Connect with us

Genel

“Projeler doğru yerlere planlandığı takdirde çevreye duyarlı santraller yapılabilir”

Published

on

 

Sevgili okurlarımız, Siemens Türkiye HES ve Okyanus Teknolojileri Satış ve Proje Yöneticisi Emine Uzun ile yaptığımız güzel sohbeti sizlerle paylaşmak isteriz.

 

Yenilenebilir enerjiler bağlamında Türkiye hidroelektrik sektörünü değerlendirir misiniz? Sektörün işleyişini; yasal düzenlemeler, pazar dinamikleri, mevcut ve uygulamaya geçirilmekte olan projeler bakımından nasıl buluyorsunuz?

Bildiğiniz gibi Türkiye’de hidroelektrik enerji santralisektörü DSI ve EPDK tarafından mevcut su rezervleri göz önüne alınarak belirlenmekte.HES’lerle ilgili yasal düzenlemeler tamamen devlet kontrolünde gerçekleştiriliyor.2000’li yılların başında Türkiye’de hidroelektrik enerjisi çok aktif bir pazarhaline geldi. Bu nedenle, pazara hızlı giriş yapan ama  doğru fizibilitesi yapılmamış pek çok projeile karşılaşıldı. Dolayısıyla hesapladıkları üretim değerlerine ulaşamayanyatırımcılar oldu. Bazı projelerin lisansları ikinci, hatta üçüncü kişilere satıldıve bazı yatırımcılar ise finansal kaynak bulamadıkları için projelerinitamamlayamadılar.  Bu sebeplerden dolayı yarıdabırakılan ve tamamlanamayan çok sayıda HES projesi bulunuyor. Bununla birlikte bilinçliolan enerji firmaları, projelerinin fizibilitesini çok iyi yaparak doğrumühendislik firmalarıyla çalıştılar ve doğaya hiç zarar vermeden çok güzelprojelerin ortaya çıkmasını sağladılar.

 

Sektörün zorluklarıvar mı? Değişmesini ya da olmasını istediğiniz şeyler var mı?

Az önce de değindiğim gibi sektördeki  enerji yatırımcılarının  doğru projeleri hayata geçirmesi çok önemli. Bununyanı sıra HES sektöründe karşılaşılan en büyük problemlerden biri de finansalsorunlar. Projeler yapım aşamasında 1-2 yılda bitecek gibi tasarlanıyor amainşaat işleri başladıktan sonra çok farklı ve beklenmeyen engeller çıkıyor.Örneğin iletim tünelleri yapımında karşılaşılan zeminin yapısı çok farklıolabiliyor ve bu nedenle  proje zamanındatamamlanamıyor ya da hesaplanan rakamın çok üzerinde bir maliyetle karşıkarşıya kalınıyor.

 

Siemens Türkiye olarak, biz bu projelerin sadece elektrik vemekanik sistem ve çözümlerini tasarlayıp temin ediyoruz.   Elektrikve otomasyon sistemlerinin yanı sıra tesise en çok verimi sağlayabilecek türbinve jeneratör tipini de belirliyoruz. Yüksek gerilim konusundaki küresel Siemenstecrübemizi de tesislere sunuyoruz.

 

Bizim sorumlu olduğumuz alanlarda çok zorluk çıkmıyor;projeler doğru tasarlanıyor, ürünler zamanında teslim ediliyor ancak inşaattayaşanan zorluklardan dolayı projelerde zaman zaman gecikmeler olduğu görülüyor.HES yapımlarında en zor aşama inşaat, çünkü su ile mücadele etmek,  mevcut durumdaki  yatağını değiştirmek gerekebilyor, ayrıca suyubelirli bir yerde toplamak, taşımak, iletmek için zorlu aşamalar gerekiyor, bukonuda inşaatçı firmalar çok büyük zorluklarla karşılaşabiliyor.

 

 

HES karşıtlarınaneler söylemek istersiniz?

Her projeyi eşit değerlendirmemek gerekiyor, ülkemizde vedünyada enerji ihtiyacı var ve bu doğrultuda temiz ve yenilenebilir enerjikaynakları çok önemli. Projeler doğru değerlendirilip doğru tasarlanırsa doğayazarardan çok fayda getirecektir. Projeler bilinçli ve doğaya saygılı yatırımcılarile yapılmalı. İnşaat ve mimari projelerde cihaz yerleşimlerinin en minimizeedilmiş ölçülerde ve doğru alanlara yapılmasını öneriyor ve bu konuda katkıdabulunuyoruz. Ayrıca sularda yasayan balık ve diğer canlıların yaşamını devamettirmesi için gereken şartların sağlanması yönünde fikir ve önerilerimizi mutlakabelirtiyoruz.

