Spor bahisleri pazarının en büyük kumar kuruluşu ve online casino Mostbet kapılarını Türkiye'den oyunculara açıyor. Çeşitli etkinlikler, yüksek oranlar, basit kayıt, çeşitli bonuslar, promosyonlar, ücretsiz bahisler ve bedava çevirmeler sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Kullanışlı mobil uygulamamız Mostbet bahislerini çevrimiçi izlemenize olanak sağlayacaktır.
Connect with us

Genel

Çimento üretiminin tarihçesi

Yayın Tarihi:

-

cimento uretiminin tarihcesi 462

“Çimento” kelimesi, yontulmuş taş kırıntısı anlamındaki Latince “caementum” sözcüğünden türemiş, sonraları “bağlayıcı” anlamında kullanılmaya başlamıştır. İlk betonarme yapının tarihi 1852 olmakla birlikte, yapıların inşasında bağlayıcı malzemelerin kullanımı çok eskilere dayanır; bağlayıcı madde olarak kullanılan ilk madde kireçtir.

 

Bu konuda kesin bulgular olmamakla birlikte, kirecin bağlayıcı özelliğinin insanlık tarihinin erken dönemlerinde M.Ö. 2000’li yıllarda keşfedildiği söylenebilir. Eski Mısır, Kıbrıs, Girit ve Mezopotamya’nın değişik yörelerinde kirecin bir yapı malzemesi olarak kullanılmasına ait örneklere rastlanılmıştır. Eski Yunanlılar ve Romalılar kireci hidrolik bağlayıcı olarak kullanmışlardır. M.Ö. 70 – 25 yılları arasında yaşamış olan Mimar Vitruvius “On Architecture” (Mimarlık Üzerine) adlı 10 ciltlik kitabında puzolan ve kireç karışımlarının hidrolik özelliklerinden bahsetmiş, nehir ve deniz kıyısında yapılacak olan yapılarda kullanılabilecek harç için karışım oranı bile vermiştir. Araştırma sonuçları Anadolu’da Çatalhöyük’teki evlerin yapımında kullanılan sıvanın 7000 yıl öncesine tarihlendiğini ortaya koymuştur.

 

Tarihte, Mısır Piramitleri, Çin Seddi ve değişik zamanda yapılan kalelerde o dönemin medeniyetini simgeleyen birçok değişik bağlayıcı madde kullanılmıştır. Daha sonra yaklaşık 2000 yıl önce, Romalılar söndürülmüş kireci volkanik küllerle ve sonraları, pişirilmiş tuğladan elde edilen tozlarla karıştırarak bugünkü çimentonun özelliklerine benzer bir hidrolik bağlayıcı kullanmaya başlamışlardır. Eski Yunanlılar ise Santorin Adası’ndaki volkanik tüfleri kireçle karıştırarak veya killi kireç taşından elde ettikleri bir tür hidrolik kireçle harç yapmışlardır.

 

 

20150112115712 39334

 

 

 

Eski Yunanlılar ve Romalılar kireç ve puzolan karışımlarının hidrolik özelliğinin farkına varmış ve bunları kullanmış olmakla birlikte, ne kirecin elde edilişi ne de puzolanik reaksiyonları kimyasal olarak açıklayacak bilgiye sahip olamamışlardır. Örneğin Pliny (Romalı bilgin Gaius Plinius) “taşın ateşle yakılmasıyla elde edilen kirecin suyla temas edince neden tekrar yandığının” anlaşılmaz olduğunu yazmıştır. Bağlayıcı malzemelerin kalitesi ve kullanımı konusunda ancak 18. Yüzyıl’da kayda değer bir gelişme olmuştur. 1756 yılında Eddystone Lighthouse’u yeniden inşa etmekle görevlendirilen John Smeaton, kirecin kimyasal özelliklerini ilk anlayan kişi olarak bilinir. Daha sonraki gelişme ise “Roman Cement” (Roma Çimentosu), adı ile bilinen bağlayıcının Joseph Parker tarafından elde edilmesiyle olmuştur.

 

1824 yılında İngiltere’nin Leeds kentinde, Joseph Aspdin isimli bir duvarcı ustası hazırladığı ince taneli kil ve kalker karışımını pişirerek ve daha sonra öğüterek bağlayıcı bir ürün elde etmiştir. Bu ürüne su ve kum katıldığında ve zamanla sertleşme olduğunda, ortaya çıkan malzemenin İngiltere’nin Portland adasından elde edilen yapı taşlarını andırdığını gören Joseph Aspdin, elde ettiği bu bağlayıcı için 21.10.1824 tarihinde “Portland Çimentosu” adı altında patent almıştır. Bu bağlayıcı daha sonraki yıllarda büyük gelişmeler gösterse de “portland” ismi aynen korunmuştur.

