Güç aktarım sektörünün hem Türkiye hem de dünyada aktif isimleri arasında yer alan Salim Haffar, yerli redüktör devi İ-Mak Redüktör’de 8 yıldır yürüttüğü Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevinden, Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna yükseldi. 1 yıl önce güç aktarım sektörünün bütün üreticilerini kapsayan dünyadaki en büyük kuruluş olan EuroTrans’a Başkan seçilen Haffar, Makine İmalatçıları Birliği’nde de (MİB) aktif rol alıyor. İ-Mak Redüktör’deki iş hayatına bir üst seviyede devam edecek olan Haffar, Amerikan Dişli Üreticileri Birliği’nde de hem firmasını hem Türkiye’yi temsil ediyor.
Sektörün küresel ölçekte tanıdığı ender isimlerden biri olan Salim Haffar, birçok kuruluşta aktif rol alıyor. Sektörel birikimi, vizyoner yapısı ve İ-Mak’ın gücüyle Türkiye’nin güç aktarım sektörünü küresel ölçekte temsil eden Haffar, pek çok kuruluşta yürüttükleri çalışmaları dergimizle paylaşıyor.
Sektörün küresel ölçekte tanınan ismi Salim Haffar kimdir?
Fas ve Fransa vatandaşıyım. 2010 yılında, Lyon Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden mezun oldum. Eğitim hayatım boyunca ve sonrasında çeşitli ülkelerde edindiğim deneyimler neticesinde 10 yıl önce Türkiye’ye yerleşmeye karar verdim. Türkiye’de farklı sektörlerde uluslararası büyük projelerde görev aldım. Endüstriye ve teknolojiye olan ilgimi profesyonel hayata taşımak arzusuyla 8 yıl önce İ-MAK Redüktör’de çalışmaya başladım. İhracat Müdürü olarak sürdürdüğüm iş hayatıma, 2022’nin Ocak ayından itibaren Genel Müdür Yardımcısı olarak devam ediyorum. Bu pozisyonda İ-Mak Redüktör adına yürüttüğüm satış, ihracat ve pazarlama çalışmalarını sürdürüyorum. Firmamız kurucu ortakları ve yönetim kurulunun bana olanı güveni ile aldığım bu yeni görevde, sahip olduğum uluslararası perspektif ve deneyimler ışığında İ-MAK Redüktör’ü inovatif projelerle ve yaptığı çalışmalarla sektöre örnek olacak bir konuma getireceğimize inanıyorum.
Güç aktarım sektörünün küresel ölçekte çatı kuruluşu olan EuroTrans’ta uzun yıllardan bu yana çalışmalar yürütüyoruz. Son 1 yıldır ise EuroTrans’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstleniyorum. Bununla birlikte çeşitli kurumlarda ve uluslararası derneklerde Türkiye’yi temsil etmeye devam ediyorum.
Bilgi paylaşınca değer kazanır mottosuyla, beni misafir eden ülkenin gelişimine katkı sunabilmek amacıyla 2019’da bir dernek kurmaya karar verdim. Türkiye’de çeşitli lokasyonlarda faaliyet göstererek üniversite ve meslek liselerine ihtiyaçları olan teknik materyalleri temin etmek, öğrencilere eğitim ve staj imkanları sunmak amacını taşıyan TECHNOMADS Derneğini değerli sponsorlar ve destekçilerin bir araya gelmesi ile 2 yıl önce kurdum. Türkiye’de 15.000 kilometreyi tamamlayarak 14 üniversite ve onlarca meslek lisesi ziyareti ile 6000’den fazla öğrenciye destek olmayı başarmanın büyük mutluluğunu yaşıyorum. Pandemi olmasına rağmen devam eden projenin, yeni destekçilerle beraber daha çok büyüyeceğine ve ülke gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum.
EuroTrans nedir? Sektördeki önemi ve yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
50 yıl önce Fransa’da kurulan EuroTrans Federasyonu bugün 600 aktif üye firma, 8 ulusal dernekle 40 milyar değerinde sektörü temsil ediyor. Redüktör, rulman ve güç aktarım sektörünün bütün üreticilerini kapsayan dünyadaki en büyük kuruluş olan EuroTrans, küresel ölçekte lider firmaları bir araya getiriyor. Dişli üretimi ve güç aktarım sektöründeki uzmanlığı geliştirme vizyonuyla 50 yıldır çalışmalar yürütülen EuroTrans; sektöre dair kalite standartlarını belirliyor, araştırmalar gerçekleştiriyor, eğitimler veriyor, sektör adına lobicilik faaliyetleri yürütüyor ve teknolojik, ekonomik değerleri takip ediyoruz.
