Spor bahisleri pazarının en büyük kumar kuruluşu ve online casino Mostbet kapılarını Türkiye'den oyunculara açıyor. Çeşitli etkinlikler, yüksek oranlar, basit kayıt, çeşitli bonuslar, promosyonlar, ücretsiz bahisler ve bedava çevirmeler sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Kullanışlı mobil uygulamamız Mostbet bahislerini çevrimiçi izlemenize olanak sağlayacaktır.
Connect with us

Elektronik Sürücüler

Vinç revizyon uzmanı Control Techniques’in AC/DC sürücülerini kullanıyor

Yayın Tarihi:

-

vinc revizyon uzmani control techniquesCuin ac dc suruculerini kullaniyor 786

 

Petrol kuyusu vinçleri için komple elektrik paketleri sunmakta uzman olan bir ABD şirketi, 10 adet LeTourneau vincinin revizyonunu içeren $500,000+ değerinde önemli bir proje dahilinde Control Techniques AC ve DC sürücüleri kullanıyor. Vinçlerden üçünün revizyonu tamamlanmış bulunuyor ve ilk 18 ayda hiçbir arıza gerçekleşmediği bildiriliyor. Revizyonun öncesinde ise, haftada bir veya hatta bazı durumlarda günde bir bakım yapılması gerekiyordu. Petrol kuyusunun sahipleri açısından revizyonun sağladığı kazanç ciddi boyutlarda.

 

Genel Merkezi Texas’ta League City’de bulunan JC’s Marine Oilfield Services 1992 yılında kurulmuş. Şirketin Güç & Dağıtım Bölümü, petrol kuyusu vinçleriyle sondaj dubaları, tedarik tekneleri ve kara kuyularının ihtiyaçlarını karşılamak üzere özel olarak hazırlanmış çeşitli motor kontrol çözümleri üretiminde uzman. Merkezi Texas/Louisiana’da olan bir müşteri 10 adet LeTourneau petrol kuyusu vincinin sürücü sistemlerini güncelleştirmek için bir elektrik sistemleri müteahhidi aradığında, teknik desteği ve AC/DC becerileri sayesinde JC’s Marine Power & Distribution projeyi kazanmak açısından çok iyi bir konumdaydı. Control Techniques sürücü teknolojilerinin uzun zamandır taraftarı ve kullanıcısı olan şirket, vinç kolu için bir Unidrive SP AC değişken hızlı sürücü, salıncak ve asansör için de iki tane Control Techniques Mentor MP serisi DC rejeneratif sürücü kullanılmasını önerdi.

JC’s Marine Oilfield Services Başkanı John Costanza şöyle diyor: “Control Techniques’in sunduğu teknik öneriler şirketin en cazip yanlarından biri. Şirket teknisyenleri sorunları her zaman hızla ve kapsamlı bir şekilde çözüyor, bu da bizim gibi bir şirket için çok önemli ve başka yerlerden aldığımız hizmete kıyasla çok daha iyi. Projelerimizde 75 ile 750kW arası, hem AC hem DC, sadece Control Techniques sürücüleri kullanıyoruz.” Şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde yaklaşık 1600 adet LeTourneau vinç petrol ve gaz kuyularında hizmet veriyor. Bu vinçler başlangıçta büyük motor-jeneratör setleriyle donatılmış olmasına rağmen, bu setler değişken hız sunmuyor ve dolayısıyla ağır yüklerin indirilmesi tamamen vinç kolu operatörünün becerisine bağlı. Bay Costanza şöyle diyor: “Vinç kolunu bir Control Techniques değişken hızlı sürücüye bağladığımız zaman, kolun hareket hızını tam olarak kontrol edebiliyoruz ve bu sayede 50 tona kadar yükler yere yumuşak bir şekilde indirilebiliyor.”

