Connect with us

Genel

İş yerinde dedikodu ve çalışan üzerindeki etkileri

Published

on

Bazılarımızın büyük keyifle dâhil olduğu ve dizi, film izler gibi merakını gizlemekten sakınmadığı; bazılarımızın ise hiç tasvip etmediği ama bulaşmaktan kurtulamadığı bir illettir dedikodu. Çoğu zaman bu dedikodular kişileri de dolduruşa getirmekte bilinçli bir şekilde kullanılmaktadır.

İş yerlerinde olgunlaşmamış ve yeterince tecrübe kazanmamış çalışanların yaptığı basit hatalar vardır. Bazen bu hatalar çalışanın öz güven eksikliğinden, bazen de çalışanın yaşadığı çevreden gelen alışkanlıklarından kaynaklanır. Hepimiz günümüzün büyük bir çoğunluğunu geçirdiğimiz iş yerlerinde huzuru ararız. Aslında huzur kimi zaman yönetimin tarzına ve çalışanlara verdiği öneme bağlıdır, kimi zaman da çalışanların kendi yarattığı ekosistemdeki ilişkilere ve egolara bağlıdır.

İş yerlerinde her zaman sorun yaşayabiliriz ve kişisel çatışmalara, fikir ayrılıklara ve gerginlik yaratan tartışmalara girebiliriz. Başarılı ve takdir edilen çalışan, bu tür gergin ortamlardaki tutum ve davranışı ile ön plana çıkar.

Size yapılan bir davranıştan, yazılan bir yazıdan veya size verilen bir geri bildirimden mutsuzluk duyabilirsiniz ve hatta çok da kırılabilirsiniz. Mutsuz olup, içinizden kendinize haksızlık yapıldığını haykırmak da gelebilir. Bu durumda ve genelde gerek tecrübesizlikten gerekse alışkanlıklardan kaynaklanan yapılmaması gereken en büyük hata, kötü ve saygısız bir tavırla karşı tarafa bağırmak ve tepki göstermektir. Karşı taraf profesyonel ise sessiz kalarak ve duruşunu bozmadan kendini bu gergin ortama sokup hata yapmaktan alıkoyar. Hele bir de aniden tepki gösterdiğiniz kişi yöneticiniz veya üst düzey bir yönetici ise geri dönüşünüz yoktur, ne değeriniz kalır, ne de o şirkette kalmanızın bir anlamı kalır.

Diğer yapılan en büyük hata ise çatışma yaşadığınız kişi yerine iş arkadaşlarınız ile sorununuzu konuşmak, onlara haklılığınızı anlatmaya çalışmak, tartıştığınız kişiyi suçlamak ve hatta yargılayıp onunla ilgili kötü yorumlarda bulunmaktır. Bu durum size bir şey kazandırmadığı gibi daha fazla kaybettirir. İlk kaybın nedeni; sorununuzu anlattığınız kişi bunu alır ve başkalarına anlatarak dedikodu çıkmasına yol açar, artık o dedikodunun malzemesi olmuşsunuzdur. Herkes bu konuyu sizinle konuşur, siz de tatlı tatlı anlatır ve iyice kendinizi çıkmaza sokarsınız. İkinci kaybın nedeni; sorununuz devam eder çünkü bu anlattığınız kişiler size çözüm olamaz. Sorun devam ettikçe sizin çatışma yaşadığınız kişiyle olan iletişiminiz yay gibi gerilmeye devam eder ve tekrar sizi hata yapmaya eğilimli hale getirir. Eğer çatışma yaşadığınız kişi bir de yöneticiniz ise yöneticiniz, içinde bulunduğunuz durumu gözlemleyerek, sizin ne kadar amatör ve olgun olmayan bir yapıya sahip olduğunuzu görür. Kariyeriniz ile ilgili farkında olmadan başka bir yara daha almış olursunuz.

Peki doğrusu nedir?

