha ziyade güçlü tüketici harcamalarından kaynaklanıyor. Çin hükümetinin şu ana kadar ekonomiyi daha tüketim bazlı bir büyümeye doğru dönüştürme kabiliyetini nispeten sorunsuz bir şekilde sergilediğini dikkate alacak olursak, Avrupa makine ve takım tezgahları ihracatının bu yıl da parlak geçeceğini söyleyebiliriz.  Makine ve takım tezgahları ihracatının 2016’da 19,0 milyar Euro’ya çıkması öngörülüyor.  Mitsubishi Electric CNC Bölümü olarak biz, Doğu Avrupa, CIS ülkeleri ve Türkiye’deki faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdürmeyi hedefliyoruz. Çünkü bu ülkelerin gelecekteki potansiyeline ve makine takım tezgahlarına yönelik taleplerine olan inancımız tam.

Mitsubishi Electric Europe  Mekatronik CNC Departmanı olarak, Avrupa pazarına CNC sistemleriyle ilgili neler sağlıyorsunuz?

Otomasyon ve Mekatronik sistemlerinden küresel piyasanın liderlerinden biri olan Mitsubishi Electric olarak, doğru CNC sisteminin seçilmesinden, mühendislik ve satış sonrası hizmetlerine ve müşterilerimizin küresel ihracatlarını desteklemeye yönelik servis desteğine kadar her şeyi müşterilerimize tek elden sunabiliyoruz. 

Hedefimiz sadece ürün satmak değil. Mitsubishi Electric CNC Bölümü olarak, müşterilerimizle yakın ilişkiler kurarak dört koldan onları destekliyor ve birlikte büyümeyi hedefliyoruz.

Mitsubishi Electric olarak CNC sektöründe hangi yönlerinizle farklılaşıyor, neden tercih ediliyorsunuz?

Daha önce ifade ettiğim gibi, müşterilerimizle ilişkilerimiz bizim için her şeyden daha önemli. Güvene dayalı ve uzun soluklu ilişkilerimiz sayesinde, müşterilerimizin mümkün olan en iyi makine takım tezgahları sistemini oluşturmalarına yardımcı olabiliyoruz. Öte yandan, yeni M8 CNC serimizle, CNC müşterilerine örneğin dünyanın en hızlı sürücü sistemlerinden birini sunarak daha fazla katma değer sağlayabiliyoruz.  Yeni geliştirdiğimiz CNC sistemlerine özel CPU ve yeni M800 19” multi dokunmatik ekranımız sayesinde, müşterilerimiz de kendi müşterilerine daha hızlı ve daha esnek ürün sağlayabiliyorlar.

Türkiye’de CNC sektörünün geldiği noktayı Avrupa ile kıyasladığınızda nasıl bir tablo çizebilirsiniz? 

Türkiye’de dikkate alınması gereken önemli bir konu, işlerin Almanya gibi pazarlara kıyasla muhtemelen daha kişisel bir niteliğinin olması. İyi bir işletmenin anahtarı güvene dayalı ve müşteri memnuniyetini hedefleyen ilişkilerden geçiyor ve bu da Mitsubishi Electric CNC Bölümü’nün temel iş vizyonuna bire bir uygun bir anlayış.  Türkiye’de CNC sektörü, Avrupa’nın en büyük 6’ncı makine üreticisi olarak ürünlerini tüm dünyada yaklaşık 170 ülkeye ihraç ediyor.  

Tayvan’ın İhracat Yaptığı Ülkeler Arasında, Çin ve ABD’nin Ardından Üçüncü Sırada Türkiye Yer Alıyor

Röportajımızda Mitsubishi Electric Tayvan CNC Satış  departmanı Genel Müdür Yardımcısı Hajime Wakimoto ile devam ediyoruz.


