“Kötü koşullara rağmen ihracat seviyemizi koruyabildik”
Yeryüzünde var olan ve hareketin olduğu tüm üretim yelpazesinin olmazsa olmazı “rulman” konusunda faaliyet gösteren Eymak, URB Group’un Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tek yetkili distribütörü ve ithalatçısıdır. 1996 yılında başladığı rulman ithalatı ve ticaretine, 2000’li yılların başında özelleştirmesine ön ayak olduğu URB ile devam eden Eymak, bugün de grubun sahip olduğu 3 fabrikanın üretimini tüm yurt çapında, Ortadoğu ülkelerinde ve Kuzey Afrika pazarında dağıtımını sağlamaktadır. Ayrıca OEM müşterilerinden gelen talep doğrultusunda da URB Rulmanlarının yanı sıra, URB Sanayi kayışları, URB Rulman Gresi gibi yan ürünleri de pazara sunarak, ürün çeşitlendirmesine gitmiştir.
2012 yılı, 2011’in üzerine birçok sektörde ciddi kayıplar ve düşüşlerle geçti. Türkiye’nin ihracatını yaptığı pazarlara baktığımızda, 2012 yılının ciddi anlamda bu pazarlarda sıkıntı süreçler olduğunu görürüz. Avrupa ülkeleri, yaşadığı ekonomik durgunluk ile neredeyse resesyonun eşiğindedir. Bu nedenle de batılı ülkelerin hükümetlerinin aldığı ciddi ekonomik önlemler ya da Avrupa Birliği’nin ekonomik dayatmaları, istihdam ve üretimde daralmalara sebep olmuştur. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin, 2012 yılında yaşadıkları Arap Baharı, Türk ekonomisine Arap Sonbaharı şeklinde yansımıştır. Libya, Mısır, Cezayir ve son olarak da Suriye’deki karışıklıklar, çatışmalar nedeniyle ihracatlar neredeyse sıfır noktasına gelmiştir. İran ise yaşadığı ambargonun üstüne, bir de uluslar arası bankacılık sisteminden çıkarılmış olması, yıl içinde yaşadığı devalüasyon ile ithalat yapamaz hale gelmiştir. Birçok Türk firması, sattığı malın bedelini alamamıştır. Diğerleri de bu tür tehlike ile karşılaşmamak için mal satmaktan çekinmektedirler. Dolayısı ile Türk üreticisi, dış pazarlara satışta zorlandığında, bunun yansıması olarak iç pazarda da sıkıntı oluşmaktadır.
Tüm bu etkiler nedeniyle, Türk üreticileri, üretim azaltılmasına gitmiştir. Dolayısı ile de üretimlerinde kullandıkları malzemelerin alımlarını da azaltmışlardır. Tüm bu etkiler nedeniyle, 2012 yılında biz sadece 5%’lik büyüme gerçekleştirebildik. OEM ve OES müşterilerimizle ticaretimizde toplam 12% düşüş yaşanırken, ana distribütörlerimizde yaklaşık olarak 10% artış yakalarken, ihracat seviyemizi koruyabildik.
“Sahtecilikte mücadele bizim için çok önemli”
Eymak üretici bir firma olmadığından yatırımlarını son kullanıcılara yönelik olarak yapmayı planladık. Türkiye’de inanılmaz ölçüde marka sahteciliği diyebileceğimiz rulman ticareti bulunmaktadır. Neredeyse her iyi markanın taklitleri yapılarak, son kullanıcılara gitmekte ve kullanılmaktadır. Bu anlamda gerek son kullanıcıların, gerekse de marka güvenilirliğinin korunması için, geçmiş yıllarda başladığımız “Sahtecilikle Mücadele”mize devam edeceğiz. Ayrıca son kullanıcılara yönelik olarak 2013 yılında “rulman bakımı, montaj ve demontajı” konularını içeren eğitim ve seminerlerimize ağırlık vereceğiz. Bu tür eğitim faaliyetlerimiz, firmamızın en büyük yatırımıdır. Çünkü bu şekilde, sadece yanlış rulman takma-sökmeden kaynaklanan meblağ 200 milyon USD civarındadır. Bu meblağın azaltılması, ülkemizin cari açığının da aynı ölçüde azalması demektir. Bildiğiniz gibi Türkiye’de sadece iki tane rulman fabrikası vardır ve ikisinin de üretim yelpazesi çok benzerdir. İkisini topladığınızda yaklaşık olarak 150-200 Milyon USD’lik bir hacim ortaya çıkmaktadır. Oysaki Türkiye’nin rulman pazarı büyüklüğü, bu rakamın 4-5 katıdır. Rulman üretmenin güçlüklerini, biz URB Group fabrikalarının özelleştirilmeleri ve kuruluşları sırasında yakinen yaşadık. Çok kısa zamanda bu pazarı doyuracak kadar rulman üretmek mümkün değildir. Bu nedenle de rulmanları doğru şekilde stoklamak, doğru şekilde bakım tutumunu yapmak, rulmanın montajı sırasında doğru ekipman ve metotları kullanmak, rulmanın ömrünü ver performansını doğrudan etkilemektedir.