Çatışma yaşadığınızda önce sakin kalmak ve davranışınızla hatalı veya saygısızlık yapan bir duruma düşmemek gerekir. Daha sonra en doğru hareket, çatışma yaşadığınız kişi yöneticiniz bile olsa direkt onunla ikili görüşme ortamı yaratarak bu konuyu yüz yüze görüşerek hem onun beklentisini ve görüşünü almak hem de kendi bakış açınızı ve beklentinizi sunmaktır. Karşılıklı konuştuktan sonra konuyu kapatıp, bu olaydan bir ders ve sonuç çıkararak kendinizi geliştirmek veya yeni stratejiler oluşturmaktır.  Bir çatışma ve tartışma varsa, onun çözümü karşıdaki kişidir. Bir sorunununuz varsa onun çözümü de karşı taraftadır. O nedenle sorunu çözmek için önce sorunun kaynağı olduğunu düşündüğünüz kişi ile konuşmalısınız, çözüm oradadır. Başkaları size sadece akıl verir. Üstelik belki de kısa bir görüşme ile çözebileceğiniz bir konu, şirket içerisinde dedikodu haline gelmiş ve sizin de artık karşı tarafla iletişim kurma modunuz azalmıştır. Çözüm yerine gerginlik ve ön yargı başlamıştır ki, bu sizin için felaket ve hata yapmak demektir.

İş hayatında fikir ayrılıkları olabilir, tartışmalar ve farklı bakış açıları olabilir hatta bilerek veya bilmeyerek kırgınlıklar olabilir. Bunları yaşadığınızda konunun ilk muhatabı karşı taraftır. Önce ona bir fırsat vermelisiniz ve kendinize de bir şans vermelisiniz. Belki yanlış anlaşılma var, belki kişilerin yaşadığı özel sorunların etkisi var, belki farkında olmadan hassasiyet taşıyan kelimelerin kullanımı var belki de bir baskınlık kurma durumu var. Önce nedeni analiz etmeliyiz. Bunun size direkt yapılan bir şey olup olmadığına bakmalısınız. Belki de bu, kişinin genel bir davranış şeklidir. Bu tarz bir duruma karşı neler hissettiğinizi ve beklentinizi karşı tarafa ifade etmelisiniz. Herkes konuşarak önce uzlaşmaya ve birbirine empati kurmaya önem verir. Bu nedenle başkalarına anlatarak derdinize derman aramayın. Bu sizi sadece dedikodu malzemesi ve amatör bir çalışan yapar.

İş yerinde yöneticilerden maaşlara, ikili ilişkilerden kimin ne kadar az çalıştığına kadar geniş yelpazede dedikodu yapılır. Bazı insanlar bunu iş edinir ve popüler olduğunu düşünüp her şey hakkında bilgi sahibi olmayı amaç edinir. Bunları paylaşarak da kendini önemli biri olarak hisseder. Bu arada kendisi hakkında hiçbir dedikoduyu da kaldıramaz. Kendi eksikliklerini, beceriksizliklerini başkaları hakkında dedikodu yapıp onların mutsuzluğu ile kapatmaktan zevk alırlar. Bazen de kıskançlıklardan dolayı karşı tarafı karalamak için bu işi yaparlar.

Uzak durmanın en doğru yolu etrafımıza duvar örmektir. Özel hayatımızı; şirket ve yöneticilerle ilgili görüşlerimizi, sorunlarımızı kimseyle paylaşmamaktır. Sorununuz varsa direkt yöneticiniz veya onun üstü ile ikili görüşmelerle çözmeye çalışmalıyız. Başkasına anlatmak sorununuzu çözmez; sadece sizi malzeme yapar ve zayıf düşürür. Malzeme olacağınıza bu insanları akıllıca yönetmeyi bilmeliyiz.

Çalışanlara sorduğumuzda genelde aldığımız yanıt aynı oluyor:

Eğer yöneticinizle veya bir iş arkadaşınızla bir sorun yaşarsanız, ondan ilk beklentiniz nedir?

Yanıt çok anlamlı ve makul: Önce gelip benimle konuşsun, konuyu çözmeye çalışırız.

Sizce, kendimiz yöneticimizle veya iş arkadaşımızla sorun yaşadığımızda genelde ne yapıyoruz?