 

Aslında Joseph Aspdin tarafından üretilen bağlayıcı, üretim sırasında yeterince yüksek sıcaklıklarda pişirilmediği için bugünkü portland çimentosunun özelliklerine tamamen sahip olamamıştır. Yine de İngiltere Kirkgate İstasyonu’nun yanındaki halen ayakta olan “Wakefield Arms” binasının Joseph Aspdin’in yaptığı bağlayıcı ile yapıldığı belirlenmiştir. Ham maddelerin yüksek sıcaklıklara kadar pişirilip öğütülmesi olayı daha sonra Isaac Johnson isimli bir İngiliz tarafından gerçekleştirilmiştir (1845).

 

Anadolu’da ise Hitit kentlerinde, özellikle Çorum, Tokat ve Malatya illerindeki antik kentlerde, magneziyen kireç ile karıştırılmış puzolanik aktif doğal malzemelerin harç yapımında kullanıldığı görülmüştür.

 

Bunun dışında Güneydoğu Anadolu’da Asurlulardan kalma tarihi kalıntılarda normal kireç ile bazalitik puzolanik maddenin kullanılmış olması vb. Örnekler, Anadolu’da Romalılar ve Yunanlılar’dan önce çimento kullanıldığı göstermektedir. Teos- İzmir, Efes- İzmir, Afrodisias- Aydın, Kinidas- Muğla antik kentlerinde çimento ve harcın eski Anadolu uygarlıkları ile geniş temas kurulduktan sonra da görülmüştür.

 

Dünya’da çimento üretim ve satışına 1878 yılında başlanmasına rağmen, Türkiye’nin çimento sektörü ile tanışması ise esas olarak 1912 yılında özel sektör girişimi ile olmuştur. 34 yıl geç başlanması su kireci imalinin yeterli olmaması ve bu yılların Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemlerine rastlamasından kaynaklanmaktadır.

 

İlk Çimento Fabrikası

Dünya’da ilk çimento fabrikası, İngiltere’de 1848 yılında kurulmuştur. İlk Alman Çimento Standardı 1860 yılında oluşturulmuştur. American Concrete Institute (ACI)’nın kuruluşu ve ilk Amerikan Yönetmeliklerinin oluşturulması ise 1913 yılına rastlamaktadır.

 

Türkiye’de ise 1912 yılında “Aslan Osmanlı Anonim Şirketi”’ne ait “Darıca Fabrikası” ile “Eskihisar Portland Çimento ve Su Kireci Osmanlı Anonim Şirketi’ne” ait “Eskihisar Fabrikası” işletmeye alınmıştır.

 

Biri yaş diğeri kuru sistem olarak kurulan bu fabrikalarda 100- 150 ton/ gün ve 60-70 ton/ gün kapasiteli, bugünün ölçüleri ile tesisi düşünülemeyen iki fırın bulunmaktaydı. Darıca Fabrikası FLSmidth firması tarafından, Eskihisar Fabrikası ise bir Alman firması tarafından tesis edilmiştir. Su kireci pazarının yanı sıra çimento da büyük talep görmüş ve her iki fabrika işletmeye alınmalarından sonra genişletilmişlerdir.

 

Aynı yıllar içerisinde ülkemizde 60.000 ton su kireci üretilmekte olup, 1930- 1931 yılına kadar üretimi çimento üretiminin üstünde olmuştur.

Ülkenin çimento ihtiyacını karşılayan bu fabrikalar büyük miktarlarda ithalat yapıldığı 1920 yılına kadar kötü ve yıpratıcı bir iç piyasa rekabetine girmişlerdir. Bu devrede çimento sektörüne devlet müdahalesi söz konusu olmadığından çimento fiyatları oldukça düşmüştür. Yıpratıcı rekabete dayanamayan bu iki fabrika 1920 yılında “Aslan ve Eskihisar Müttehit Çimento Fabrikaları A.Ş.” adı altında birleşerek ithal çimento karşısında birlikte harekete geçmişlerdir.

