EMF Fren Dış Ticaret Müdürü Fatih Tavukçuoğlu ile bir araya geldik fren dünyasının global oyuncusu EMF’nin hikâyesini dinledik. Sorularımıza ayrıntılı yanıtlar veren Fatih Bey, endüstriyel fren pazarına ilişkin pek çok önemli değerlendirmede bulundu.
Okurlarımız için EMF Freni kısaca anlatır mısınız?
EMF, 2006 yılında kurulmuş genç bir aile işletmesidir. Ancak kökleri eskiye dayanmaktadır. Kurucumuz ve babam Harun Tavukçuoğlu, 1977 yılından beri motor ve redüktör sektöründe bulunmaktadır. Kuruluşumuz ise 2005 yılında bir gazetenin köşe yazısında “Avrupa Birliği Uyum Süreci” kapsamında çıkan “Hareketli sistemlerde fren kullanım zorunluluğu” kararı sonucunda fırsat olarak değerlendirilip, hayata geçirilmesine dayanmaktadır. 14 yıllık üretim serüvenimizde, fren ve kavrama sektörüne farklı bir bakış açısı getirdiğimize inanıyoruz. Teknik ve tecrübesi yüksek ekibimizle birlikte önce yay baskılı frenler, devamında ise akım baskılı fren ve kavramalar, fren ve kavrama grupları, tozlu fren ve kavramalar, doğal mıknatıslı frenler ve servo motor frenlerini ürün gamımıza ekledik. Tozlu fren ve kavramaları geçtiğimiz senelerde tamamladığımız TÜBİTAK projesi kapsamında piyasaya sunduk. Faydalı Model Belgesi bulunan bu ürünler bizim için önemli bir kilometre taşıdır. Son 2 sene içerisinde ise gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmaları sonucunda IP66 koruma sınıfına sahip frenler ve Türkiye’de ilk, dünya da ise sayılı olan ex-proof frenlerin üretimine başladık. Her gün farklı bir noktaya evrilen sektörümüze hızlı bir giriş yaptığımızı düşünüyoruz.
Ayrıca sektörümüz için ihracatın ithalatı karşılama oranı neredeyse sıfır. Bu sebeple EMF kendine bir misyon yüklemiştir; Bu misyon; ülkemizin bu sektördeki cari açığını kapatıp, cari fazla vermektir.
Ürün gruplarınız hakkında ayrıntılı bilgi verir misiniz?
Ürünlerimiz genel olarak mekanik ürünlerdir. Basitçe Akım Baskılı Kavramalar olarak nitelendirebiliriz. Bir hareketi durdurmak istediğinizde fren, bir hareketi bir noktadan karşı noktaya aktarmak istediğinizde kavrama kullanılmaktadır. Ürünlerimizden 6 tanesini sizler için ayrıntılı ele alabilirim.
Ülkemizde emniyet freni olarak da bilinen yay baskılı frenlerimiz, genel kullanım itibariyle elektrik motorlarına montajlı şekilde kullanılmaktadır. Enerji kesildiğinde frenleme yapar, enerji verildiğinde bağlı olduğu mili serbest bırakır. Sektör içerisinde en çok kullanılan fren modelidir. Konveyör hatlarında, vinçlerde, forkliftlerde, asansörlerde, sahne sistemlerinde ve aklınıza gelebilecek birçok yerde kullanılmaktadır.
Akım baskılı frenler ise yay baskılı frenlerin çalışma prensibine ters bir şekilde enerji verildiğinde frenleme yapar. Genel olarak mekatronik sistemlerde, döner kapı ve turnikelerde, dolum makinelerinde ve birçok otomasyonel alanda kullanılmaktadır. Genel olarak 1 saniye içerisinde 6-7 kere açma ve kapama yapabilir. Hızlı tepki istenen sistemlerde kullanılmaktadır.
Doğal mıknatıslı frenleri ise “boşluksuz fren” olarak nitelendirebiliriz. Nedenini bilmediğim bir şekilde en çok sevdiğim ürünümüzdür. İçerisinde bulundurduğu özel mıknatıslar sayesinde aynı gövde büyüklüğündeki diğer frenlere göre daha yüksek torklar elde edebiliyoruz. Enerji yokken frenleme sağlayan, enerji verildiğinde nötralize olarak mili serbest bırakan sistemlerdir. Özellikle servo motorlarda, küçük gövdede yüksek tork gereken durumlarda kullanılmaktadır. Bu ürünü Türkiye’de ilk olarak bizim yapmış olmamızda ayrı bir gurur kaynağı bizim için.