Başkalarının önce bizimle konuşmasını beklerken, biz bir üst yöneticimize gidip ona konuyu anlatmayı tercih edebiliyoruz ya da güven duyduğum bir iş arkadaşımıza anlatmayı daha önce tercih edebiliyoruz veya bir yemekte masadaki herkese konuyu anlatıp haklılığımızın onayını bekliyoruz. İşte bu tamamen dedikodu oluyor… Farkında olmadan kendinizin ana karakter olduğu bir dedikodu….

Aslında o hemen koşup derdimizi ve sorunumuzu anlattığımız güvendiğimiz arkadaş, sizi dinleyerek sizi rahatlatıyor ama size arkadaşlık yapmıyor. Çünkü bu tür arkadaşlıklarda en önemli unsur size yol gösterilmesidir. Arkadaşınız sizi dinledikten sonra size sorun yaşadığınız kişi ile hemen yüz yüze konuyu görüşmenizi ve onunda görüşlerini alarak uzlaşmacı bir yol bulabileceğini söylemelidir.

Doğrusu, sorunun varsa ilk sorun yaşadığın kişiyle görüş eyleminin kişilerce uygulanmasıdır.

Bir şirketteki dedikodu miktarı, organizasyonun kültürü ile yakından ilişkilidir. Dolayısıyla dedikoduyu azaltmak organizasyonun kültüründe bazı değişiklikler yapmayı gerektirir. Burada görev yöneticilere düşüyor. Şirketteki belirsizlikler, adam kayırmalar, yalakalıklar veya şeffaf olunmaması dedikoduya neden olan önemli unsurlardır. Yönetim şirket içinde açık iletişim kurmuyorsa, düzenli olarak çalışanları bilgilendirmiyorsa spekülasyona açık bir ortam oluşabilir. Çalışanlar yönetimden yeterli bilgi alamadıkları birçok belirsiz konu hakkında yorum ve dedikodu yapmaya başlıyorlar. Dolayısıyla üst yönetimin düzenli olarak, aşağı kademelerle iletişim kurması ve bilgi paylaşması çok önemlidir. Buna ilave olarak çalışanların üst yönetimden korkmadığı, üst yönetime güvendiği ve bazı sorularını açıklıkla sorabildiği bir ortam sağlanmalıdır. Yönetim de dedikoduyu sevmemeli, bunu net bir biçimde ifade etmelidir.

Dedikodunun mekân sıkıntısı yoktur. “Ofiste olan ofiste kalır” mantığı ne yazık ki tamamen yanlış bir düşüncedir. Dedikoduya ofiste değil de dışarıda bir ortamda dahil olmak, sizi en geç ertesi mesaide yayılacak olan ateşten korumayacaktır. Dolayısıyla, dedikodu süreçlerine dâhil olmamak için sizin de belirli stratejileriniz ve davranışlarınızın olması gerekir. Önce dedikoduyu sevenlerden, dedikoduya meyilli olanlardan uzak duracak bir ilişki yönetimi sergilenmeli; onlarla aynı ortamda uzun süre kalıp dinlenmemeli. Bir bahane ile ortamdan uzaklaşılmalıdır. Dinlemek dedikoduya ortak olmak ve dedikodusu yapılan kişiye ön yargılı hale gelmek demektir.

İş arkadaşlarınızdan yakın ilişki kurduklarımızla seçici olmalıyız ve onun kendi çıkarı için sırlarınızı yöneticinize, ekibe ve diğer çalışanlara anlatabileceğini, ağzından kaçırabilme ihtimalini unutmayınız. Özel hayatınızı, yöneticilerinizle ilgili düşüncelerinizi ve olası çatışmalarınızı açık açık anlatmayınız. İş arkadaşları arasındaki gizli rekabeti ve kendisini öne çıkarmak isteyecek kişilerin varlığını unutmayınız, bu kişilere malzeme olmayınız. Ekip arkadaşlarımızı çok iyi tanımadan mesai saatleri içinde veya dışında onlarla her şey paylaşılmamalıdır.