 

HES’ler yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Projeler doğruyerlere planlandığı takdirde çevreye duyarlı santraller yapılabilir. ÖzellikleDere tipi Projeler doğru planlandığı ve santraller birbirlerinin bıraktıkları kuyruksularını kullandıkları takdirde çevreye verdikleri zarar en düşük seviyeyeindirgenmiş oluyor. Burada planlama yapılırken özellikle can suyu denilen suyunbırakılması gerekiyor. Suda yaşayan canlılar için balık geçitlerininprojelendirilmesi, ona göre balıkların gecisini saglayan türbinlerin ve kuyruksu cıkışlarının  tasarlanması gerekiyor. HES’lerdekullanılan türbin ve jeneratörler çalıştığında karbon salımı diğerteknolojilere kıyasla oldukça düşük, minimum seviyede kalıyor. Gürültüseviyeleri de düşük. Sadece projeler yanlış planlama ile doğru olmayan yereyapılırsa veya su kaynakları yanlış kullanılırsa o zaman doğaya zararverebilir. Suyun taşındığı iletim hatları, tüneller ile doğru şekildeyapıldığında yine doğaya bir zararı yok. Bazı projelerde açık su kanallarıyapılıyor ve üzeri kapatılmıyor. Örneğin, onlar doğaya ve canlılara zarar verebilir.Bu su kanalları köylülerin arazisinden geçebiliyor ya da geçtikleri yerlerdeağaçlar kesilebiliyor, açık kanallara hayvanlar düşebiliyor bu durumdaçevreciler doğal olarak tepki gösteriyor.

 

Bizim yaptığımız birçok projede su, tünellerden ve kapalı cebriboru dediğimiz borularla taşınıyor ve çevreye duyarlı oldukları için etkinlerien aza indirgenmiş oluyor. Bununla birlikte HES’lerde kullanılan teknolojide sulardakesinlikle ekstra bir kirlenme olmuyor.

Sektörün geleceğininasıl görüyorsunuz?

Sektörde büyük projelerin bir kısmı tamamlandı. DSİ’ninbelirttiğine göre 2020 yılına kadar 30 GW’lık bir pazar payı planlanmış.Türkiye’deki su kaynakları bu doğrultuda belli, şu an devam eden ve lisansıverilmiş projeler tamamlandığında pazar belli bir doyuma ulaşacaktır. Ancak çokküçük mikro HES projeleri geliştirilebilir. 2020 yılına kadar sektörde projelerdevam edecek ve tamamlanmış işletmeye alınmış projelerin servis, bakım,yenileme projeleri gündeme gelecek ve sektörde servis ihtiyacı artacak.

 

Bunun dışında dalga enerjisiyle ilgili çalışmalaryapılabilir ve Türkiye denizlerindeki dalga enerjisine yönelik ürünlergeliştirilebilir. 2023’ten sonra dalga teknolojisine doğru bir gidişatolabileceğini düşünüyorum. Çünkü çevreye duyarlı ve yenilenebilir bir kaynak.Siemens’in de portföyünde bulunan okyanus teknolojisi ve denizler içinyürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla denizlerdeki potansiyel enerjinin kullanımı önplana çıkabilir.

 

Burada Siemens’in yürüttüğü farklı bir çalışma da var.Örneğin Tuzla ve Ataköy’de biyolojik arıtma yapan tesisler var ve buradanerdeyse safa yakın su çıkarılıyor. Biz, buralara uygun çözümlerle HESprojeleri önerdik, şu anda altyapı çalışmalarını yapıyoruz. Bundan sonra arıtmatesislerine, çok küçük su birikintilerine, derelere mikro HES’ler yapılabilir.

 

 

Önümüzdeki yazkuraklık nedeniyle üretimin düşeceği ve elektrik fiyatlarının artacağıkonuşuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

2013 yılı da aslında önceki yıllara göre kurak geçti, DSIverilerine göre belli yıllar kurak geçeceğine dair öngörüler bildiriliyor, birkaçyıldır da zaten kurak tabir edilen dönemdeyiz. Bu durumda elektrik fiyatlarınayansıma olabilir.