 

Kaynakça:  

•http://www.lafarge.com.tr/wps/portal/Cement/kcxml/04_Sj9SPykssy0xPLMnMz0vM0Y_QjzKLN3SMD3DXL8h2VAQAVshPcg

•Çelenk A., Peker S., Çimentonun Tarihçesi ve Türkiye Çimento Sektörü, H.Ö. Sabancı Holding Çimento Grubu Yayını

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlarına sahip MONETA 'nın sektörel dergi ve portallarının dijital platformlarda yönetimi katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık alanında içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

Weber Maschinenbau, Neugart redüktörleri ile gıda üretiminde öne çıkıyor

Yayın Tarihi:

-

Yazar:

Neugart reduktorleri 2023 10 18 15.03.55 1

Çözüm söz konusu olduğunda öncülerden biri olan Hessen Breidenbach merkezli şirketler grubu Weber Maschinenbau GmbH, hijyenik makine mühendisliği alanında Neugart‘ta eşit bir iş ortağı buldu. Weber’in sanayide sucuk, et, peynir ve benzerlerini aynen süpermarket raflarında bulunduğu şekilde ve kesinlikle hijyenik olarak işlemek için geliştirdiği bu makinede, başarıya giden yolda yapbozun en önemli parçalarından biri Neugart tarafından yerleştirildi. Yeni nesil gıda işleme makinelerinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynayan Weber Maschinenbau Geliştirme Mühendisi Andreas Harder, “Tip 906 Slicer ile öncü bir başarıya imza attık. Bu, açık bir tasarımda tutarlı bir şekilde uygulanan türünün dünyadaki ilk makinesi” dedi.

Dilimleyicilere aslında neden ihtiyacımız var?

Sucuk, jambon, et ve peynir ürünlerini esnek ve hassas bir şekilde işleyen güçlü endüstriyel kesme makineleri olan dilimleyiciler, bunu oldukça hızlı yaparlar. Dakikada 2.000’e kadar kesim yapabilen bu tür makinelerde, modele bağlı olarak 1600 milimetre uzunluğa kadar ürünlerin yanı sıra, sonsuz ürünler de yüklenip işlenebilir.

Açık tasarımlı yüksek teknoloji dilimleyiciler

Weber Stratejik Satın Alma Bölümü’nden Philipp Held, “Bu konsept, sadece yanımızda son derece esnek ve güvenilir iş ortakları ve tedarikçilerimiz olduğu için mümkün oldu” diye konuştu. Uygulamalar için doğru tasarımı Neugart sağladı: En katı uluslararası hijyen gereksinimlerini karşılayan ve 3-A RPSCQC’ye göre sertifikalandırılmış, hijyenik tasarıma sahip dünyanın ilk planet redüktörü olan HLAE, gıda endüstrisi bileşenlerine yönelik sürekli artan talepleri karşılar ve böylece yeni standartlar belirler. Avrupa Hijyenik Mühendislik ve Tasarım Grubu’nun (EHEDG) bir üyesi olan Neugart, bu gelişmeyi ileri taşımaya devam ediyor.

Başarının anahtarı:

1 – Ekonomik redüktör çözümleri

Neugart planet redüktörleri modüler prensibe dayalı olarak çeşitli şekillerde tasarlanabilir. Sonuç olarak kullanıcılar, kaliteden ödün vermeden ekonomik bir satın alma fiyatından yararlanır.

2Dünya genelinde kullanımda

Muhtemelen dünyada Neugart redüktörlerinin çalışmadığı hiçbir ülke yoktur. Deneyimli satış mühendislerinden oluşan tüm dünyaya yayılmış ağı ile Neugart, nerede olursanız olun her zaman yanınızdadır.

3 – Ekstrem koşullar altında bile kararlılık

Neugart’ın planet redüktörleri birçok şeye dayanabilir. Optimize edilmiş contalar ve uygulamaya özel yağlayıcılar sayesinde Neugart tahrikleri -40°C’de de çalışır, IP69K gibi en yüksek koruma sınıflarıyla da korunur.

4 – Sertifikalı hijyen

3-A Sanitary Standards Inc. tarafından belirlenen zorlu hijyen standardına göre 3-A RPSCQC sertifikası alan dünyadaki ilk planet redüktör üreticisi olan Neugart, müşterilerine hijyenik üretim güvencesi sağlar.

neugart 2 2023 10 18 15.03.36

Daha da iyi olacak

Mevcut müşteriler ve gıda hijyeni alanında giderek katılaşan mevzuat tarafından yönlendirilen Weber yetkilileri, açık tasarıma sahip, temizlemesi daha da kolay ve son derece yenilikçi bir makine geliştirmek istedi. 40 yılı aşkın bir süredir sucuk, et, peynir ve diğer gıdaların işlenmesi, değerli hale getirilmesi ve kesilmesi için çığır açan sistemler üreten Weber’in tam da ihtiyacı olan şey. Dilimleyiciler, sıyırıcılar, gıda robotları, ürün tarayıcıları gibi çok çeşitli ürün portföyü olan şirket, Tip 906 ile yeni bir alana girdi. Bu, yerleşik her parçadaki kontaminasyonun her zaman tespit edilebilmesi ve doğrudan ortadan kaldırılabilmesi avantajını sunar.