Dedikodu konusu kendimiz isek ve bundan haberdar olmuşsak ani tepkiler vermemeliyiz. Önce sakin olup dedikoduyu yapan kişiye ya da bunu duyanlara rahatsızlığımızı anlatmalı, hislerimizi net bir şekilde ifade etmeliyiz.

Eğer yöneticiysek çalışanların merak ettikleri konularla ilgili olarak onlarla doğrudan iletişim kaynakları geliştirilmeliyiz.

Şirket içinde değişiklik, yenilik, herhangi bir olay vb. varsa, bu ya yönetimin birinci ağzından yaptığı bir toplantı yoluyla duyurulmalı ya da duyuru, mail, yazılı belge gibi yollarla herkes bilgilendirilmelidir.

Haftalık veya aylık toplantılarla sorunlar, planlar, yenilikler vb. paylaşılmalı, “öneri sistemi” geliştirilmelidir.

Ayrıca, merak duygusunu biraz azaltıp, doğrudan “feed-back” alınacak kanallara önem vermek de gerekir. Dedikodunun feed-back olmadığını anlamak, hemen ilgili taraflarla yüzleşmeye gitmek gerekir.

Dedikodu yerine daha fazla çalışmaya odaklanacağımız, iş yerinde kendi huzurumuzu kendimizin yaratacağımızı bilerek doğru davranışları sergileyeceğimiz güzel günler diliyorum.

Levent Taşkın

Yönetim Danışmanı

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Dişli Üretim Servisleri

‘Popstar’ları favoritCNC ve yeni S100 ile hedefleri aşan STUDER, 2023’te de büyüdü

Published

on

By

Yüksek hassasiyetli taşlama tezgahlarının İsviçreli küresel üreticisi Fritz Studer AG, ‘STUDER’in Sesi’ sloganıyla müzik odaklı hayata geçirdiği 2024 yılı basın toplantısında, 2023 yılının verilerini açıkladı. 20’den fazla ülkeden 65 gazetecinin katılımıyla düzenlenen toplantıda 2023 yılının ‘popstar’ları olarak favoritCNC ve yeni S100’ü gösteren STUDER, küresel olarak zorlu bir yatırım ortamına rağmen satışlarını artırmayı ve birçok bölgede yeni pazar payı kazanmayı başardı. Kalitesiyle pek çok pazarda büyüyen hassas silindirik taşlama makinelerinin İsviçreli uzmanı, Türkiye’deki bayisi Form Makina’yı ise üst üste 5. kez en iyi bayi olarak ödüllendirdi. ABD ve Çin gibi kilit pazarlarda satışlarını olumlu yönde geliştiren firmanın önceki yıllarda olduğu gibi en büyük pazarını Asya oluştururken, bunu Orta Avrupa ve Kuzey Amerika takip etti.

Firmanın 2023 yılı karnesini ‘Motion Meeting 2024 Basın Toplantısı’nda değerlendiren STUDER CEO’su Jens Bleher, “Yakın zamanda tamamlanan 2023 mali yılı, özellikle de 111. yıl dönümümüz son derece başarılı geçti” dedi. Firma, ürün geliştirme ve saha altyapısına yaptığı tutarlı yatırımların karşılığını alırken; CEO Jens Bleher, “Açıklamalarımızı gerçeğe dönüştürdük; zamanı pazardaki konumumuzu geliştirmek ve uzun vadede gelecek için kendimizi güçlendirmek için kullandık” ifadelerini kullandı. Dünyanın birçok bölgesinde yeni pazar payları kazanmayı başaran STUDER, müşteri hizmetleri segmentinde ise, yeni satış rekorları kırdı. Bleher, sipariş durumunun yılın sonuna doğru olağanüstü derecede gelişmesini ise, 2024 için olumlu bir işaret olarak değerlendirdi.