CNC sektörünün Tayvan’daki mevcut durumunu değerlendirir misiniz? Sektörle ilgili gelecek beklentileriniz ve bu doğrultuda Mitsubishi Electric Tayvan olarak hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bugün Tayvan’da CNC sektöründeki pazar payımız ile ikinci sırada yer alıyoruz ve payımızı daha da büyütme hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Mitsubishi Electric CNC markasını güçlendirmek üzere, Türkiye başta olmak üzere global işbirliklerimizi artırıyoruz.  Gelecekte Tayvan’daki Mitsubishi Electric CNC üretiminin daha da gelişmesi için üç önemli çalışmamız bulunuyor. İlk olarak; 2015 senesinde satışına başladığımız M8 serisinin yaygınlaştırılması ve bugüne kadar kullanım kapasitesi düşük olan Mitsubishi Electric CNC torna tezgahı alanlarının geliştirilmesi için çalışıyoruz. İkinci çalışmamız; Tayvan’daki tezgah makine üreticilerinin yönettiği makine farklılaştırma çalışmalarının desteklenmesini içeriyor. 

Tayvan’daki tezgah üreticileri, bir yandan Japonya ve Avrupa’daki gelişmiş ülkelerle rekabet ederken öte yandan Çinli tezgah üreticilerinin piyasaya girmesiyle ağır rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürüyor. Bu durumun çözümü olarak makinelere diğer  firmalarda olmayan fonksiyonların yüklenmesi daha da önemli hale geliyor. Üçüncü çalışmamız ise Mitsubishi Electric’in ürünlerinin ve servislerinin kapsamının, Mitsubishi Electric CNC’nin tercih edilmesi ile elde edilecek avantajların çok iyi anlatılmasını kapsıyor. Bu üç yaklaşımla Mitsubishi Electric CNC’yi yaygınlaştırarak pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.

Türkiye CNC pazarının geldiği nokta ve potansiyeli hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız? Türkiye, Mitsubishi Electric Tayvan için neden önemli?

Tayvan’ın ihracat yaptığı ülkeler arasında, Çin ve ABD’nin ardından üçüncü sırada Türkiye yer alıyor. Özellikle Afrika, Ortadoğu, Avrupa ülkelerine yakın olan Türkiye çok önemli bir konumda bulunuyor. Yakın gelecekte özellikle pazar payımızın düşük olduğu alanlara yoğunlaşacağız ve Türkiye’deki büyüme hedefimize bağlı olarak çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.

Varsa eklemek istedikleriniz… 

Mitsubishi Electric Tayvan olarak Türkiye’ye çok önem veriyoruz ve bundan sonra da Mitsubishi Electric Türkiye ile daha sıkı bir işbirliği içinde çalışmalarımızı devam ettirmeyi amaçlıyoruz. 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Dişli Üretim Servisleri

‘Popstar’ları favoritCNC ve yeni S100 ile hedefleri aşan STUDER, 2023’te de büyüdü

Published

on

By

Yüksek hassasiyetli taşlama tezgahlarının İsviçreli küresel üreticisi Fritz Studer AG, ‘STUDER’in Sesi’ sloganıyla müzik odaklı hayata geçirdiği 2024 yılı basın toplantısında, 2023 yılının verilerini açıkladı. 20’den fazla ülkeden 65 gazetecinin katılımıyla düzenlenen toplantıda 2023 yılının ‘popstar’ları olarak favoritCNC ve yeni S100’ü gösteren STUDER, küresel olarak zorlu bir yatırım ortamına rağmen satışlarını artırmayı ve birçok bölgede yeni pazar payı kazanmayı başardı. Kalitesiyle pek çok pazarda büyüyen hassas silindirik taşlama makinelerinin İsviçreli uzmanı, Türkiye’deki bayisi Form Makina’yı ise üst üste 5. kez en iyi bayi olarak ödüllendirdi. ABD ve Çin gibi kilit pazarlarda satışlarını olumlu yönde geliştiren firmanın önceki yıllarda olduğu gibi en büyük pazarını Asya oluştururken, bunu Orta Avrupa ve Kuzey Amerika takip etti.

Firmanın 2023 yılı karnesini ‘Motion Meeting 2024 Basın Toplantısı’nda değerlendiren STUDER CEO’su Jens Bleher, “Yakın zamanda tamamlanan 2023 mali yılı, özellikle de 111. yıl dönümümüz son derece başarılı geçti” dedi. Firma, ürün geliştirme ve saha altyapısına yaptığı tutarlı yatırımların karşılığını alırken; CEO Jens Bleher, “Açıklamalarımızı gerçeğe dönüştürdük; zamanı pazardaki konumumuzu geliştirmek ve uzun vadede gelecek için kendimizi güçlendirmek için kullandık” ifadelerini kullandı. Dünyanın birçok bölgesinde yeni pazar payları kazanmayı başaran STUDER, müşteri hizmetleri segmentinde ise, yeni satış rekorları kırdı. Bleher, sipariş durumunun yılın sonuna doğru olağanüstü derecede gelişmesini ise, 2024 için olumlu bir işaret olarak değerlendirdi.