Tozlu frenler, gergi kontrol, test, simülasyon sistemlerinde kullanılmaktadır. Çalışma prensibi gereği; 0-24 V DC aralığında değişken voltaj verilerek lineer olarak artan tork değeri elde edilir. Bu değişken tork ile bağlı olduğu mile karşı kuvvet uygular. Özellikle tozlu frenlerin ithal girdisi çok yüksektir. Bu ithal girdiğinin bir ayağı Çin, bir ayağı ise Almanya’dır.
Akım Baskılı Kavramalar ise bir milde bulunan hareketi karşı mile aktarmak için kullanılan sistemlerdedir. Enerji verdiğinizde bir mildeki hareketi karşı mile aktarmak için kullanılmaktadır. Böylelikle iki farklı mil senkronize olarak aynı yönde döner. Enerji kesildiğinde ise ana mildeki hareketin aktarımı kesilir. Genel olarak konveyörlerde ve otomasyon sistemlerinde kullanılmaktadır.
Son olarak size akım baskılı fren ve kavrama gruplarından bahsetmek istiyorum. Bu ürünün ne yazık ki Türkiye genelinde varlığı bile bilinmiyor. Daha önce bilgisi olmayanların “Bu nedir?”, kullananların ise “Neredeydiniz bugüne kadar?” dediği bir ürün olarak görüyorum. Kapalı gövde içerisinde hem akım baskılı fren hem de akım baskılı kavrama bulundurmaktadır. Çalışma prensibi olarak işlem süresince ya fren ya da kavrama yapmaktadır. Giriş tarafında kavrama, çıkış tarafında ise fren bulunmaktadır. Özel devreler ile ayarlanarak kavramaya enerji verdiğinizde fren enerjisi kesilir, kavrama enerjisi kesildiğinde frene enerji verilir. Böylelikle kavramada enerji varken hareketi iletir. Frende enerji varken hareketi durdurur. Ancak burada önemli nokta şurasıdır: Elektrik motorları kalkış anında bir ataleti yenmek zorundadır. Bu atalet sonucunda örneğin 1400 rpm’e çıkana kadar belli bir süre geçmektedir. Bu ise otomasyon sistemlerinde kayıp teşkil etmektedir. ABG serisi ürünlerimiz ile kullanıldığında ise dur-kalk yapılmasına gerek kalmamaktadır. Bu sebeple hem kaybı telafi etmekte hem de motorun ilk kalkış anında çektiği yüksek amperin tekrarlanmamasını sağlamaktadır ve sonuç olarak genel verimliliği arttırmaktadır.
Endüstriyel frenler hareketin olduğu hemen her alanda kullanılıyor. Sizin çözüm sunduğunuz ana sektörler hangileridir?
Frenler genel olarak geniş bir kullanım alanına sahiptir. Elektrik motorunun veya hareketin olduğu her alanda kullanılabilir. Tabii ki çalışma prensiplerine göre kullanım şekilleri değişmektedir. Otomasyon ve mekatronik sistemler, kaldırma ve yürütme sistemleri, sahne sistemleri, endüstriyel makineler örnek verebileceğimiz sektörlerden birkaçıdır.
Satış sonrası hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Satış sonrası hizmetin başlangıcının ürünün tasarım aşaması olduğuna inanmaktayız. Ürünlerimizi tasarlarken, “kullanıcıların ihtiyaçlarını en kolay ve en kullanışlı şekilde nasıl karşılar?” diyerek yola çıkmaktayız. Böylelikle satış sonrası hizmetlerin yükünü en baştan azaltmaktayız. Satış sonrasında müşterilerimize her türlü teknik destek sağlamaktayız. Genel olarak müşterilerimizden gelen talepleri gelişen teknoloji sayesinde interaktif ortamda sanal bağlantı ile çözmekteyiz. Özel durumlar ve sanal ortamda çözülemeyen durumlarda kullanım alanında teknik destek vermekteyiz. Yaptığımız bazı altyapı çalışmaları ile bayilerimizi de fren ve kavrama konusunda eğiterek satış sonrası destek ağımızı genişletmek istiyoruz.
Endüstriyel fren seçiminde nelere dikkat etmek gerekir?
Fren ve kavrama seçiminde önemli iki nokta vardır; tork değeri ve emniyet katsayısı. Çünkü fren veya kavrama bağlı olduğu tork değerini durdurmak veya aktarmak için daha yüksek torka sahip olmalıdır. Genel kullanımlarda emniyet katsayısı yatay sistemlerde 1,5, dikey sistemlerde ise 2-2,5’tur. Bizim genel tavsiyemiz ise emniyet katsayısını 2’nin altına düşürmemektir. Hesaplaması ise; 9550 x kw x Emniyet Katsayısı / RPM.