 

Firma olarakhidroelektrik sektöründeki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?(Elektrik üretim portföyünüz, yatırımlarınız, ekipman üretimleriniz vb.)

Siemens olarak ünite başı 30 MW’a kadar inşaat işleri hariç Elektro-Mekanikbölümleri için (türbin-jeneratör, elektrik, otomasyon) anahtar teslimi EPCmantığıyla çözümler sunuyoruz. Orta gerilim sistemlerinde az bakım gerektiren vakumluürünler sunuyoruz. Yakında gaz izoleli ürünlerle komple bakımsız çözümler desunmaya başlayacağız.

Siemens HES projelerinde ‘Small Hydro’ çözümleriyle öneçıkıyor. Büyük çaplı hidroelektrik santraller için VOITH’le kurduğumuz işbirliği çerçevesinde çalışıyoruz. Bu tür projelerde VOITH türbin ve jeneratörütemin ediyor. Küçük HES’lerde ise Siemens Avusturya ekibiyle birlikte hareketediyoruz. Small Hydro sistemlere yönelik Uzmanlık Merkezi’miz Avusturya’dabulunuyor. Avrupa ve Avusturya’da kullanılmış çok uygun çözümleri Türkiye’yeadapte ettik. Bu konuda yüksek teknolojili   otomasyon, koruma ve senkronizasyon sistemlerimiziçok daha uygun maliyetle pazara sunuyoruz. Bu üstün teknolojili ürünleri çokuygun maliyetlerle sunduğumuz içinde müşterilerimize rekabet avantajısağlıyoruz. Siemens Ar-Ge ekipleri daha yüksek teknolojiyle daha uygun fiyataçözümler üretmek için çalışıyor.

30 MW’a kadar olan sistemlerde ise Siemens elektrik vemekanik tüm ürünlerin sorumluluğunu alarak EPC mantığıyla çözüm getiriyor. Yanibir HES’in türbini ve jeneratörü dahil olmak üzere içerisinde bulunan tümmekanik ekipmanların ve elektrik ekipmanlarının projelendirilmesi, temini,yerinde montajının yapılması, devreye alınması hatta işletmede çalışacakpersonelin eğitilmesi ve komple santral devreye alınıp işletmeye başladıktansonra da servis hizmetlerini kapsıyor.

 

Komple santralin elektrik üretim aşamasında kullanılanelektrik ekipmanları, enerjinin iletiminde kullanılan yüksek veya orta gerilimseviyesindeki elektrik ekipmanlarıyla sistemlere komple çözüm sunuyoruz. BuradaSiemens’in güçlü olduğu ürünler; özellikle iletim, dağıtımda kullandığımız ortave yüksek gerilim ekipmanlarımız, koruma, senkronlama ve otomasyonsistemlerinde kullanılan tüm cihaz ve komple çözümler. Şu an özellikle ortagerilim sistemlerinde sunduğumuz vakum kesicili pano çözümü çok az bakımgerektirmesiyle oldukça avantajlı bir çözüm. Ar-Ge çalışması devam eden veAlmanya’da üretilen gaz izoleli orta gerilim hücrelerimiz var, onları piyasayasunduğumuz zaman; onlar da minimum bakım gerektiren  ürünler olarak piyasada yerini alacak.

 

 

Varsa, rakiplerinizdenüstün olduğunuz teknolojiler veya müşteriye sunduğunuz farklı hizmetler/ürünlernelerdir?

Anahtar teslimi çözümler sunabildiğimiz gibi tek tek ürünve/veya montaj, devreye alma, servis gibi hizmetler de sunabiliyoruz. Özeliklekomple elektrik ve otomasyon sistem çözümlerinde çok üst teknoloji kullanıyoruz.Bu yüsek teknolojinin özelliklerine değinmek gerekirse; orta gerilimsistemlerinde vakum kesicilerle az bakım ve yakında gaz izoleli ürünlerle bakımgerektirmeyen ürünler sunuyoruz. Ayrıca otomasyon, koruma ve senkronsistemlerimiz ile üstün teknolojik çözümler ile farklı ve üstünüz. Türkmühendis ve servis elemanlarımızla 7/24 servis hizmeti verebiliyoruz.