Almanya, Çin ve bazı Asya ülkeleri gibi bireysel pazarlarda sipariş gelişiminin daha zayıf olduğunu; ancak dünyanın diğer bölgelerinde olumlu sonuçların görüldüğünü belirten STUDER CSO’su Sandro Bottazzo ise, “Birçok ülkede iyi sonuçlar elde ettik ve hatta bazılarında yeni rekor sipariş alımları gerçekleştirdik” diye konuştu.

STUDER favoritcnc

Küçük ve orta ölçekli işletmeler STUDER’e güveniyor

STUDER siparişleri müşteri segmentlerine göre ele alındığında, havacılık ve uzay sektörü bir kez daha yeni siparişlerde en büyük artışı sağlarken, gerileyen otomotiv ve yan sanayi sektörünü geride bıraktı. 2023 değerlendirmesinde ‘Takım’ segmentinin beklentilerin altında kaldığı açıklanırken, önceki yıl olduğu gibi fason üreticilerin hakim olduğu ‘hassas mühendislik’ segmentinin en büyük bireysel pazar olduğu açıklandı. ‘Makine mühendisliği’ ile ‘kalıp ve döküm’ segmentlerinin 2023 yılında da önemli konumlarını koruduğunu bildiren STUDER, yarı iletken endüstrisinde hassas silindirik taşlama makinelerine olan talebin arttığını da açıkladı. Konuyu değerlendiren CSO Bottazzo, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından taşlama makinelerimize bu kadar güvenilmesinden ve bu segmentin bizim için stratejik açıdan önemli olmaya devam etmesinden çok memnunum” dedi.

En yüksek satış S33 ve ‘popstar’ favoritCNC’de

Hassas silindirik taşlama makinelerinin küresel üreticisi STUDER için geniş bir portföyünü korumak, 2023 yılında da özel bir önem taşıyordu. CNC üniversal silindirik taşlama makinelerinde oldukça güçlü sipariş alan firmanın en yüksek hacme sahip makinesi S33 olurken, onu favoritCNC, S31, S41 ve favorit takip etti. Firma, yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin siparişlerinde ise belirlediği hedefleri aştı.

STUDER S100

Basın toplantısında konuyu değerlendiren STUDER CSO’su Bottazzo, “İç silindirik taşlama makineleri söz konusu olduğunda, S131 için gelen siparişler açısından şirket tarihindeki en iyi 3. yıl oldu” dedi. Bakım ve servisten yedek parça ve revizyona kadar tüm iş alanları için geçerli olan Müşteri Hizmetleri segmentinin de çok olumlu gelişme gösterdiğini kaydeden Bottazzo, “Bu alanda üst üste ikinci yıl satış rekoru kırmayı başardık” diye konuştu.

Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan’da kendi uzman personeliyle hizmet vermeye başlayan STUDER, Doğu Avrupa’da da güçlü bir gelişim gösterdiğini duyurdu.

Küresel olarak yaklaşık 30 ticari fuara ve toplantıya katılan STUDER, Pekin’deki CIMT ve Hannover’deki EMO’ya ek olarak, UNITED GRINDING’in Kuzey Amerika’daki etkinliğinin özellikle başarılı olduğunu açıkladı. Firma, EMO 2023’te tarihinde ilk kez tek bir fuarda; yeni insertLoad yükleyicisi, roboLoad ve uniLoad ile üç otomasyon çözümünü bir arada sunmuştu.