Kalite standartlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kalite standartları çok geniş bir kavram. Firmanın A’dan Z’ye bütün faaliyetlerinde sergilediği tavrı etkilemektedir. Bence kalite, bütün standartların alfasıdır. Çünkü genel perspektiften baktığımızda diğer standartların sonucu hep kaliteye çıkmaktadır. Firma olarak da Toplam Kalite Yönetimi felsefesini ilke edinerek mükemmelliğe yolculuk için sürekli mesafe kat etmeye çalışmaktayız.
Kuruluşumuzun ilk yılında CE ve ISO 9001 belgesi alarak bu alanda ilk adımımızı attık. Ancak sadece bunlarla yetinmeyip ISO 14001 çevre yönetim standartları sertifikamızı da edindik. Geçen sene itibariyle ISO 45001 sertifikamızı da alarak iş sağlığına ve güvenliğine verdiğimiz önemi de sertifikalandırmış olduk.
Ayrıca son senelerde çoğu kişinin artık aşina olduğu “KVKK” Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında şirketlerin bazı yükümlülükleri yerine getirmesi zorunlu kılındı. İlerleyen zamanda bu kanun her işletme için zorunlu olacak. Biz şimdiden hazırlıklarımızı tamamladık ve bu kanunun bizi getirdiği noktada ISO 27001 Bilgi Güvenliği Standartlarına uyumlu hale geldik. Yakın zamanda sertifikamıza kavuşarak ISO kapsamında 4 farklı belgesi olan ilk yerli fren üretici olmanın gurunu yaşayacağız.
Bütün bu entegrasyon süreçleri sonucunda kalitemizi her geçen gün arttırarak Türkiye’nin global bir markası olma yolunda azimle ve hırsla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Pandemi süreci firmanızı ve sektörünüzü nasıl etkiledi? Bu süreçte ne tür tedbirler aldınız?
Öncelikle umarım ki hiçbir zaman böyle bir durum tekrarlanmaz. Vefat edenlere rahmet, hastalara şifa diliyorum.
26 yaşında bir iş adamı olarak genç çağımda son yıllarda sizin de bildiğiniz üzere ülkece ne yazık ki birçok olayla karşı karşıya kaldık. Bunlardan en şaşırtıcı olanı bence bu dönem. Döviz dalgalanmaları, politik kargaşalar derken hepsini ekarte eden bir dönemle karşılaştık.
Firma olarak en hızlı tedbir alan firmalardan biri olabiliriz diye tahmin ediyorum. İlk vaka açıklandıktan 1 hafta sonra idari personellerimize evden çalışma olanağı sunduk. Üretim, satış ve lojistik bölümünde çalışan arkadaşlarımızı ise 2 takıma ayırıp riski en aza indirmeye çalıştık. İlk günden bugüne hiçbir zaman dezenfektan, kolonya ve maske eksik olmadı. Katı bir şekilde bazı noktalara 3. şahısların girişlerini yasakladık. Böylelikle firma olarak sorumlu olduğumuz çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği için en sıkı tedbirleri almış bulunduk. Çok şükür şu ana kadar firma içerisinde herhangi bir vaka olmadı. Umarım bu böyle devam eder.
İlke edindiğim bir söz vardır: Her kriz bir fırsat doğurur. Biz de çalışmalarımızı bu doğrultuda gerçekleştirdik. Özellikle sektörümüzde Avrupa firmalarının bu dönemde üretim ve ürün teslimi konusunda sıkıntı çektiklerini gördük. Bu sıkıntıların üzerine, doğru pazarlama stratejileri güderek gittik ve nitekim güzel geri dönüşler de aldık. Avrupalı fren ve kavrama kullanıcılarının Çin ve Amerika üzerindeki odak noktalarını yavaş yavaş kaldırdıklarını ve yeni tedarikçi bulma konusunda ciddi araştırmalara başladıklarını da bilmekteyiz. Doğru taktik ve teknikler ile bu fırsatları değerlendirerek daha da güçlenmeye çalışıyoruz. Bu tabii günü kurtarmaya değil geleceği inşa etmeye yönelik çalışmalardır. Firma olarak da her daim güne takılıp kalmaktansa geleceğe bakmayı tercih ediyoruz.
