Connect with us

Sektör Haberleri

Hidrolik-pnömatikte 40 yılın tecrübesi: Uzay Makina

Published

on

Uzay Makina Yönetim Kurulu Üyesi Nurhan Elbe’yle bir söyleşi gerçekleştirdik. Nurhan Bey faaliyet alanları ve gelecek hedefleri hakkında ayrıntılı bilgiler sundu.

Öncelikle sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?

1958 İstanbul doğumluyum. Lisenin ardından üniversiteye gitme şansım olmadı. Ama iş hayatına, gerçek anlamda hayat üniversitesi olan Perşembe Pazarı’nda çalışmaya başlayarak adım attım. Ben de buradan yetişmiş birçok sanayicimiz gibi, ticareti öğrenerek “mezun” oldum diyemeyeceğim çünkü hâlâ öğreniyorum. Şirketimiz Akışkan Gücü Derneği’nin (AKDER) kurucu üyelerindendir. Uzay Makina’nın temellerini Selçuk Elbe ve Nurhan Ölçer’le birlikte 1978 yılında attık. Ortaklarım bir zamanlar Perşembe Pazarı’nın ünlü şirketi  Karasaban Endüstri Cihazları AŞ’de müdür pozisyonuna kadar yükselmiş, çok deneyimli ve alanlarında uzman kişilerdi. Üç ortak Mısırlıoğlu Pasajı’nda, 600 bin liralık kuruluş sermayesiyle 35 metrekarelik bir dükkân tuttuk. Hırdavat, el aletleri, kesici aletler, hidrolik ve pnömatik konularında edindiğimiz bilgi birikimini kendi işimizde biraz daha artırıp işlerimizi büyüttük.

Uzay Makina Yönetim Kurulu Üyesi Nurhan Elbe

Piyasaya sunduğunuz ürün grupları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Uzay Makina olarak, bağlantı elemanları, şartlandırıcılar, silindirler, valfler, hat sonu filtreleri, pistonlu, diyaframlı ve doğrudan uyarılı solenoid valfler, küresel vana susturucu ve hidropnömatik güç üniteleri alanında kullanılan ürünlerin bazılarının temsilciliğini yapıyoruz. Bazı ürünleri de Elbe markasıyla üretiyoruz. Elbe markamızla da valf adaları, ara ölçü ISO ve kalem silindirleri ile seviye şalterlerini üretiyoruz.

Ağırlıklı olarak hangi sektörlere çözüm üretiyorsunuz?

Uzay Makina olarak 40 yıldır Türkiye pazarına pnömatik sistemler üzerine odaklanarak hizmet anlayışını geliştirip, müşterilerimize eksiksiz çözümler sunuyoruz. Gerek temsilciliğini yaptığımız gerekse kendi markamızla imal ettiğimiz ürünlerin kullanılmadığı alan yok gibidir. Aslında üretim olan her sektörde varız. Birkaç sektör saymak gerekirse, denizcilik ve havacılık sektörü, tekstil, otomotiv, elektronik, forklift ve tarım makinaları alanında çözümler sunuyoruz. Bu çözümlerimizi de haddeleme, bükme, çekme, şekil verme, kesme, yükleme-boşaltma gibi işlemler olarak özetleyebiliriz. Üretim olan sektörlere dünyanın önde gelen markalarının ürünlerini sunarken, arkasında 40 yıllık tecrübenin yattığı kendi markamız Elbe adı altında da ürünler sunuyoruz.

Satış ve satış sonrası hizmetleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

40 yıldır iş kültürümüzü “satışı yaptım, işim bitti” anlayışı yerine, satış sonrası ortaya çıkacak sorunları da çözmeye yönelik geliştiriyoruz. Sahip olduğumuz bu iş kültüründen hareketle hizmet ve çözümlerimizi “Tedarikte Doğru Adres” mottomuzla taçlandırdık. Bunu boş bir söylem olmaktan kurtarıp, hizmetlerimizi satış sonrası ortaya çıkan sorunları da çözerek mottonun altını dolduruyoruz. İş kültümüz üç temel yasası var bunlar:
1- İnanmadığın şeye söz verme, söz verdiysen mutlaka yerine getir.
2- Müşterini küçümseyip onu asla ihtiyacı olmayan şeye yönlendirme.
3- Çözümlerini müşterinin ihtiyaçlarına göre geliştir ve uzun vadeli olarak uygula.

Müşteri memnuniyetini satış esnasından satıştan sonrasına kadar her aşamada tesis etmek için kendimizi geliştiriyoruz. Satış sonrası yanlış yapıp müşterilerimizi hayal kırıklığına uğratmamak için elemanlarımızı kendimiz yetiştirmek zorunda kaldık.