 

Elektrik ve otomasyondaki lider konumumuzla rakiplerimizdenfarklılaşıyoruz. Siemens, Türkiye’ye ilk giren elektrik ve otomasyon sistemlerisunan firma ve Türkiye’deki elektrik ve elektronik pazar payı çok yüksek.Ayrıca oldukça yüksek teknoloji ve sorunsuz ve kolay çözümler sunuyoruz.Projeler bittikten sonra müşterilerimize hızlı ve kolay servis hizmetisağlayabiliyoruz.

 

Siemens olarak Türkiye ve Avrupa menşeli ürünler kullanıyorve Türkiye’de hemen hemen her yerde 7/24 servis hizmeti sunuyoruz. Bu yüzdenpazardaki payımızın büyüklüğünü koruyacağını düşünüyorum.

 

Siemens elektrik ve otomasyona yönelik tüm ürünleriniTürkiye’de dizayn ediyor. Mühendisliği ve proje yönetimi Türkiye’de yapılıyor. Pazarayönelik ürünlerimiz bir kısmı Gebze,  birkısmı Kartal fabrikalarımızda üretiliyor. Mühendislik, devreye alma ve montajekibimiz, servisimiz ve proje yönetimimiz Türk yerli elemanlardan oluşuyor.Ürünlerde ise, yüzde 80-90 oranlarında yerli üretim yapıyoruz. Küçük HES’leriçin Avusturya merkezinin sadece uzmanlığından ve Ar-Ge çalışmalarından destekalıyoruz.

 

Elektrik ve OtomasyonSistemleri Siemens tarafından tamamlanan bazı  projelerimiz şöyle:

BERKE HES ADANA   510MW

TAHTA HES ADANA  15 MW

BAĞIŞLI HES (Hakkari Yüksekova Zap Suyu) 3X10 MW

UZUNDERE HES RİZE: 2X35 MW

UZUNÇAYIR HES TUNCELİ:3X35MW

KAYABÜKÜ HES BOLU :3X4,5MW

BAĞIŞTAŞ II HES ERZİNCAN: 3X16 MW

YEDİGÖZE HES ADANA: 3X105 MW

ARAKLI 1-2-3-4 HES TRABZON: 20 MW

KARGI HES  ÇORUM: 102MW

ÇAMBAŞI HES RİZE 45 MW

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Dişli Üretim Servisleri

‘Popstar’ları favoritCNC ve yeni S100 ile hedefleri aşan STUDER, 2023’te de büyüdü

Published

on

By

Yüksek hassasiyetli taşlama tezgahlarının İsviçreli küresel üreticisi Fritz Studer AG, ‘STUDER’in Sesi’ sloganıyla müzik odaklı hayata geçirdiği 2024 yılı basın toplantısında, 2023 yılının verilerini açıkladı. 20’den fazla ülkeden 65 gazetecinin katılımıyla düzenlenen toplantıda 2023 yılının ‘popstar’ları olarak favoritCNC ve yeni S100’ü gösteren STUDER, küresel olarak zorlu bir yatırım ortamına rağmen satışlarını artırmayı ve birçok bölgede yeni pazar payı kazanmayı başardı. Kalitesiyle pek çok pazarda büyüyen hassas silindirik taşlama makinelerinin İsviçreli uzmanı, Türkiye’deki bayisi Form Makina’yı ise üst üste 5. kez en iyi bayi olarak ödüllendirdi. ABD ve Çin gibi kilit pazarlarda satışlarını olumlu yönde geliştiren firmanın önceki yıllarda olduğu gibi en büyük pazarını Asya oluştururken, bunu Orta Avrupa ve Kuzey Amerika takip etti.

Firmanın 2023 yılı karnesini ‘Motion Meeting 2024 Basın Toplantısı’nda değerlendiren STUDER CEO’su Jens Bleher, “Yakın zamanda tamamlanan 2023 mali yılı, özellikle de 111. yıl dönümümüz son derece başarılı geçti” dedi. Firma, ürün geliştirme ve saha altyapısına yaptığı tutarlı yatırımların karşılığını alırken; CEO Jens Bleher, “Açıklamalarımızı gerçeğe dönüştürdük; zamanı pazardaki konumumuzu geliştirmek ve uzun vadede gelecek için kendimizi güçlendirmek için kullandık” ifadelerini kullandı. Dünyanın birçok bölgesinde yeni pazar payları kazanmayı başaran STUDER, müşteri hizmetleri segmentinde ise, yeni satış rekorları kırdı. Bleher, sipariş durumunun yılın sonuna doğru olağanüstü derecede gelişmesini ise, 2024 için olumlu bir işaret olarak değerlendirdi.