Almanya, Çin ve bazı Asya ülkeleri gibi bireysel pazarlarda sipariş gelişiminin daha zayıf olduğunu; ancak dünyanın diğer bölgelerinde olumlu sonuçların görüldüğünü belirten STUDER CSO’su Sandro Bottazzo ise, “Birçok ülkede iyi sonuçlar elde ettik ve hatta bazılarında yeni rekor sipariş alımları gerçekleştirdik” diye konuştu.

STUDER favoritcnc

Küçük ve orta ölçekli işletmeler STUDER’e güveniyor

STUDER siparişleri müşteri segmentlerine göre ele alındığında, havacılık ve uzay sektörü bir kez daha yeni siparişlerde en büyük artışı sağlarken, gerileyen otomotiv ve yan sanayi sektörünü geride bıraktı. 2023 değerlendirmesinde ‘Takım’ segmentinin beklentilerin altında kaldığı açıklanırken, önceki yıl olduğu gibi fason üreticilerin hakim olduğu ‘hassas mühendislik’ segmentinin en büyük bireysel pazar olduğu açıklandı. ‘Makine mühendisliği’ ile ‘kalıp ve döküm’ segmentlerinin 2023 yılında da önemli konumlarını koruduğunu bildiren STUDER, yarı iletken endüstrisinde hassas silindirik taşlama makinelerine olan talebin arttığını da açıkladı. Konuyu değerlendiren CSO Bottazzo, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından taşlama makinelerimize bu kadar güvenilmesinden ve bu segmentin bizim için stratejik açıdan önemli olmaya devam etmesinden çok memnunum” dedi.

En yüksek satış S33 ve ‘popstar’ favoritCNC’de

Hassas silindirik taşlama makinelerinin küresel üreticisi STUDER için geniş bir portföyünü korumak, 2023 yılında da özel bir önem taşıyordu. CNC üniversal silindirik taşlama makinelerinde oldukça güçlü sipariş alan firmanın en yüksek hacme sahip makinesi S33 olurken, onu favoritCNC, S31, S41 ve favorit takip etti. Firma, yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin siparişlerinde ise belirlediği hedefleri aştı.

STUDER S100

Basın toplantısında konuyu değerlendiren STUDER CSO’su Bottazzo, “İç silindirik taşlama makineleri söz konusu olduğunda, S131 için gelen siparişler açısından şirket tarihindeki en iyi 3. yıl oldu” dedi. Bakım ve servisten yedek parça ve revizyona kadar tüm iş alanları için geçerli olan Müşteri Hizmetleri segmentinin de çok olumlu gelişme gösterdiğini kaydeden Bottazzo, “Bu alanda üst üste ikinci yıl satış rekoru kırmayı başardık” diye konuştu.

Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan’da kendi uzman personeliyle hizmet vermeye başlayan STUDER, Doğu Avrupa’da da güçlü bir gelişim gösterdiğini duyurdu.

Küresel olarak yaklaşık 30 ticari fuara ve toplantıya katılan STUDER, Pekin’deki CIMT ve Hannover’deki EMO’ya ek olarak, UNITED GRINDING’in Kuzey Amerika’daki etkinliğinin özellikle başarılı olduğunu açıkladı. Firma, EMO 2023’te tarihinde ilk kez tek bir fuarda; yeni insertLoad yükleyicisi, roboLoad ve uniLoad ile üç otomasyon çözümünü bir arada sunmuştu.

Miller ve otomasyonda önemli gelişmeler

2023 yılında da müşterilerinin yararı için en son taşlama teknolojilerinin geliştirilmesi ve ilerletilmesini merkezine alan STUDER, özellikle e-mobilite ile ilgili bileşenler için uygun olan S36 üretim harici silindirik taşlama makinesiyle talepleri karşıladı. Basın toplantısında konuşan STUDER CTO’su Daniel Huber, bu makineyle ilgili olarak, “Artık müşterilerimiz S36’da herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm iş mili varyantlarını ve otomasyon çözümlerini kullanabiliyor” dedi. 25 kW’lık (33 hp) yeni ve güçlü taşlama mili sayesinde, 160 mm’ye (6,3 inç) kadar özellikle geniş taşlama disklerinin kullanılmasını mümkün hale getiren S36, CBN veya elmas taşlama taşları ile yüksek hızlı taşlamaya yeni bir seçenek getirdi. Ayrıca S36, kullanıcılarına tamamen uyumlu easyLoad ve uniLoad yükleme sistemleri sayesinde üretimlerini yüksek düzeyde otomasyona geçirebilme imkanı da sundu.

