17. yüzyıla ait en bilinen hikâyelerden biri Hezârfen Ahmed Çelebi’nin Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araçla süzülüp Üsküdar’a varmasıdır. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde aktardığı bu olayın gerçekliği konusunda tartışmalar bulunmaktadır.
1609-1640 yılları arasında yaşadığı bilinen ve çeşitli fen ve sanatlardan anladığı için “bin fenli” anlamında Hezârfen unvanıyla anılan Ahmed Çelebi, Evliya Çelebi’nin aktardığına göre, 1632 senesinde, lodoslu bir havada, kuş kanatlarına benzer bir araçla Galata Kulesi’nin tepesinde görünmüştür. Kendini boşluğa bırakan Hezârfen, İstanbul Boğazı üzerinde tam 3358 metre süzülerek Üsküdar’a ulaşmış ve Doğancılar Meydanı’na sağ salim inmiştir. Fakat Seyahatname’de hikâye edilen olaya başka herhangi bir tarihsel kaynakta rastlanmamıştır. Ayrıca mühendisler, hikâyenin bilimsel olarak da tutarsız olduğunu belirtmektedirler.
Evliya Çelebi, bu olayın hem Osmanlı’da hem de Avrupa’da büyük yankı uyandırdığını, dahası dönemin padişahı Sultan IV. Murat’ın Hezârfen Ahmed Çelebi’ye bir kese de altın verdiğini söylese de, mesele tartışmalıdır. Örneğin, devletin mali kayıtlarında Hezârfen’e verildiği rivayet edilen bir kese sikkeye dair bir kayıt yoktur. Halil İnalcık ve İlber Ortaylı gibi tarihçiler de meselenin efsaneden öteye geçemeyeceğini ve tarih kitaplarında yer almasının yanlış olduğunu belirtmişlerdir.
Aerodinamik bilimi açısından bu uçuş gerçekleşmiş olamaz!
Aerodinamik bilimi açısından da böyle bir uçuşun gerçekleşemeyeceği düşünülmektedir. Galata Kulesi ile Doğancılar Meydanı arasındaki yükseklik farkı yaklaşık 62 metre, iki nokta arasındaki mesafe ise 3358 metredir. Buna göre göre Hezârfen Ahmed Çelebi’nin uçuşu gerçekleştirebilmesi için yatayda 55 metre yol alırken düşeyde de en fazla 1 metre alçalması, yani 55:1 süzülme oranıyla yol alması gerekmektedir. Ancak günümüzde en hafif malzemelerle yapılmış olan delta kanat denilen uçuş aletleri ile bile bu orana ulaşmak olanaksızdır. Modern delta kanatların ortalama süzülme oranları 15:1 olmaktadır. Denizler ve büyük su birikintileri üzerinde uçan objeyi yükseltecek termik hava akımları da bulunmaz.
Her şeye rağmen Hezârfen Ahmed Çelebi hikâyesi, tarihimizde ve popüler kültürde yaşamayı sürdüren bir anlatıdır.