Vinç kolu motor sürücü sistemi, sürekli 210 Amp nominal düzeyinde bir adet SP5402 Unidrive değişken hızlı AC sürücüden, kanca motoru sürücü sistemi ise sürekli 420 Amp nominal düzeyinde bir Mentor MP420A4R DC sürücüden oluşuyor. Salıncak motoru sürücü sistemi sürekli 210 Amp nominal düzeyinde bir Mentor MP210A4R içeriyor. Bilinçli olarak sürücülerin hepsi normal olarak gereken gücün iki kat fazlasına göre seçildi ve bu sayede sistem hiçbir zaman maksimum kapasitede çalışmıyor. Atlantic 7 petrol kuyusunda LeTourneau vinç operatörü Justin Hillard şöyle diyor: “Yeni sistemle 12 aydır çalışıyorum ve tek bir sorun çıkmadı. Kumandalar hem çok kullanıcı dostu hem çok düzgün ve kanca, salıncak ve vinç kolu için çok çeşitli değişken hızlar var. Bence vinç kolundaki değişiklik en iyisi.

Değişken hızı sayesinde kol işlemine yavaşça girerek yükü sabit tutmak ve aşağıdaki personelin güvenliğini sağlamak mümkün oluyor.” Justin da yeni sistemin sağladığı güvenlik avantajlarından da övgüyle söz ediyor: “Motor-jeneratör setlerinin sesi de olmayınca vinç çok daha sessiz çalışıyor; vincin ne yaptığını ve çevrenizde neler olup bittiğini duyabiliyorsunuz. Dikkatimi çekti, kancayı göremediğiniz bir konumda olunca kanca motorunun sesini duyabiliyor ve kancanın ne kadar hızlı hareket ettiğini anlayabiliyorsunuz. Bu sistemi herkese öneririm, daha güvenli, daha düzgün, daha sessiz ve hemen hemen hiç bakım gerektirmiyor.” Atlantic 7 petrol kuyusunda diğer bir LeTourneau vinç operatörü olan David Powers da, American Bureau of Shipping (ABS) Tasarım Uyumluluk Sertifikası’na sahip olan yeni kontrol sistemini övüyor: “Yeni sistem sayesinde vincin çalıştırma parametresi daha iyi ve kontroller daha hassas. En önemlisi, bu değişiklikler çalışma ortamının çok daha güvenli olmasını sağladı.”

Bay Costanza şöyle ekliyor: “Frenin otomatik olması hem güvenliğe katkıda bulunuyor hem de operatörün sorumluluğunu azaltıyor. Ayrıca, yükün alınış şekli güvenilirliği de artırıyor.” Control Techniques’in sürücü teknolojilerinin son kullanıcıya sunduğu avantajlardan bir diğeri de, deniz ortamlarında koruma sağlamak amacıyla baskılı devre kartlarının üzerinde koruyucu kaplama bulunması. Sürücülerin çalışma ısısı yelpazesinin genişliği de ayrıca bir avantaj sunuyor. On adet LeTourneau vincinin revizyon projesinin tamamlanması 2017 yılının sonuna kadar sürecek.

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Elektrik Motorları

Kusursuz makine üreticilerinin tercihi STÖBER, Lean Motor ile enerji verimliliğinde devrim yapıyor

Yayın Tarihi:

-

Yazar:

stober Alper Turan

Redüktörden servo motor sürücüsüne kadar tüm sistemin tek tedarikçisi olan ve sektörde arızalanmayan ürünleriyle tanınan STÖBER, asenkron motor ve servo motor arasında konumlandırdığı Lean Motor ile enerji ve iş verimliliğinde devrim yapıyor. %96’ya varan bir verimliliğe sahip Lean Motor, %40 oranında daha hafif ve daha küçük yapısı, IE5 sınıflandırması ile daha fazla enerji verimliliği sunan kompakt tasarımıyla verimlilik isteyen işletmelere çok daha fazlasını sunuyor. STÖBER Türkiye Direktörü Alper Turan, özellikle asenkron motor yerine Lean Motor kullanılmasını öneriyor.