Miller ve otomasyonda önemli gelişmeler

2023 yılında da müşterilerinin yararı için en son taşlama teknolojilerinin geliştirilmesi ve ilerletilmesini merkezine alan STUDER, özellikle e-mobilite ile ilgili bileşenler için uygun olan S36 üretim harici silindirik taşlama makinesiyle talepleri karşıladı. Basın toplantısında konuşan STUDER CTO’su Daniel Huber, bu makineyle ilgili olarak, “Artık müşterilerimiz S36’da herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm iş mili varyantlarını ve otomasyon çözümlerini kullanabiliyor” dedi. 25 kW’lık (33 hp) yeni ve güçlü taşlama mili sayesinde, 160 mm’ye (6,3 inç) kadar özellikle geniş taşlama disklerinin kullanılmasını mümkün hale getiren S36, CBN veya elmas taşlama taşları ile yüksek hızlı taşlamaya yeni bir seçenek getirdi. Ayrıca S36, kullanıcılarına tamamen uyumlu easyLoad ve uniLoad yükleme sistemleri sayesinde üretimlerini yüksek düzeyde otomasyona geçirebilme imkanı da sundu.

favoritCNC’nin dış taşlamadaki başarısına benzer şekilde, iç taşlama için giriş seviyesi segmentinde kendisini kanıtlaya yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin performansından memnun olduğunu dile getiren Huber, geçen yılki geliştirme sayesinde S100 artık yeni, güçlü bir sargı miline (Ø 58) sahip olduğunu, bunun gelecekte başka modeller için de planlandığını söyledi.

Kullanıcıların, popüler favoritCNC’nin devamı olan makinedeki yeni özellikleri merakla bekleyebileceğini açıklayan STUDER, bu konuda birkaç örnek paylaştı: Örneğin, tekerlek başlığının açı göstergesi, popüler QuickSet kurulum işlevi ve iş parçalarının herhangi bir programlama olmadan manuel olarak taşlanmasına verimli bir şekilde izin veren manuel taşlama döngüsü olarak geleneksel bir mod.

C.O.R.E. için yeni özellikler açıklandı

UNITED GRINDING’in devrim niteliğindeki donanım ve yazılım mimarisi olan C.O.R.E. de 2023’teki geliştirmelerin odak noktalarından biri oldu. Şirketin ağırlık verdiği diğer konular arasında veri toplama ve analizinin yanı sıra yeni sensörler ve araçlar da yer aldı. Huber, “C.O.R.E. dokunmatik işletim paneli zaten benzeri görülmemiş düzeyde sezgisel kullanıma izin veriyor ve yakında operatörlerin çalışma alanlarını tanımlayabilecekleri ve kaydedebilecekleri özelleştirilebilir bir arayüz olacak” açıklamasında bulundu.

STUDER, geliştirdiği SmartJet® soğutma sistemiyle halihazırda taşlama işleminde soğutma sıvısı ve enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltarak yeni endüstri standartlarını belirlemeye devam etti. Geleceğe yönelik bir bakış açısı sunan CTO Daniel Huber, “Sürdürülebilirlik konusu bizim için önemli olmaya devam ediyor” dedi. Ayrıca yarı iletken endüstrisinde de büyük bir potansiyel gördüklerini belirten Huber, e-mobilite ve fotovoltaikler nedeniyle yüksek performanslı yarı iletkenlere olan talebin arttığı bilgisini paylaştı. STUDER bu alanda da pazarda son derece başarılı olan X-ışını ölçüm başlığına sahip S41 CNC üniversal silindirik taşlama makinesiyle levha üretiminde standardı belirledi. 2023 boyunca gerçekleştirilen kapsamlı geliştirme faaliyetlerini değerlendiren CTO Huber, “Uzun vadede, yalnızca en son teknolojiyi içeren akıllı ve verimli makineler sunan üreticiler başarılı olabilir” diye konuştu.

STUDER ile rekabetçi teslimat süreleri

Basın toplantısında konuşan bir diğer isim olan STUDER COO’su Stephan Stoll ise, operasyonlar için genel bir değerlendirme yaparak, “Üretilen makinelerin üretim karışımı 2023 yılında daha karmaşık sistemlere kaydı” dedi. Aktif satın alma yönetimi ve küresel tedarik zincirlerinin normalleştirilmesi sayesinde siparişlerin zamanında tamamlandığını söyleyen Stoll, STUDER’e iyi bir kullanım sağlayan UNITED GRINDING Group bünyesindeki ortak üretim stratejisinin uygulanmasını olumlu olarak değerlendirdi.