favoritCNC’nin dış taşlamadaki başarısına benzer şekilde, iç taşlama için giriş seviyesi segmentinde kendisini kanıtlaya yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin performansından memnun olduğunu dile getiren Huber, geçen yılki geliştirme sayesinde S100 artık yeni, güçlü bir sargı miline (Ø 58) sahip olduğunu, bunun gelecekte başka modeller için de planlandığını söyledi.

Kullanıcıların, popüler favoritCNC’nin devamı olan makinedeki yeni özellikleri merakla bekleyebileceğini açıklayan STUDER, bu konuda birkaç örnek paylaştı: Örneğin, tekerlek başlığının açı göstergesi, popüler QuickSet kurulum işlevi ve iş parçalarının herhangi bir programlama olmadan manuel olarak taşlanmasına verimli bir şekilde izin veren manuel taşlama döngüsü olarak geleneksel bir mod.

C.O.R.E. için yeni özellikler açıklandı

UNITED GRINDING’in devrim niteliğindeki donanım ve yazılım mimarisi olan C.O.R.E. de 2023’teki geliştirmelerin odak noktalarından biri oldu. Şirketin ağırlık verdiği diğer konular arasında veri toplama ve analizinin yanı sıra yeni sensörler ve araçlar da yer aldı. Huber, “C.O.R.E. dokunmatik işletim paneli zaten benzeri görülmemiş düzeyde sezgisel kullanıma izin veriyor ve yakında operatörlerin çalışma alanlarını tanımlayabilecekleri ve kaydedebilecekleri özelleştirilebilir bir arayüz olacak” açıklamasında bulundu.

STUDER, geliştirdiği SmartJet® soğutma sistemiyle halihazırda taşlama işleminde soğutma sıvısı ve enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltarak yeni endüstri standartlarını belirlemeye devam etti. Geleceğe yönelik bir bakış açısı sunan CTO Daniel Huber, “Sürdürülebilirlik konusu bizim için önemli olmaya devam ediyor” dedi. Ayrıca yarı iletken endüstrisinde de büyük bir potansiyel gördüklerini belirten Huber, e-mobilite ve fotovoltaikler nedeniyle yüksek performanslı yarı iletkenlere olan talebin arttığı bilgisini paylaştı. STUDER bu alanda da pazarda son derece başarılı olan X-ışını ölçüm başlığına sahip S41 CNC üniversal silindirik taşlama makinesiyle levha üretiminde standardı belirledi. 2023 boyunca gerçekleştirilen kapsamlı geliştirme faaliyetlerini değerlendiren CTO Huber, “Uzun vadede, yalnızca en son teknolojiyi içeren akıllı ve verimli makineler sunan üreticiler başarılı olabilir” diye konuştu.

STUDER ile rekabetçi teslimat süreleri

Basın toplantısında konuşan bir diğer isim olan STUDER COO’su Stephan Stoll ise, operasyonlar için genel bir değerlendirme yaparak, “Üretilen makinelerin üretim karışımı 2023 yılında daha karmaşık sistemlere kaydı” dedi. Aktif satın alma yönetimi ve küresel tedarik zincirlerinin normalleştirilmesi sayesinde siparişlerin zamanında tamamlandığını söyleyen Stoll, STUDER’e iyi bir kullanım sağlayan UNITED GRINDING Group bünyesindeki ortak üretim stratejisinin uygulanmasını olumlu olarak değerlendirdi.