WIN EURASIA Fuarı’nda özel bir röportaj gerçekleştirdiğimiz STÖBER Türkiye Direktörü Alper Turan, Güç Aktarım’ın sorularını yanıtlıyor.

Öncelikle sizi ve STÖBER’i tanıyabilir miyiz?

İsmim Alper Turan. 2014 yılından bu yana STÖBER Türkiye Direktörü olarak görev yapıyorum. Bir Alman markası olan STÖBER’in kuruluşu 1934 yılına dayanıyor. Firmamızın ürün gamı içerisinde redüktörlerden motor sürücülerine kadar geniş bir yelpazede tahrik ürünleri bulunuyor. Firma olarak özellikle redüktörlü servo motorlar ve sistemler konusunda iddialıyız. Tek tedarikçi olmak bizim için en önemli unsur ve bu kapsamda çalışıyoruz. Her şeyi, tüm sistemi tek bir tedarikçi olarak makine imalatçılarına sunuyoruz. 1934’ten bu yana gelişen teknolojimiz, arızalanmaz ürünler imal etme olanağı sağlıyor ve arızalanmaz ürünlerimiz, kusursuz makine üretmek isteyenler için biçilmiş kaftan diyebiliriz. 

Redüktörlü motorlarımız gerçek redüktör entegreli motorlardır. Yani, motoru ve redüktörü kendimiz ürettiğimiz için motorun çıkış şaftını pinyon dişli şeklinde işleyebiliyoruz ve redüktörlerimiz güneş dişlisi olarak kullanılabiliyor. Böylece arada herhangi bir kaplin, motor adaptörü, flanş gibi parçalar kullanmadan motorun yapmış olduğu hareketi direkt redüktöre iletmiş oluyorsunuz. Bunun çok fazla avantajları var: Özellikle dinamik uygulamalarda kaplin esnemesi, sıyırması gibi problemlerle karşılaşmıyorsunuz. Firma olarak bizim en büyük özelliğimiz tüm sisteme hakim olmamız. Örneğin, uygulamalarda motor sürücüsü sadece motorun bilgilerine hakimken, bizim motor sürücülerimiz redüktörlü motorun bilgilerine de sahip oluyor. Bu sayede otomasyoncular, programcılar aynı zamanda redüktör verilerini de elle girmek zorunda kalmıyor. Bu şekilde de hata oranı ortadan kalkmış oluyor.

Ürünlerinizin Türkiye’de tercih edildiği sektörler ve uygulamalardan bahsedebilir misiniz?

Özellikle yurt dışına makine ihracatı yapmayı hedefleyen makine üreticileri bizi tercih ediyor. Örneğin; lazer bölümü, ağaç işleme, boru büküm, sac işleme gibi sürekliliği olan makine imalatçılarımızı ilk akla gelenler arasında söyleyebiliriz. Özellikle hattın durmasıyla üretim kaybının çok fazla yaşanacağı ve bundan dolayı üretimin durmamasının gerektiği uygulamalarda STÖBER tercih ediliyor. Ürünlerimizin arızalanmamak gibi bir özelliği olduğunu söyleyebilirim. Doğru hesaplanmış bir eksen ise ve bu hesap bizim tarafımızdan kontrol edilmişse, biz ürünlerimizin sonuna kadar arkasındayız. STÖBER olarak özellikle gerçekten kusursuz makine imalatı hedefleyen müşterilerimizi partnerimiz kapsamında değerlendiriyoruz.

Kullanıcının taleplerine göre özel çözümleriniz de mevcut. Bu çözümlerden bahsedebilir misiniz?