Kendi yüksek kaliteli iş millerini üreten az sayıdaki taşlama makinesi üreticisinden biri olan STUDER’in önemli operasyonel projeleri arasında, otomatik üretim araçlarına ve son teknoloji test stantlarına yaptığı yatırımlar yer aldı. Stratejik açıdan önemli olan bu makine bileşenleri için uzmanlığı özellikle genişleten STUDER, bu ön gereksinimler ve daha fazla büyüme için Steffisburg ve Biel’de yer alan dahili taşlama yetkinlik merkezinde kapsamlı yapısal ve lojistik önlemlere daha fazla yatırım yaptı.

Sürdürülebilirlik hamleleri

STUDER, 2023 yılında sürdürülebilirlik için de önemli işlere imza attı. Stoll, “Şubat 2023’ten bu yana Steffisburg tesisi yerel bölgesel ısıtma şebekesine bağlandı ve böylece tüm binalar çevre dostu bir şekilde ısıtılıyor” dedi. Ayrıca, tüm binaların LED aydınlatmaya dönüştürülmesini büyük ölçüde tamamlayan şirket, genel olarak enerji tüketimi ve CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azalttı.

2024 yılı için de öngörüde bulunan COO Stoll, “Geçtiğimiz yıllarda yapılan önemli yatırımların ardından, lojistik süreçlerimizin ve depo altyapımızın yeniden tasarlanması artık çok yakın. Bu projenin en önemli parçası, doğrudan bağlantılı bir konteyner deposuna sahip bir lojistik merkezidir. Tam otomatik depo sisteminin daha yüksek verimliliği, tüm makine üretimine ve yedek parçaların taşınmasına fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanlar

Son olarak, mesleki beceriler için ulusal şampiyonalar düzenleyen WorldSkills ile ilgili konuşan CEO Jens Bleher, teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, prestijli şampiyona SwissSkills’te son zamanlarda elde edilen başarılardan memnun olduğunu belirtti. Geçen yıl STUDER çırakları Luis Salzmann (1. sırada, tasarım mühendisi) ve Noah Rossel’in (2. sırada, otomasyon mühendisi) üstün performanslarıyla altın ve gümüş madalya kazandıklarını hatırlatan Bleher, “STUDER, WorldSkills’te üst üste üçüncü kez temsil ediliyor. Mesleki eğitime olan kapsamlı bağlılığımızı teyit eden bu durumdan gurur duyuyoruz” dedi.

Continue Reading

Genel

Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor

Published

on

By

KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı “2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü” raporuna göre küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal sektörü, bu dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceğinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflediği iki santigrat derecenin altında bir sıcaklık artışı hedefine 2040 yılından önce ulaşılabilmesi için temiz enerji teknolojileri için gerekli olan maden talebi bugünkünün dört katına ulaşacak. Küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal şirketlerinin, net-sıfır bir dünyaya geçişi desteklemek için rüzgâr türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için gerekli olan ve sürekli talebi artan mineralleri karşılayıp karşılayamayacakları akıllardaki önemli sorulardan biri.

KPMG, bu sorunun cevabını bulmak için çelikten kömüre ve lityuma kadar geniş bir yelpazede madencilik ve metal faaliyetlerini temsil eden 400’ün üzerinde üst düzey yönetici ile bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti. Ayrıca kritik madenleri üreten şirketlerin CEO’ları ile görüşmeler yapıldı ve sektörde geniş deneyime sahip uzmanların öngörüleri de dikkate alındı.

Karbonsuzlaşma planları bir maliyet değil büyüme için fırsat

Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. “Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek” yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla (yüzde 41) ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor.

Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor (yüzde 41). Bu, su (yüzde 16) ve atık (yüzde 21) yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.

ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor

Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki “S” (sosyal) harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar (yüzde 44). Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.

Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını (yüzde 46) şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile “CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları” yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise “net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak” yanıtı yer alıyor.

Teknoloji yeni dönemi şekillendiren ana itici güç

Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. “Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler (yüzde 54) yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?” sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları (yüzde 26), nesnelerin interneti (yüzde 24), arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler (yüzde 24), yeni çıkarma teknolojileri (yüzde 24) ve yapay zekâ (yüzde 23).

“Madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor”

Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalıdırlar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacaktır. Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmektir. Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et