Yapılacak olan eğitim ve seminerlerle, son kullanıcıların, işletmede çalışan ustaların ve bakımcıların, kendi firmaları adına yapacakları her kuruş tasarrufun, ülkemizin yapacağı tasarruf olacağının bilincindeyiz. Bu nedenle de bu seminer programı bizim için çok önemli bir konudur. Tek isteğimiz, bu seminerlere katılımın olabildiğince yüksek olmasıdır.
İhracat serüveni, Eymak için çok uzun yıllara dayanmamaktadır. 2009 yılında sadece 100.000 USD ve 2010 yılında da 240.000 USD olan ihracatımız, 2011 yılında 2,8 milyon, 2012 yılında da 2,1 Milyon USD seviyelerine çıkmıştır. Ortadoğu’da yaşanan Arap baharı, 2012 satış bütçelerinde belirlediğimiz 5.000.000 USD ihracat rakamına ulaşmamıza engel olmuştur. Özellikle İran ve Suriye bu konuda ciddi sıkıntılar doğurmuştur. Bu sıkıntıların bazılarının aşılacağı ve rutin ticarete döneceği yolunda sinyaller olsa da, pazar çeşitliliğinin önemine paralel olarak, biz de yeni pazar araştırmalarına 2012 yılında başladık. 2013 yılında da bu yönde çalışmalarımıza hız vereceğiz. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Afrika ülkeleri ile Güney Amerika bizim için hedef pazarlar haline gelmiştir.
“Türkiye’deki rulman pazarının en büyük sorunu eğitim eksikliği”
Türkiye’deki rulman pazarının yaklaşık olarak 1 Milyar USD civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu pazarın neredeyse yarısına Avrupa menşeli markalar sahiptir. Dolayısı ile de bu markaların pastasının büyüklüğü ve lezzeti, çok iştah kabartıcıdır. Bu nedenle de kolay yoldan para kazanmanın cazibesine kapılan bir sürü kişi veya firma, farklı metotlar uygulayarak ya marka sahteciliğine gitmekte ya da paralel ithalat ile gri market yaratmaktadır. Bu tür rulmanlar, üreticilerin garanti kapsamı dışındadır.
Türkiye rulman pazarının en büyük sorunu eğitim eksikliğidir. Bir materyal düşünün ki her makinede, her dönen parçada kullanılmak zorunda. Sabah evimizden çıkıp, köşedeki markete ulaşıncaya kadar, neredeyse 200 farklı rulman kullanımı ile karşılaşıyoruz ve bu kullanımların içinde rulmanı doğrudan görmüyoruz. Hayatımızda bu kadar önemli yer tutan rulmanın adını dahi birçok insan bilmez. Diyelim ki onların bilmesine gerek de yok, peki ama üniversitelerimizin, Makine Mühendisliği fakültelerinde rulman konusu ne kadar yer tutuyor acaba? Geçtiğimiz günlerde öğrendim ki, 4 yıllık makine mühendisliğinde okuyan bir öğrenci, sadece bir dönem, o da çok kısıtlı olarak rulmanla ilgili ders görüyor. Mühendis arkadaşlarımızın çalıştıkları firmalarda, makine tasarımı yapan da var, teknik müdürlük olarak bakım tutum yapanı da. Bu konuda atılacak her adım, yapılacak her faaliyet, ülkemizin hayrınadır. Eğitimli kullanıcı, bilinçli tüketici olur. Bilinçli tüketici ise, ne istediğini, ne aldığını ve nasıl kullanacağını bilendir. Bu ilişkiler zinciri, ülkemizin ciddi tasarruf etmesine sebep olur.