Örneğin müşterilerimizle çalışırken, bu işe ister ilk defa başlasınlar isterse de üst düzey mühendislik seviyesine sahip olsunlar, biz onlar adına eksenlerinin hesaplamalarını yapıyoruz. Örnek vermek gerekirse, X ağırlıkta bir kütlesi olduğunu, bunu kaç metre/saniye hızla kremayer sistem üzerinde hareket ettirebileceğini soran; pinyon dişlisini, redüktörün kaç tahvilli olması gerektiği, motorunun kaç newton metrelik olması gerektiği gibi konularda yardım taleplerinde bulunan müşterilerimiz için eksenin mühendislik hesaplamalarını yaparak çözüm sunuyoruz. Yaptığımız hesaplamalarla müşterilerimizin ihtiyaçlarını analiz ediyor, taleplerine tam yanıtı sunabiliyoruz. STÖBER ürün gamı programın bilgisi dahilinde olduğu için kusursuz komponentleri seçip onlara yardımcı oluyoruz.

Redüktörlerde düşük boşluk konusu sektörde önemli bir yer kaplıyor. Redüktör tedarikçilerinin sıkça kullandıkları düşük boşluk ya da sıfır boşluk kavramını bizlere açıklayabilir misiniz? Sıfır boşluk gerçekten var mı?

Dişliler arasındaki boşluk, bizim arcmin, ‘yay x dakika’ olarak tabir ettiğimiz teknik bir kavram. Özellikle redüktör tipine göre değişiklik gösterse de düşük dişli boşluğu ya da sıfır dişli boşluğu mümkün. Örneğin, sikloid tip redüktörlerde biz oldukça düşük, hatta sıfır ya da sıfıra çok yakın dişli boşluğundan bahsedebiliriz; ama yağın bile dolaşabileceği bir alana ihtiyaç duyulan helis dişli ya da düz dişli redüktörlerde sıfır dişli boşluğu diye bir şey olamaz. Soru işaretleri olanlar için arcmin kavramını şöyle açıklayabilirim: 360 derece iç açısı olan bir çember düşünelim. Bu çemberin içerisinden 1 derecelik dilimi keselim ve bu 1 dereceyi de 60’a bölelim. Buradan da 60’ta 3’ünü aldığımız zaman 3 arcmin dişli boşluğuna sahip bir redüktör elde etmiş oluyoruz. Buradaki boşluğumuzun tanımını bu şekilde yapabiliriz. Mühendislerimizin de eksenlerinde kullanacakları boşluğu hesaplarlarken bu mantıkla yapmaları gerekmektedir.

STÖBER olarak ürünlerimizdeki dişli boşluğu, tam olarak kataloglarda yazdığı gibidir. Örneğin, STÖBER’den 3 arcminli bir redüktör aldınız; bu redüktörü bugün de ölçeksek, 8 ay sonra da ya da 8 yıl sonra da ölçeksek yine 3 arcmin çıkacaktır. Bu da ürünlerimizin kalitesiyle orantılıdır. STÖBER’in katalog verilerine %100 güvenebilirsiniz. 

STÖBER ürün yelpazesinde yer alan Lean Motor’dan bahsedebilir misiniz? Bu ürünün özellikleri ve avantajları nedir?

Asenkron motor ve servo motor arasında konumlandırdığımız bir modelimiz olan Lean Motor, özellikle enerji verimliliği ve iş verimliliği açısında devrim niteliğinde. %96’ya varan bir verimliliğe sahip bu motorları özellikle asenkron motor kullanıcılarına öneriyoruz çünkü asenkron motor kullanıcıları zaman zaman yüksek hızlara çıkma ihtiyacı duyuyorlar. Örneğin, frekans invertörü üzerinden Hertz’ini ayarlayarak 4 kutuplu 1460 devir nominal hızı olan motorları, zaman zaman 2250, 2500 devire kadar çıkardıkları uygulamalar oluyor. Bu uygulamalarda özellikle Hz ile oynamak yüksek akım ve yüksek ısıya neden olarak sürücü tarafında IGBT dediğimiz modülü etkiliyor. Aynı zamanda yükselen akım, motor sargıları üzerinde de etki yaratarak bunların da yanmasına sebep oluyor. Kısaca sistemi bozuyor. Bu nedenle asenkron motor yerine Lean Motor kullanılmasını öneriyoruz.