Kendi yüksek kaliteli iş millerini üreten az sayıdaki taşlama makinesi üreticisinden biri olan STUDER’in önemli operasyonel projeleri arasında, otomatik üretim araçlarına ve son teknoloji test stantlarına yaptığı yatırımlar yer aldı. Stratejik açıdan önemli olan bu makine bileşenleri için uzmanlığı özellikle genişleten STUDER, bu ön gereksinimler ve daha fazla büyüme için Steffisburg ve Biel’de yer alan dahili taşlama yetkinlik merkezinde kapsamlı yapısal ve lojistik önlemlere daha fazla yatırım yaptı.

Sürdürülebilirlik hamleleri

STUDER, 2023 yılında sürdürülebilirlik için de önemli işlere imza attı. Stoll, “Şubat 2023’ten bu yana Steffisburg tesisi yerel bölgesel ısıtma şebekesine bağlandı ve böylece tüm binalar çevre dostu bir şekilde ısıtılıyor” dedi. Ayrıca, tüm binaların LED aydınlatmaya dönüştürülmesini büyük ölçüde tamamlayan şirket, genel olarak enerji tüketimi ve CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azalttı.

2024 yılı için de öngörüde bulunan COO Stoll, “Geçtiğimiz yıllarda yapılan önemli yatırımların ardından, lojistik süreçlerimizin ve depo altyapımızın yeniden tasarlanması artık çok yakın. Bu projenin en önemli parçası, doğrudan bağlantılı bir konteyner deposuna sahip bir lojistik merkezidir. Tam otomatik depo sisteminin daha yüksek verimliliği, tüm makine üretimine ve yedek parçaların taşınmasına fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanlar

Son olarak, mesleki beceriler için ulusal şampiyonalar düzenleyen WorldSkills ile ilgili konuşan CEO Jens Bleher, teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, prestijli şampiyona SwissSkills’te son zamanlarda elde edilen başarılardan memnun olduğunu belirtti. Geçen yıl STUDER çırakları Luis Salzmann (1. sırada, tasarım mühendisi) ve Noah Rossel’in (2. sırada, otomasyon mühendisi) üstün performanslarıyla altın ve gümüş madalya kazandıklarını hatırlatan Bleher, “STUDER, WorldSkills’te üst üste üçüncü kez temsil ediliyor. Mesleki eğitime olan kapsamlı bağlılığımızı teyit eden bu durumdan gurur duyuyoruz” dedi.

Continue Reading

Genel

Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor

Published

on

By

KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı “2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü” raporuna göre küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal sektörü, bu dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceğinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflediği iki santigrat derecenin altında bir sıcaklık artışı hedefine 2040 yılından önce ulaşılabilmesi için temiz enerji teknolojileri için gerekli olan maden talebi bugünkünün dört katına ulaşacak. Küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal şirketlerinin, net-sıfır bir dünyaya geçişi desteklemek için rüzgâr türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için gerekli olan ve sürekli talebi artan mineralleri karşılayıp karşılayamayacakları akıllardaki önemli sorulardan biri.

KPMG, bu sorunun cevabını bulmak için çelikten kömüre ve lityuma kadar geniş bir yelpazede madencilik ve metal faaliyetlerini temsil eden 400’ün üzerinde üst düzey yönetici ile bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti. Ayrıca kritik madenleri üreten şirketlerin CEO’ları ile görüşmeler yapıldı ve sektörde geniş deneyime sahip uzmanların öngörüleri de dikkate alındı.

Karbonsuzlaşma planları bir maliyet değil büyüme için fırsat

Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. “Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek” yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla (yüzde 41) ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor.

Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor (yüzde 41). Bu, su (yüzde 16) ve atık (yüzde 21) yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.

ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor

Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki “S” (sosyal) harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar (yüzde 44). Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.

Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını (yüzde 46) şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile “CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları” yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise “net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak” yanıtı yer alıyor.

Teknoloji yeni dönemi şekillendiren ana itici güç

Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. “Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler (yüzde 54) yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?” sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları (yüzde 26), nesnelerin interneti (yüzde 24), arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler (yüzde 24), yeni çıkarma teknolojileri (yüzde 24) ve yapay zekâ (yüzde 23).

“Madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor”

Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalıdırlar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacaktır. Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmektir. Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et