Almanya, Çin ve bazı Asya ülkeleri gibi bireysel pazarlarda sipariş gelişiminin daha zayıf olduğunu; ancak dünyanın diğer bölgelerinde olumlu sonuçların görüldüğünü belirten STUDER CSO’su Sandro Bottazzo ise, “Birçok ülkede iyi sonuçlar elde ettik ve hatta bazılarında yeni rekor sipariş alımları gerçekleştirdik” diye konuştu.

STUDER favoritcnc

Küçük ve orta ölçekli işletmeler STUDER’e güveniyor

STUDER siparişleri müşteri segmentlerine göre ele alındığında, havacılık ve uzay sektörü bir kez daha yeni siparişlerde en büyük artışı sağlarken, gerileyen otomotiv ve yan sanayi sektörünü geride bıraktı. 2023 değerlendirmesinde ‘Takım’ segmentinin beklentilerin altında kaldığı açıklanırken, önceki yıl olduğu gibi fason üreticilerin hakim olduğu ‘hassas mühendislik’ segmentinin en büyük bireysel pazar olduğu açıklandı. ‘Makine mühendisliği’ ile ‘kalıp ve döküm’ segmentlerinin 2023 yılında da önemli konumlarını koruduğunu bildiren STUDER, yarı iletken endüstrisinde hassas silindirik taşlama makinelerine olan talebin arttığını da açıkladı. Konuyu değerlendiren CSO Bottazzo, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından taşlama makinelerimize bu kadar güvenilmesinden ve bu segmentin bizim için stratejik açıdan önemli olmaya devam etmesinden çok memnunum” dedi.

En yüksek satış S33 ve ‘popstar’ favoritCNC’de

Hassas silindirik taşlama makinelerinin küresel üreticisi STUDER için geniş bir portföyünü korumak, 2023 yılında da özel bir önem taşıyordu. CNC üniversal silindirik taşlama makinelerinde oldukça güçlü sipariş alan firmanın en yüksek hacme sahip makinesi S33 olurken, onu favoritCNC, S31, S41 ve favorit takip etti. Firma, yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin siparişlerinde ise belirlediği hedefleri aştı.

STUDER S100

Basın toplantısında konuyu değerlendiren STUDER CSO’su Bottazzo, “İç silindirik taşlama makineleri söz konusu olduğunda, S131 için gelen siparişler açısından şirket tarihindeki en iyi 3. yıl oldu” dedi. Bakım ve servisten yedek parça ve revizyona kadar tüm iş alanları için geçerli olan Müşteri Hizmetleri segmentinin de çok olumlu gelişme gösterdiğini kaydeden Bottazzo, “Bu alanda üst üste ikinci yıl satış rekoru kırmayı başardık” diye konuştu.

Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan’da kendi uzman personeliyle hizmet vermeye başlayan STUDER, Doğu Avrupa’da da güçlü bir gelişim gösterdiğini duyurdu.

Küresel olarak yaklaşık 30 ticari fuara ve toplantıya katılan STUDER, Pekin’deki CIMT ve Hannover’deki EMO’ya ek olarak, UNITED GRINDING’in Kuzey Amerika’daki etkinliğinin özellikle başarılı olduğunu açıkladı. Firma, EMO 2023’te tarihinde ilk kez tek bir fuarda; yeni insertLoad yükleyicisi, roboLoad ve uniLoad ile üç otomasyon çözümünü bir arada sunmuştu.