Firmanız, AR-GE çalışmaları kapsamında neler yapıyor?

40 yıllık deneyime sahip bir şirket olarak omuzlarımıza yüklenen görevler, bizleri sürekli yeni araştırma yapmaya, Ar-Ge’ye yatırıma zorluyor. Ar-Ge’mizin temelini bu anlayış üstüne inşa ettik. Bu kapsamda çalışma arkadaşlarımızın meslek hayatlarına katkı sağlayıp, ürün kalitemizin güvenilirliğini artırmak için teknolojik yenilikleri yakından izliyoruz. Ar-Ge bölümündeki arkadaşları bünyemizde oluşturduğumuz özel kurslarda günün ihtiyaçlarına göre eğitiyoruz. Endüstri meslek okullarıyla iş birliği yaparak öğrencilere katkı sağlayan, teknolojik yenilikleri takip ederek, müşterilerimizi dünya standartlarında ürünlerle buluşturuyoruz.

Verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramları sizin için ne ifade ediyor?

Verimlilik kavramı günümüzde ülkelerin kalkınma çabalarının değerlendirilmesinde esas alınan önemli göstergelerden biridir. Ülkelerin verimliliği ile şirketlerin verimliği arasında kopmaz bir bağ bulunuyor. Uzay Makina olarak, teknolojinin sunduğu imkânlardan da yararlanarak şirketimizde verimliliği artırmak adına tüm işlemleri ölçülüp-denetlenebilir hale getirdik. Kaynaklarımızı doğru tespit ederek, mevcut kaynaklarımızı en yaralı yerlerde ve en yararlı biçimde kullanarak verimliliğimizi artırıyoruz. Verimlilik işletmenin başarı derecesi ile kârlılık durumunu gösteriyor. Verimliliğin ülke, toplum ve şirketlere yaptığı olumlu katkının farkında bir şirket olarak, verimlilik projelerini geliştirirken, sürdürülebilirliği işin merkezine koyuyoruz. Bize göre, iş kültürünü verimlilik ve sürdürülebilirlik anlayışından uzak geliştirenlerin önümüzdeki dönemde piyasada var olma şansı giderek azalıyor.

Sektörün Endüstri 4.0 kapsamındaki gelişimini değerlendirir misiniz?

Endüstri 4.0 ya da diğer deyişle 4. Sanayi Devrimi dünyadaki üretim anlayışını kökten değiştirme iddiasındaki bir kavram. Günümüzde her ölçekteki şirketin şiddetlenen rekabette ayakta kalabilmesi için inovasyon ve Ar-Ge’ye önem vermesi şart oldu. Endüstri 4.0 çağdaş otomasyon, veri alışverişi ve üretim teknolojilerinde önemli bir değişimin habercisi. Bu yenilikçi yapı, akıllı fabrika sistemlerinin kurulmasını zorunlu kılıyor. Biz de bu noktadan hareketle, 4.0 dalgasına kuru bir kavram gözüyle bakmıyoruz. Tam tersine, Ar-Ge bölümümüzün öncülüğünde, sanayi şirketlerinin ihtiyaçlarına yönelik malzeme tedarik ve üretimine ağırlık vererek hayata geçiriyoruz.

Piyasadaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rekabet her alan ve sektörde giderek şiddetleniyor. Bu yıkıcı rekabet, şirketleri yıllar içerisinde çeşitli deneyimlerden süzdükleri bilgileri rafine ederek ortaya kendi kültürlerini çıkarmaya zorluyor. Rekabette bir adım önde olmak için bize göre temel şartlar var. Bu şartları müşteriyi tanıyıp ihtiyaçlarını bilmek, yenilikleri yakından izleyip iş yapış şeklini günün ihtiyaçlarına göre yeniden belirlemek ve çalışanına değer verip onu motive etmek şeklinde özetleyebilirim. Bu temel şartlara dikkat eden işletmelerin, rekabette rakiplerin önüne geçip ipi kolaylıkla göğüsleyeceğine inanıyorum.

Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projelerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

40 yıllık deneyime sahip olmamıza rağmen, profesyonel ve kurumsal yönümüzü gelişen teknolojiyle ilişkilendirerek kendimizi sürekli yeniliyoruz. Yeniden yapılanmaya giderek satış ve üretimi birbirinden ayırdık. Yeniden yapılanma sonrası Elbe markasıyla piyasaya verdiğimiz kalem silindir üretimini hızlandırdık. Bu makale yayınlandığında CP95 silindirlerin de seri üretimine başlamış belki de piyasaya sürmüş olacağız. İmalatını yaptığımız ürünlerin çeşitliliğini artıracağız. Yakında kompakt silindirler ve birkaç konuda daha yeni sürprizlerimiz olacak.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Ekibimizdeki mühendis arkadaşlarımız güncel gelişmeleri yakından takip ediyor. İleriye dönük adımlarımızı onların belirlediği stratejiler doğrultusunda atacağız. Elbe markasıyla ürettiğimiz silindirlere yoğun talep var. Hizmet verdiğimiz alanlarda büyüme hedeflerimiz var. Büyüme ve gelecek talepleri karşılama stratejimizi devam ettirip şubeler açmak yerine, bayilerimizle ve onlara gerekli desteği vererek yola devam ediyoruz. 40 yıldır olduğu gibi, bundan sonra atacağımız tüm adımlarımızı “Tedarikte Doğru Adres” mottomuza uygun olarak atacağız.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Sektör Haberleri

Global redüktör pazarının 2023 yılında 30 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor

Published

on

By

Araştırma şirketi Research and Markets, endüstriyel redüktör pazarını derinlemesine bir şekilde incelediği pazar araştırma raporunu yayınladı. Bugüne kadar 800’den fazla sektör üzerinde 900 binden fazla pazar araştırma raporu yayınlayan Research and Markets, 2023’te %4,9’luk büyüme öngördüğü global endüstriyel redüktör pazarının 2023 yılında 30 milyar dolara yükseldiğini açıkladı.

İmalat, inşaat, otomotiv ve daha birçok sektörde katalizör rolü oynadığı için ekonomik büyüme ve kalkınmayı teşvik etmede çok önemli bir rol oynayan endüstriyel redüktör sektörü, araştırma şirketi Research and Markets’in yayınladığı Endüstriyel Redüktör Global Pazar Raporu 2023’te detaylı bir şekilde ele alınıyor. Endüstriyel otomasyon alanındaki stratejiler ve gelecek trendler hakkında güncel bilgiler sunan rapor, pazar tahminleri ve büyüklüğünün yanı sıra ürün inovasyonu ile stratejik satın almaların bu pazarda nasıl rekabet avantajı yarattığını gözler önüne seriyor.

Temel pazar segmentleri, bölgesel dağılımları ve pazar katılımcılarının ayrıntılı profillerini bu önemli araştırma ile sunan Research and Markets, 2022’de 28,59 milyar dolar olan küresel endüstriyel redüktör pazarının 2023’te %4,9’luk Yıllık Bileşik Büyüme Oranı ile (CAGR) 30 milyar dolara yükseldiğini açıklıyor.

2027 yılında 36,43 milyar dolar

Rusya-Ukrayna savaşının Kovid-19 salgınından sonra küresel ekonomik toparlanma şansını sekteye uğrattığına vurgu yapılan Endüstriyel Redüktör Global Pazar Raporu 2023’te, bu iki ülke arasındaki savaşın birden fazla ülkeye ekonomik yaptırım uygulanmasına, emtia fiyatlarında artışa ve tedarik zincirinde aksamalara yol açarak mal ve hizmetler genelinde enflasyona neden olduğu ve dünya genelinde birçok pazarı etkilediği belirtiliyor. Küresel ölçekte 2022 yılını 28,59 milyar dolarla kapatan Endüstriyel redüktör pazarının, 2023’te 30 milyar dolara yükseldiğini öngören Research and Markets, sektörün 2027 yılında %5,0’lık bir yıllık bileşik büyüme oranıyla 36,43 milyar dolara ulaşmasını bekliyor.

Asya-Pasifik’in en hızlı büyüyen bölge olması bekleniyor

Endüstriyel redüktör pazarının; eşmerkezli, şaft montajlı ve dik açılı, tahrik mili, debriyaj mili, ana mil, ara mil, karşı mil, vites değiştirme çatalının satışlarından oluştuğu bilgisinin yer aldığı raporda, Asya-Pasifik’in 2022 yılında pazardaki en büyük bölge olduğu ve tahmin döneminde en hızlı büyüyen bölge olması beklendiği paylaşılıyor. Endüstriyel Redüktör Global Pazar Raporu 2023; Asya-Pasifik, Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Orta Doğu ve Afrika bölgelerini kapsıyor.

Endüstriyel otomasyonun itici faktör etkisi

Tekrarlayan faaliyetleri veya görevleri gerçekleştirmek için bir süreci, makineyi veya cihazı düzenleyen ve izleyen bilgisayarlı sistemler olan endüstriyel otomasyon sistemlerinin, işletmedeki insan emeğini azaltmak ve iyileştirmek için kendi başlarına çalışacak şekilde tasarlandıklarına değinilen raporda, endüstriyel otomasyonun giderek daha fazla benimsenmesinin endüstriyel redüktör pazarı için önemli bir itici faktör oluşturduğuna vurgu yapılıyor.

