Makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok artıran üç sanayi grubundan biri oldu. İhracatını yüzde 15,5 artırmayı başaran sektörün toplam ihracatının 17,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği MİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Dünya genelinde Çin’le birlikte makine ihracatını en çok artıran iki ülkeden biriyiz. Teknoloji odaklı bir sektörün bu artış hızına ulaşması sık rastlanılan bir başarı değildir. Yıllık yüzde 15 düzeyindeki büyüme hızımızı koruyarak 5 yıl içinde ihracatımızı 2’ye katlamayı ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde 10,1’ini gerçekleştiren makine sektörü, ihracatın ithalatı karşılama oranını ise yüzde 64’e yükseltti. İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yapan sektörün kilogram başına ortalama birim fiyatları da 6,1 dolara ulaştı.
2001’den bugüne makine ihracatı 10 katına çıktı
2018 yılında ihracatta kaydedilen 323 bin ton artışın rakamsal etkisinin 2,3 milyar dolar olduğunu belirten MİB Başkanı, geçtiğimiz yıl dünya makine ihracat artış hızını 4’e katladıklarını kaydederek şunları vurguladı:
“2001 yılından bu yana ihracatımızı 10 katına çıkardık. Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmalarla ekonomideki dalgalanmaların olumsuz etkilerini en aza indirmeyi başardık. Teknolojimize güvenerek ithalatçı ülkelerin kur farkını fırsata çevirmesini engelledik ve birim fiyatlarımızı düşürmeden Türk makinelerin marka gücünü koruduk. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla makinelerimizin marka algısını daha da yukarı taşıyacağız.”
Küresel rekabetin ana unsuru teknoloji
Makine ihtiyacını ithalatla karşılamaya devam eden ülkelerin geride kalacaklarına dikkat çeken Karavelioğlu küresel ticaret savaşlarının ardında teknoloji savaşlarının yer aldığını belirterek şunları ifade etti:
“Kaynak maliyetlerinin tüm dünyada arttığı bir süreçte eski alışkanlıkları bir kenara bırakmak gerekiyor. Türkiye sanayii artık yeni bir sayfa açmalı ve dövizle borçlanarak makine ithal etme anlayışı tamamen bırakmalı. Sektör pazar büyüklüğü küresel pazar içinde yüzde 1,9 seviyelerine kadar yükselen ülkemizin, ithalat sebebiyle 10 milyar dolar dış ticareti açığı vermesini doğru bulmuyoruz. Teşvik mekanizmasının yerliye ve teknolojiye ayrıcalık tanıyacak şekilde revize edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Makinelerin imalatçıları ve kullanıcılarıyla birlikte yurtiçinde geliştirilmesi, yerli ve milli olmanın temel unsurudur.”
KOBİ’ler özel maksatlı makinelerle büyüyecek
Özel maksatlı makinelere olan ihtiyacın artmasının, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de KOBİ düzeyinde teknoloji geliştiren imalatçıların gelişimine katkı sunacağını söyleyen Karavelioğlu şöyle konuştu:
“KOBİ’lerin etkin olduğu Türkiye ekonomisi için bu dönem, çok önemli bir fırsattır. Özel maksatlı makineler üretmeye ve niş alanlarda teknoloji geliştirmeye uygun bir sekörel yapımız var. Mevzuatta yapılacak iyileşme, imalatçıların Ar-Ge yatırımlarını daha da artıracaktır. Yalnız, Piyasa Gözetimi ve Denetiminin etkin bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Sektörde Piyasa Gözetim ve Denetimi tam bir ihtisas konusu olduğu için, sektör temsilcilerinin deneyiminden mutlaka yararlanılmalı. Yatırım ortamında yapılacak iyileştirme, sadece makine sektörünün değil bir bütün olarak Türk sanayiinin önünü açacaktır. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik tedbirler, Türkiye’yi uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha da güçlü bir ülke kılacaktır.”