Miller ve otomasyonda önemli gelişmeler

2023 yılında da müşterilerinin yararı için en son taşlama teknolojilerinin geliştirilmesi ve ilerletilmesini merkezine alan STUDER, özellikle e-mobilite ile ilgili bileşenler için uygun olan S36 üretim harici silindirik taşlama makinesiyle talepleri karşıladı. Basın toplantısında konuşan STUDER CTO’su Daniel Huber, bu makineyle ilgili olarak, “Artık müşterilerimiz S36’da herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm iş mili varyantlarını ve otomasyon çözümlerini kullanabiliyor” dedi. 25 kW’lık (33 hp) yeni ve güçlü taşlama mili sayesinde, 160 mm’ye (6,3 inç) kadar özellikle geniş taşlama disklerinin kullanılmasını mümkün hale getiren S36, CBN veya elmas taşlama taşları ile yüksek hızlı taşlamaya yeni bir seçenek getirdi. Ayrıca S36, kullanıcılarına tamamen uyumlu easyLoad ve uniLoad yükleme sistemleri sayesinde üretimlerini yüksek düzeyde otomasyona geçirebilme imkanı da sundu.

favoritCNC’nin dış taşlamadaki başarısına benzer şekilde, iç taşlama için giriş seviyesi segmentinde kendisini kanıtlaya yeni S100 iç silindirik taşlama makinesinin performansından memnun olduğunu dile getiren Huber, geçen yılki geliştirme sayesinde S100 artık yeni, güçlü bir sargı miline (Ø 58) sahip olduğunu, bunun gelecekte başka modeller için de planlandığını söyledi.

Kullanıcıların, popüler favoritCNC’nin devamı olan makinedeki yeni özellikleri merakla bekleyebileceğini açıklayan STUDER, bu konuda birkaç örnek paylaştı: Örneğin, tekerlek başlığının açı göstergesi, popüler QuickSet kurulum işlevi ve iş parçalarının herhangi bir programlama olmadan manuel olarak taşlanmasına verimli bir şekilde izin veren manuel taşlama döngüsü olarak geleneksel bir mod.

C.O.R.E. için yeni özellikler açıklandı

UNITED GRINDING’in devrim niteliğindeki donanım ve yazılım mimarisi olan C.O.R.E. de 2023’teki geliştirmelerin odak noktalarından biri oldu. Şirketin ağırlık verdiği diğer konular arasında veri toplama ve analizinin yanı sıra yeni sensörler ve araçlar da yer aldı. Huber, “C.O.R.E. dokunmatik işletim paneli zaten benzeri görülmemiş düzeyde sezgisel kullanıma izin veriyor ve yakında operatörlerin çalışma alanlarını tanımlayabilecekleri ve kaydedebilecekleri özelleştirilebilir bir arayüz olacak” açıklamasında bulundu.

STUDER, geliştirdiği SmartJet® soğutma sistemiyle halihazırda taşlama işleminde soğutma sıvısı ve enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltarak yeni endüstri standartlarını belirlemeye devam etti. Geleceğe yönelik bir bakış açısı sunan CTO Daniel Huber, “Sürdürülebilirlik konusu bizim için önemli olmaya devam ediyor” dedi. Ayrıca yarı iletken endüstrisinde de büyük bir potansiyel gördüklerini belirten Huber, e-mobilite ve fotovoltaikler nedeniyle yüksek performanslı yarı iletkenlere olan talebin arttığı bilgisini paylaştı. STUDER bu alanda da pazarda son derece başarılı olan X-ışını ölçüm başlığına sahip S41 CNC üniversal silindirik taşlama makinesiyle levha üretiminde standardı belirledi. 2023 boyunca gerçekleştirilen kapsamlı geliştirme faaliyetlerini değerlendiren CTO Huber, “Uzun vadede, yalnızca en son teknolojiyi içeren akıllı ve verimli makineler sunan üreticiler başarılı olabilir” diye konuştu.

STUDER ile rekabetçi teslimat süreleri

Basın toplantısında konuşan bir diğer isim olan STUDER COO’su Stephan Stoll ise, operasyonlar için genel bir değerlendirme yaparak, “Üretilen makinelerin üretim karışımı 2023 yılında daha karmaşık sistemlere kaydı” dedi. Aktif satın alma yönetimi ve küresel tedarik zincirlerinin normalleştirilmesi sayesinde siparişlerin zamanında tamamlandığını söyleyen Stoll, STUDER’e iyi bir kullanım sağlayan UNITED GRINDING Group bünyesindeki ortak üretim stratejisinin uygulanmasını olumlu olarak değerlendirdi.

Kendi yüksek kaliteli iş millerini üreten az sayıdaki taşlama makinesi üreticisinden biri olan STUDER’in önemli operasyonel projeleri arasında, otomatik üretim araçlarına ve son teknoloji test stantlarına yaptığı yatırımlar yer aldı. Stratejik açıdan önemli olan bu makine bileşenleri için uzmanlığı özellikle genişleten STUDER, bu ön gereksinimler ve daha fazla büyüme için Steffisburg ve Biel’de yer alan dahili taşlama yetkinlik merkezinde kapsamlı yapısal ve lojistik önlemlere daha fazla yatırım yaptı.