Fan ve enkoder bulunmayan Lean Motor, servo motor gövde yapısına sahip ve yüksek dış ortam sıcaklığında çalışabiliyor. Bunun yanı sıra ülkemizde ve dünyada asenkron motorlarda şu anda IE3 ve IE4 verimlilik sınıfı kullanılıyor. Sınıf yükselttiğinizde ise motorunuzun ağırlığı artıyor. Örneğin, IE3’ten IE4’e geçtiğinizde motorunuz ortalama %20 oranında büyüyor ve ağırlaşıyor. 5,5 Kw’lık bir asenkron motorun ağırlığı 55-60 kg arasındayken, aynı torklara sahip Lean Motor’un ağırlığı sadece 26 kg’dan oluşuyor. Öte yandan asenkron motorlarda hızlandırdıkça tork kaybedersiniz, Lean Motor’da tork kaybı yoktur. Kendisine ait sürücüsü olan, tek kabloyla haberleşebilen, çok çeşitli opsiyonları ve varyasyonları olan Lean Motor, verimlilik isteyen bir işletme için çok daha fazlasını sunar. STÖBER olarak; %40 oranında daha hafif, daha küçük ve IE5 sınıflandırması ile daha fazla enerji verimliliği sunan kompakt bir çözüm olan Lean Motor’un tercih edilmesini öneriyoruz.

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 
Devamını Oku

Elektronik Sürücüler

Bir kontaktör, bütün bir yapı için nasıl çalışır?

Yayın Tarihi:

-

Yazar:

3RT2016

Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması, özellikle alçak gerilim ürünlerinin otomasyon ve kontrol amaçlarıyla daha fazla donatılmasını beraberinde getiriyor. Ürünler ve sistemler birbiri ile konuşuyor ve bunları yorumlamaya çalışıyor; yani akıllanıyor. Bunlara öncülük eden şirketlerden biri olan Siemens yeni ürün ve sistemleri ile teknolojinin ilerleyişine yön vermeye devam ediyor. Sirius Innovation da bunun en açık göstergelerinden birisi.

Alçak gerilim grubunda yer alan ürünler genel olarak elektromekanik ürünler olduğundan teknolojik iyileştirme ve geliştirme yapmak; elektronik alanına girilmediği sürece pek de mümkün değil. O nedenle son 30 yıllık zaman dilimine bakıldığında, alçak gerilim şalt cihazlarının içinde elektroniğin daha fazla yer aldığını ve gelişmelerin bu yönde yaşandığını görebiliriz. Siemens de aslında bu trendin öncülerinden. Piyasaya sürülen ürünlerin mümkün olduğunca daha fazla teknoloji içermesi, daha modüler olması ve birbirleri ile uyumlu cihazlar üretmek ana hedeflerimiz arasında yer alıyor

Örneğin, kontaktör en temel şalt ürünlerinden birisidir ve 50 yıl öncekiyle modellerle çalışma prensibi hemen hemen aynıdır. Boyutlarını biraz daha küçültmek mümkün, bunun da bir sınırı var; daha modüler olması sağlanabilir ve kullanılan aksesuar ve yardımcı elemanlar ile fonksiyonları ve kullanım sıklığı artırılabilir. Alçak gerilim şalt ürünlerinde pazara yeni modellerin sürülmesi, oldukça uzun aralıklarda olur. Diğer üreticileri de düşünecek olursak yaklaşık 10 ila 12 yılda bir yeni modeller çıkar ve uzun yıllar kullanılır.

1960’lı yıllarda 3TA serisi kontaktörler piyasadaydı. Arkasından 3TB serisi ve 1980’lerde de 3TF serisi ürünler geldi.  1997’de Sirius serisi ürünler başladı ve aradan 15 yıl geçtikten sonra 2012’de Sirius Innovation piyasaya sunuldu. Yeni nesil olarak adlandırdığımız bu ürünler kısa sürede pazar tarafından tanındı ve kabul gördü.