Araştırmada verilen örneğe göre, konuyla ilgili düzenlenen bir ankette 2021 yılında robotların, katılımcıların montaj ve üretim tesislerinin %44,9’unun ayrılmaz bir parçası olarak kullanılıyor. Daha spesifik olarak, robotlara sahip olan işletmelerin %34,9’u işbirlikçi robotları (cobot) kullanırken, diğer %65,1’i yalnızca endüstriyel robotlar kullanıyor. Dolayısıyla, endüstriyel otomasyonun giderek daha fazla benimsenmesi, endüstriyel redüktör pazarı için önemli bir itici faktör görevi üstleniyor.

İnovasyon popülerlik kazanıyor

Ürün inovasyonunun endüstriyel redüktör pazarında popülerlik kazanan önemli bir eğilim olduğuna dikkat çekilen Research and Markets raporunda, konuyla ilgili şu ifadeler kullanılıyor: “Endüstriyel redüktör pazarında faaliyet gösteren birçok şirket, pazardaki konumlarını güçlendirmek için yenilikçi ürünler geliştiriyor. Örneğin, 2020 yılının Ekim ayında ABD merkezli bir dişli motor, endüstriyel redüktör ve hız düşürücü üreticisi olan Sumitomo Drive Technologies, yeni Hansen M5CT endüstriyel redüktörünü piyasaya sürdü. Hansen M5CT, mevcut üç ürün serisinin deneyimine dayanan geleceğe yönelik bir geliştirmedir. 2022’nin Mart ayında ise ABD merkezli bir teknoloji şirketi olan RNWBL, LLC, açıklanmayan bir miktar karşılığında yeniden üretilmiş dişli kutuları, ana miller, parçalar ve diğer hizmetleri sağlayan ABD merkezli bir dişli kutusu üreticisi Gearbox Express’i satın aldı. Bu satın alma sayesinde RNWBL; rüzgar, güneş ve daha geniş yenilenebilir enerji sektörüne saha hizmetleri ve teknoloji sağlamaya odaklandı.”

Rapor detayları

  • Tahmin dönemi: 2023 – 2027
  • 2023’te öngörülen pazar değeri: 30 milyar dolar
  • 2027 itibarıyla tahmin edilen pazar değeri: 36,43 milyar dolar
  • Yıllık bileşik büyüme oranı: %5,0
  • Kapsanan bölgeler: Küresel

Kaynak: https://www.researchandmarkets.com/reports/5751575/industrial-gearbox-global-market-report

Continue Reading

Genel

Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor

Published

on

By

KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı “2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü” raporuna göre küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal sektörü, bu dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceğinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflediği iki santigrat derecenin altında bir sıcaklık artışı hedefine 2040 yılından önce ulaşılabilmesi için temiz enerji teknolojileri için gerekli olan maden talebi bugünkünün dört katına ulaşacak. Küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal şirketlerinin, net-sıfır bir dünyaya geçişi desteklemek için rüzgâr türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için gerekli olan ve sürekli talebi artan mineralleri karşılayıp karşılayamayacakları akıllardaki önemli sorulardan biri.

KPMG, bu sorunun cevabını bulmak için çelikten kömüre ve lityuma kadar geniş bir yelpazede madencilik ve metal faaliyetlerini temsil eden 400’ün üzerinde üst düzey yönetici ile bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti. Ayrıca kritik madenleri üreten şirketlerin CEO’ları ile görüşmeler yapıldı ve sektörde geniş deneyime sahip uzmanların öngörüleri de dikkate alındı.

Karbonsuzlaşma planları bir maliyet değil büyüme için fırsat

Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. “Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek” yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla (yüzde 41) ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor.

Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor (yüzde 41). Bu, su (yüzde 16) ve atık (yüzde 21) yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.

ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor

Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki “S” (sosyal) harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar (yüzde 44). Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.

Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını (yüzde 46) şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile “CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları” yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise “net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak” yanıtı yer alıyor.

Teknoloji yeni dönemi şekillendiren ana itici güç

Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. “Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler (yüzde 54) yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?” sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları (yüzde 26), nesnelerin interneti (yüzde 24), arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler (yüzde 24), yeni çıkarma teknolojileri (yüzde 24) ve yapay zekâ (yüzde 23).

“Madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor”

Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalıdırlar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacaktır. Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmektir. Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et