Sürdürülebilirlik hamleleri

STUDER, 2023 yılında sürdürülebilirlik için de önemli işlere imza attı. Stoll, “Şubat 2023’ten bu yana Steffisburg tesisi yerel bölgesel ısıtma şebekesine bağlandı ve böylece tüm binalar çevre dostu bir şekilde ısıtılıyor” dedi. Ayrıca, tüm binaların LED aydınlatmaya dönüştürülmesini büyük ölçüde tamamlayan şirket, genel olarak enerji tüketimi ve CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azalttı.

2024 yılı için de öngörüde bulunan COO Stoll, “Geçtiğimiz yıllarda yapılan önemli yatırımların ardından, lojistik süreçlerimizin ve depo altyapımızın yeniden tasarlanması artık çok yakın. Bu projenin en önemli parçası, doğrudan bağlantılı bir konteyner deposuna sahip bir lojistik merkezidir. Tam otomatik depo sisteminin daha yüksek verimliliği, tüm makine üretimine ve yedek parçaların taşınmasına fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanlar

Son olarak, mesleki beceriler için ulusal şampiyonalar düzenleyen WorldSkills ile ilgili konuşan CEO Jens Bleher, teknoloji şirketi için iyi eğitimli çalışanların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, prestijli şampiyona SwissSkills’te son zamanlarda elde edilen başarılardan memnun olduğunu belirtti. Geçen yıl STUDER çırakları Luis Salzmann (1. sırada, tasarım mühendisi) ve Noah Rossel’in (2. sırada, otomasyon mühendisi) üstün performanslarıyla altın ve gümüş madalya kazandıklarını hatırlatan Bleher, “STUDER, WorldSkills’te üst üste üçüncü kez temsil ediliyor. Mesleki eğitime olan kapsamlı bağlılığımızı teyit eden bu durumdan gurur duyuyoruz” dedi.

Continue Reading

Genel

Madencilik ve metal sektörü, karbonsuzlaşma planlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyor

Published

on

By

KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı “2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü” raporuna göre küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal sektörü, bu dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceğinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Paris Anlaşması’nın hedeflediği iki santigrat derecenin altında bir sıcaklık artışı hedefine 2040 yılından önce ulaşılabilmesi için temiz enerji teknolojileri için gerekli olan maden talebi bugünkünün dört katına ulaşacak. Küresel ekonomi karbonsuz bir geleceğe doğru ilerlerken madencilik ve metal şirketlerinin, net-sıfır bir dünyaya geçişi desteklemek için rüzgâr türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için gerekli olan ve sürekli talebi artan mineralleri karşılayıp karşılayamayacakları akıllardaki önemli sorulardan biri.

KPMG, bu sorunun cevabını bulmak için çelikten kömüre ve lityuma kadar geniş bir yelpazede madencilik ve metal faaliyetlerini temsil eden 400’ün üzerinde üst düzey yönetici ile bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti. Ayrıca kritik madenleri üreten şirketlerin CEO’ları ile görüşmeler yapıldı ve sektörde geniş deneyime sahip uzmanların öngörüleri de dikkate alındı.

Karbonsuzlaşma planları bir maliyet değil büyüme için fırsat

Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. “Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek” yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla (yüzde 41) ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor.

Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor (yüzde 41). Bu, su (yüzde 16) ve atık (yüzde 21) yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.

ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor

Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki “S” (sosyal) harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar (yüzde 44). Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.

Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını (yüzde 46) şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile “CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları” yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise “net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak” yanıtı yer alıyor.

Teknoloji yeni dönemi şekillendiren ana itici güç

Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. “Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler (yüzde 54) yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?” sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları (yüzde 26), nesnelerin interneti (yüzde 24), arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler (yüzde 24), yeni çıkarma teknolojileri (yüzde 24) ve yapay zekâ (yüzde 23).

“Madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor”

Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalıdırlar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacaktır. Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmektir. Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Continue Reading

Trendler

Güç Aktarım Sistemleri - Redüktörler, Rulmanlar, Motorlar, Sürücüler sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et