Sadece şalt cihazı bazında değil tüm sistem temelinde bütünsel bir yaklaşım sergilemek oldukça önemli. Alçak gerilim şalt cihazları ağırlıklı olarak motor devrelerinde kullanılır. Motorlara yol vermek, onları korumak, onlara kumanda etmek ve bunları yaparken elde edilen bilgileri de hedeflenen kounmlara aktarmak gibi görevleri vardır. Kontaktörler, motor koruma ve zaman röleleri bu temel fonksiyonları yerine getiren sistem parçalarıdır. Bu sebeple ürünlere bakarken hep sistemin bütününü de ele almak gerekir. Çünkü sadece motoru korumanız yetmez; aynı zamanda ona yol da vermeniz gerekir. Sadece korumak ya da yol vermek yetmez, bu motorun doğru bir şekilde çalıştığı bilgisini bir yerlere iletmeniz gerekir; bu sayede panoda bir lamba yanar ve operatörler o cihazın sağlıklı bir şekilde çalıştığını anlar. Be bu sistemle birlikte hareket eden başka sistemlere bilgilerin düzgün bir şekilde iletilmesi gerekir, bu sayede diğer sistemler de bu bilgilerden faydalanarak kendi operasyonlarını yürütebilsin. Yani hem bütünsel hem de bütünleşik bir yapıya ihtiyacımız var. Artık mesele; tek başına bir kontaktörün ne yaptığı ve nasıl çalıştığından daha ziyade bütün bir yapının içinde nasıl çalıştığıdır.

Sirius Innovation’da yakalanmak istenen de tam olarak budur. Bütün cihazların birbiri ile uyumlu olması, haberleşebilmeleri ve birbirlerinin fonksiyonlarını tamamlayacak faaliyetleri yapabilmeleri hedefleniyor. Tüm bu işlevsel artılarının yanında daha şık bir görünüm, daha kolay montaj ile daha az işçilik gibi tüketicinin ve servis personelinin işine yarayacak özellikler de ürünlerde bulunuyor.

Sirius ilk piyasaya sunulduğu andan itibaren ciddi ses getirmiş ve uzun yıllar boyunca piyasada en çok tercih edilen ürünler arasında yer almıştır. Seri, piyasaya çıktıktan sonra ciddi bir rekabet yarattı ve rakip firmalar bu serideki ürünlerle rekabet edebilmek için ciddi çalışmalar gerçekleştirdiler. Bu çalışmaların sonucunda da birçok ürün ortaya çıktı. Sirius Innovation, Sirius’un da çok üzerinde bir anlayış ile hazırlandı ve 2012 yılında piyasaya sürüldü. Sirius Innovation serisinden daha gelişkin bir teknolojiye sahip bir ürün olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sirius Innovation’da farklı olan birkaç temel nokta var, birincisi ürün renkleri. Eskiden şalt cihazları kirli beyaz renkte bir ön kapakla sunulurken metalik gri renklere dönüldü. Bu renk genel olarak daha fazla teknolojiyi çağrıştırıyor. Bu renk kullanımıyla birlikte logo da orijinal renkleri ile ürünlerin üstünde yer almaya başladı. Dolayısıyla bir panoya çok uzaktan bile bakılsa içinde Siemens Innovation ürünleri kullanıldığı hemen anlaşılabilmektedir.

Elbette ürünün modüler ve birbirleri ile uyumlu olmasına çok dikkat edildi. Ve ürünler güçlerine göre farklı boylarda sunulmaya başlandı. Bugün 4 kW’lık bir kontaktör ile 250 kW’lık bir kontaktör aynı boyutlarda değil. Diğer yandan aynı boyda olan farklı cihazlarında da birbiri ile uyumlu olması sağlandı. Yani 4 kW’lık bir kontaktöre uygun alacağınız termik röle veya motor koruma şalteri o cihazla aynı büyüklükte olacaktır. Bu sayede cihazlar birbiri ile çok kolay akuple olabilmektedir. Bilindiği gibi son dönemde elektrik panoları daha küçük ve daha düzenli hale gelmeye başladı. Eskiden karmaşanın hüküm sürdüğü bu cihazlar günümüzde sanki bir ecza dolabı gibi düzenli ve kompakt bir hale gelmiş durumda. Innovation serisi de bu düzenli ve kullanışlı yapıya önemli katkılar sağlamaktadır.