Yönetim kurulunda yaklaşık 2 sene görev aldıktan sonra üye firmaların oylarıyla 2021’de federasyona başkan olarak seçilmekten ve Makine İmalatçılar Birliği üyesi olarak, bu kuruluşta Türkiye’yi temsil etmeye onur duyuyorum.
Amerikan Dişli Üreticileri Birliği’nde de aktifsiniz. Bu dernekten söz edebilir misiniz?
İ-Mak Redüktör olarak Amerikan Dişli Üreticileri Birliği’ne (AGMA) üye olan Türkiye’deki ilk firmayız. AGMA’yı, dünyadaki İSO/DIN’a benzetebiliriz. AGMA; kendi laboratuvarları, kendilerine özel testleri, kendi akademik çalışmaları ve sürekli Ar-Ge faaliyetleriyle ABD için özel kalite standartları belirleyen bir kurum. İ-MAK olarak AGMA standartlarını sağlamak için zamanında çok ciddi Ar-Ge çalışmaları yürüttük ve ürünlerimizi bu standartlara uygun hale getirdik. Güç aktarım bileşenlerinin üreticileri, tedarikçileri ve kullanıcıları için teknik standartlar, eğitimler ve iş bilgileri için küresel bir ağ oluşturan AGMA’da aktif bir şekilde rol alıyoruz. AGMA’ya bağlı komitelerde İ-MAK ve Türkiye’yi şahsen temsil ediyorum. Ar-Ge mühendislerimiz AGMA komisyonlarının yürüttüğü çalışmalara katılıyor. İhracat faaliyetleri için stratejik bir pazar olarak seçtiğimiz ABD’deki varlığımız için bu çalışmalarımız oldukça faydalı oldu. Bugün, İ-MAK Redüktör için ABD pazarı ihracatta önemli bir paya sahip konuma gelmiştir.
Sektörde küresel ölçekte aktif bir rolünüz var. Güç aktarım sektörünün Türkiye’deki durumunu değerlendirebilir misiniz?
Güç aktarım sektöründe uzun yıllar çalışmanın yanı sıra hem EuroTrans Başkanı hem de Makine İmalatçıları Birliği’nde (MİB) aktif rol alan bir kişi olarak, sektörümüzün Türkiye’de çok dinamik bir yapıda olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu dinamik yapıya rağmen sektör olarak dünyada rekabetçi bir konuma ulaşabilmek için kat etmemiz gereken yol olduğunu düşünüyorum.
İ-Mak Redüktör olarak hem EuroTrans hem MİB’te aldığımız görevlerle Türkiye’de sektörün gelişmesi için çalışıyoruz. Yurt dışındaki ziyaretlerimiz sonucunda sektörün geliştiğini görüyoruz ancak standartlar ve birlik konusunda eksiklikler var. İ-MAK olarak bunlara öncülük edecek çalışmalar yürütüyoruz.
Dünyanın her yerinde çeşitli kuruluşlarla sağlanan düzen ile sektör paydaşları, belirli kalite standartları ve katma değer oluşturuyor. Türkiye’de güç aktarım sektöründe faaliyet gösteren firmalar konusunda çok farklı ligler var. Sektör olarak bir araya gelerek standartlar belirlememiz, daha kaliteli ve verimliliğe odaklı ürünler üretmemiz gerekiyor. Standartlar ve birlik konusunda verimlilik ve katma değere yönelik rakiplik anlayışı oluşturarak, Türkiye’de markalar arasındaki rekabet kültürünü geliştirmemiz çok önemli. Sektördeki daha ucuz ve birbirinin aynı ürünler üreterek yürütülen rekabetten vazgeçilmesi; verimlilik ve katma değeri artıracak standartlarda üretim yapma anlayışının oluşturulması önceliğimiz olmalı.
Sektör olarak dünya pazarından almamız gereken payımız henüz olmamız gereken seviyeye ulaşmamış durumda. İhracatta önemli seviyede büyüme potansiyelimiz var. Ülke içerisinde ulaşacağımız katma değerli ve standartlara uygun üretim anlayışı sonucunda uluslararası pazarda birlik olarak ülkemizi temsil etmemiz gerektiğini unutmamız gerekiyor. Bu nedenle daha çok firmanın ulusal ve uluslararası kurumlara üye olmasını önemsiyorum ve ülkemizin kalkınması için itici güç olarak görüyorum.