Şoförlük yapan, ağır sanayide çalışan, haber sunan, temizlik yapan, çocuk bakan derken robotlar her alanda aktif olarak hayata ve üretime katılır oldular. Yapay zekâ teknolojilerindeki ilerlemelerle de paralel olarak bu süreç giderek ivme kazanmakta. Oxford Economics tarafından yayınlanan yeni bir rapor, şu an insanlar tarafından yapılan yaklaşık 2 binden fazla işin gelecek on yılda kaybolabileceğini, küresel işgücünün yaklaşık yüzde 8,5’inin 2030 yılına kadar robotlara devredebileceğini ileri sürüyor.
“Robotlar Dünyayı Nasıl Değiştirir” başlıklı raporda; dünyada robot kullanımının önümüzdeki 20 yıl içinde artacağı ve 2030 yılına kadar robot sayısının 20 milyona ulaşacağı tahmini mevcut. Rapora göre bu robotların yaklaşık 14 milyonu ise Çin’de aktif olacak. Bu, önümüzdeki dönemde Çin’in otomasyonda hızla yükseleceği anlamına gelebilir. Otomasyondaki yükselişin ekonomik açıdan katkı sağlaması muhtemek görünse de bu gelişmelerin gelir eşitsizliğini derinleştireceği de yine raporda ele alınan konular arasında.
Hizmete giren her bir robot ortalama 1,6 insanın işini elinden alıyor
Hizmete giren her bir robotun; düşük gelirli bölgelerde ortalama 2.2 çalışanın; daha yüksek gelirli bölgelerde ortalama 1.3 çalışanın yerini alacağı tahmin ediliyor. Rapor, endüstriyel robotların dünyadaki gelişmiş ekonomilerdeki üretim istihdamını belirtse de robotlaşma çeşitli nedenlerden ötürü henüz hizmet sektöründe yeterince rağbet görmüyor. Makinelerin samimiyet; insani ilişkiler, yaratıcılık ve sosyal zekâ gerektiren hizmet sektöründeki mesleklerin yerine geçmesinin diğer mesleklere göre daha zor olacağı belirtiliyor.
Raporda politikacılar da uyarılmakta ve robot kullanıma bağlı olarak ortaya çıkabilecek bir işsizlik dalgası karşısında toplumsal hareketlerin ivme kazanabileceği vurgusu yapılmakta. Bireylerin yeni duruma uyum sağlamasına yardımcı olmak için daha adil bir bölüşümün teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Sancılı olabilecek bu süreçte politikacılardan işverenlere; eğitimcilerden işçilere kadar herkesin görev alarak değişim sürecinde aktif rol alması gerektiği de vurgulanan bir diğer konu. Hayat boyu öğrenmenin ve mesleki açıdan farklı eğitimler ile bireylerin kendilerini geliştirmesinin gerekliliği de altı çizilen hususlar arasında.