Ürünle ilgili bir diğer noktada esneklik ve montaj kolaylığı. Esnekliği sağlayan en önemli unsurlardan birisi farklı cihazlarda ortak aksesuarların kullanılıyor olması. Örneğin 4 kW’lık kontaktör ile 250 kW’lık kontaktör aynı kontak bloğu tarafından tutturulabiliyor, bu çok önemli bir avantaj. Farklı çeşitte ve sayıda aksesuarı bulundurmak yerine ortak aksesuarlara sahip olmak birçok farklı avantajı da beraberinde getiriyor. Bu tip ayrıntılar aynı zamanda birim fiyatların aşağı inmesini de sağlıyor. Sirius Innovation ürünleri Sirius serisi ürünlerden daha uygun fiyatlarla pazara sunuluyor.  Dolayısıyla tüketiciler hem en son teknoloji ürün kullanıyorlar hem de bunu daha uygun fiyata yapabiliyorlar. Bu da müşterinin ürünü tercih etmesi için önemli bir avantaj sağlıyor.

Ürünün sahip olduğu üstün özelliklere ilave olarak montaj kolaylığını da sayabiliriz. İki tip farklı montaj seçeneği var. Birincisi standart vidalı bağlantı, yani kabloları takıp vidayı sıkma şeklinde. İkincisi ise vidasız olan ve ‘cage clamp’ adı verilen yöntem. Bu daha çok klemenslerde kullanılan ve kabloyu bağlantı yuvasına sokarak tornavida yardımıyla yayla sıkışmasını sağlayan bir sistem. Bu şekilde bağlantı güvenilirliğini daha yükseltmiş oluyorsunuz. Vidalı sistemlerde zaman içinde baskı azalabilmekte; ancak yaylı sistemlerde baskı azalsa bile yay aracılığı ile tekrar eski seviyesine geliyor. %100 temas sağlamaya devam eden bu sistemler montaj sürelerini kısaltması ve güvenilirliği arttırması ile ön plana çıkıyor.

Son olarak farklı bir özelliğinden daha bahsetmek gerekir. Sirius Innovation bir ürün ailesinden daha çok bir yaklaşımı ifade ediyor. Sadece şalt cihazları değil yumuşak yol vericiler, akım kontrol röleleri gibi ürünler aynı renklerle bu sistemin bir parçası olarak tüketiciye sunuluyor. Aslında bu seriyi sistemin yapı taşları şeklinde görmek ve değerlendirmek daha faydalı olacaktır.

Müşterilerden alınan geri bildirimlere bakıldığında, öncelikle yeni renklerin beğenildiği gözlendi. Ürünün renkleri yüksek teknolojisine vurgu yapıyor. Bir diğer nokta üretim hataları konusunda çok iyi bir noktada olması. Uluslararası kabullere göre imalat yapan fabrikalarda, üretim hatası olan ürünler için kabul edilebilir oran, on binde 7 civarındadır. Sirius Innovation’da bu oranın on binde 1-2 seviyesinde olduğunu görüyoruz.

İki yıldır satışını yaptığımız bu yeni ürünlerde henüz ülkemizde arıza nedeniyle bize geri dönen bir ürün yok. Yani takıp unutabileceğimiz ürünlere doğru bir gidiş var gibi diyebiliriz. Günümüzde kullanıcılar ürünleri, cihazları bir kez satın alıp montajını yaptırdıktan sonra sorunsuz kafaları rahat bir şekilde çalışmak istiyorlar. Bu isteğe en çok yaklaşabilen ürün Sirius Innovation’dur.

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com