Ayrıca devletin yerli üreticileri koruyan önlemlerine ek olarak, kaçakçılık konusunda da ciddi yaptırımları uygulaması iyi olacaktır. Özellikle Çin menşeli mallarda, menşe saptırma, farklı GTIP bildirimi ile gözetim ve vergiden kaçarak, haksız rekabet yaratılması üzerinde ciddiyetle durulması gereken konulardan birisidir.
Gelişen teknoloji, rulman üreticilerini de ürünlerini geliştirmeye, yenilemeye yönlendirmektedir. Leonardo Da Vinci’nin planladığı helikopter projesinde, sürtünmeyi azaltacak yöntem olarak tasarladığı ilk rulman fikrinden günümüze, sürekli çeşitlenen, yenilenen, gelişen rulman, gelişen teknolojinin doğuracağı ihtiyaçlar doğrultusunda kendisini yenileyecektir.
Asıl önemli nokta, geçmiş yıllarda yaşadığımız ve acılarını hala hissettiğimiz, ülkemizin dışa bağımlılığının azaltılması ve ortadan kaldırılmasıdır. Bu her alanda gerekli ve olması gerekendir. Siz, ülke olarak ihtiyaç duyduğunuz mala veya materyale her an ulaşabilmeli, yani kendi bünyenizde üretebilmelisiniz. Kıbrıs Barış Harekâtında ülkemize uygulanan ambargo nedeniyle, teker rulmanı kırılan savaş uçaklarımız, rulman değiştirilemediği için kullanılamaz olmuştur. Milyon dolarlık uçak, birkaç dolarlık rulman nedeniyle kullanılamamaktadır.
Yine benzer bir örnekle, bazı rulmanlar, yurt dışından ithal edilirken, yazılı belge ister üretici, falanca sektörde kullanılmayacağına dair. Eğer yerli üretim olabilse, bu konularda sıkıntı yaşanmaz.
Özetle devletin yerli üreticiyi, özellikle de kritik donanım statüsünde olan ürünleri üreten ya da üretmek için yatırım yapmayı planlayan “cesur yürekli” yatırımcıları desteklemesi gerekmektedir.
Bu desteğin, tüm nihai kullanıcılar tarafından da sürdürülmesi gereklidir. Çeşitli firmalarla yaptığımız görüşmelerde, hep aynı söylemi tekrarlıyoruz. Biz Eymak olarak, Türkiye’de üretilen ya da Türkiye’nin sahip olduğu markaların satışını yapıyoruz. Yani aldığınız her rulmanın parası, bu ülke topraklarında kalıyor, yeni yatırıma dönüşüyor. Bize sadece kalitemizi görmeniz için, deneme şansının verilmesidir. Sonuçta kazanacak olan bu ülkedir, bu millettir.
ROLLEXPO FUARI
“Rollexpo Fuarı, tüm sektörlerin ihtiyaç duyduğu bir fuar”
Bugüne kadar rulman pazarındaki oyuncular, çeşitli makine fuarlarına katılarak, ürünlerini, yeniliklerini, duyurularını yapma şansı yakaladılar. Ancak ilk kez kendi sektörlerine yönelik olarak bir fuar düzenlenmektedir. Ürüne yönelik fuarcılık konusunda önemli bir adım olan bu fuarın gerek katılımcılar, gerek düzenleyiciler için başarılı olmasını ve bu başarının paralelinde de devamlılığını diliyorum.
Selim TANYEL kimdir?
1969 yılında Bursa’da doğan Selim TANYEL, ilk ve orta öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra, 1990 yılında Denizcilik Yüksek Okulu – Güverte bölümünden mezun oldu. Uzun yıllar Türk Deniz Ticaret filosunda zabitlik ve Uzak Yol Kaptanlığı görevlerinde bulundu. Eymak ailesine katılmadan önce TNT Int.Exp’de Bursa Bölge Satış Müdürlüğü ve Bozatlı Grup’ta da Proje Satış Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2010 yılından itibaren Eymak Satış Müdürü olarak görev yapan Selim TANYEL, halen Ankara’da yaşıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Tanyel, iyi derecede İngilizce biliyor.