Henüz süreç bitmemiş olsa da dönem içerisinde etkilenmememizin asıl sebeplerinden bir tanesi kurucumuz ve babam Harun Tavukçuoğlu’dur. Kendisi sektörün en yaşlısı ve en tecrübelisidir. Bize yol gösteren ve ışık tutan kendisidir. Aldığı kritik ve stratejik kararlar ile 2016’dan beri gemimiz dalgalı denizlerde su almadan devam etmektedir. Ayrıca bu dönem içerisinde, 2023 hedefimiz olan 10.000m2 kapalı alana sahip olacak yeni fabrikamız için sağlam adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu dönemleri sakınarak değil ancak üreterek ve gelişerek atlatabiliriz.
Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?
Ürünsel bazlı başlamak gerekirse; Ar-Ge’ye önem veren bir firma olarak her gün farklı projeler üzerinde çalışıyoruz. Doğal Mıknatıslı frenlerin, servo motor frenlerinin, ex-proof frenlerinin türkiye’de ilk üreticisi olmak bizleri gururlandırmakta ve hırslandırmaktadır. Şu anda Ar-Ge süreci devam eden bir projemiz bulunmaktadır. Bir projemiz ise tasarım aşamasındadır. En kısa zamanda bu projelerimizi de tamamlayarak ürün gamımızı güçlendirmek istiyoruz.
Ürünsel bazda uzun vadeli planımız tek bir tane var. Her türlü fren ve kavrama ihtiyacına cevap verebilme kapasitesine ulaşabilmek.
Yönetim planlarında ise; kısa vadede makine parkurumuzu geliştirmeye çalışıyoruz. CNC tezgahından bobin sarımına, dozajlama makinelerinden azdırma tezgahlarına ciddi bir yatırım gerçekleştirilecek. Üretim gücümüz ve kalitemiz böylelikle daha da artacaktır.
Uzun vadeli projelerin ilk adımı ‘Özel Endüstri Bölgesi’ ilan edilen alan içerisinde ki arsamıza fabrikamızı kurmak istiyoruz. Bu fabrikamızı Endüstri 4.0 kapsamında e-Fabrika olarak faaliyete almak gibi bir niyetimiz var. İnsan hatasından bağımsız tam anlamıyla bir seri üretim kavramını gerçekleştirmek.
Proje haricinde hedeflerimizden bir örnek vermek gerekir ise; en yakın hedefimiz 200 kişiye istihdam sağlayabilmek.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Sizlere bu keyifli röportaj için teşekkür ederim. Sözlerimi sektörümüzden bağımsız bir şekilde ulusa sesleniş farz edercesine sonlandırmak isterim.
Ülkemiz sanayi tarihinin genç oyuncularından sayılabilir. Ülkemizin jeopolitik konumu ve demografik yapısı ile birlikte Dünya’nın önemli üretim merkezlerinden biri haline geleceğini düşünüyorum. Bu trend değişiminde bizim de yerimizi almamız ve sağlamlaştırmamız gerekmektedir. Kaliteli, güvenilir ürünler üreterek ülkemizin kalkınmasında rol almamız gerektiği kanaatindeyim.
Ülkece üretmekten ve geliştirmekten asla yılmamak ümidiyle…
Fatih Tavukçuoğlu kimdir?
Adım Fatih Tavukçuoğlu. Ailenin 3. Ve en küçük evladı olarak dünyaya geldim. 26 yaşında genç bir iş adamıyım. Ağabeyimle birlikte ikinci kuşak yöneticisiyiz. Firmamızda Dış Ticaret Müdürü olarak görev yapmaktayım. Evliyim, henüz çocuğum yok. 2012-2016 yılları arasında İstanbul Ticaret Üniversitesinde Uluslararası Ticaret bölümünde lisansımı tamamladım. Sonrasında 1 sene Amerika’da eğitim aldım. Sonrasında vatani görevimi Kıbrıs’ta gerçekleştirdim ve Türkiye’ye döndüğümde yine İstanbul Ticaret Üniversitesinde İngilizce MBA bölümünde yüksek lisansımı tamamladım. Lisansta özellikle Dış Ticaret ve Pazarlama, yüksek lisansta ise Yönetim ve Organizasyon alanında çalışmalarımı sürdürdüm. Yüksek lisans tezimi, bir nevi kendi pozisyonumla bağlantılı olması ve geliştirmesi amacıyla ‘Aile işletmelerinde ikinci kuşak sendromu’ adlı çalışmamla tamamladım. Şimdi ise edindiğim teorik bilgileri pratiğe dökmeye çalışıyorum.