Hijyenik bir tasarımda bulunabilirlik

Bu, geliştiricilerin başta karşılaştığı en büyük zorluklardan biriydi. Doğrudan ürünle temas eden makine alanları için temizlenmesi kolay çözümler yıllardır mevcut; ancak güç aktarma organındaki hijyenik bileşenler henüz emekleme aşamasında.

İstifleme, üst üste kesim, katlama, döşeme

Düzenli dilim kalınlığı, daha sonraki işlemler için hassas yerleştirme: Yeni redüktör için gereksinimler iddialıydı ancak Neugart güçlü yanlarını tam olarak bunun için kullanabildi ve iyi tasarlanmış standart ürün programına başvurdu. Tam olarak müşteri gereksinimlerine göre hızlı ve esnek bir şekilde modifiye edildi. Kullanılan tüm malzemelerin FDA spesifikasyonlarına (ABD Gıda ve İlaç Dairesi) göre onaylı olması gerekiyordu. Sonuç olarak, kullanılan yağlayıcı bile kontaminasyonu önlemek için NSFH1 onayına sahip.

Teknoloji ve anlayış ile başarıya

Açık konsept için tüm bitişik arayüzleri uyarlamak gerekiyordu. Weber uzmanları, Neugart Calculation Programı’ndan (NCP) teknik destek aldı. İlgili eğitim dahil olmak üzere ücretsiz olan Tec Data Finder, Breidenbacherlılar tarafından Neugart gibi yoğun kullanılıyor.

Geleceğe bakış

Redüktör, kurulumdan dayanıklılık testlerine ve kullanıma kadar makinede sorunsuz çalışıyor. Mevcut konsept o kadar ileriye dönük ki hijyenik tasarım konseptinin ne kadar tutarlı bir şekilde uygulandığına firmanın rakipleri bile şaşırıyor. Özellikle ABD’li kullanıcılar, ilgili makamlar ve kuruluşlar, Weber’in girişiminden etkileniyor.

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 
Devamını Oku

Etkinlikler

2030’a kadar ihracatını 20 milyar dolara ulaştırmayı hedefleyen ambalaj sektörü, 28. kez Avrasya Ambalaj Fuarı’nda buluştu

Yayın Tarihi:

-

Yazar:

1686288429 AmbalajFuari Gorsel 2 1 2

Ambalaj endüstrisinin Avrasya’daki en kapsamlı ve en büyük ticaret platformu olan Avrasya Ambalaj Fuarı, İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 28. kez kapılarını açtı. Moneta Medya Grubu olarak yayımladığımız Güç Aktarım, Pompa&Vana, Konveyör ve Rüzgar Enerjisi Dergilerimizin son sayıları da Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’ndaki yerini aldı. Dergilerimize, giriş bölümü ve 3. Salon’da yer alan dergilik bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açan 28. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, 11-14 Ekim 2023 tarihleri arasında ambalaj sektörünü bir araya getiriyor; geleceğin çözüm odaklı firmaları, yaratıcı ambalaj çözümlerini ve en son teknolojilerini sergiliyor. Sektörün gücünü, yenilikçi yönünü ve sürdürülebilirliğe bakışını yerli ve yabancı ziyaretçilere gösteren etkin bir ticaret platformu olan fuar, ambalaj endüstrisinin 2030 yılına yönelik 50 milyar dolarlık sektör büyüklüğü hedefine ve 20 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmasına önemli bir katkı sağlıyor.

28. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı; RX Tüyap tarafından Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) iş birliğinde, Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (SEPA) destekleriyle düzenleniyor. Avrasya coğrafyasında her yıl düzenlenen en kapsamlı ve en büyük ticaret platformu olan Avrasya Ambalaj Fuarı, ilk düzenlendiği yıldan bugüne kadar büyümesini ve gelişmesini sürdürüyor. Toplam 14 salonda 120.000 metrekare alanda düzenlenen fuar bu yıl, 1200’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğine ev sahipliği yapıyor. 17. Uluslararası Gıda ve İçecek Teknolojileri Fuarı Food-Tech Eurasia ile eş zamanlı düzenlenen Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın katılımcıları ise başta Türkiye olmak üzere, Orta ve Batı Avrupa, Balkanlar, Rusya, Kafkaslar, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’dan gıda ve gıda dışı tüm endüstrilerin karar vericileriyle buluşma, ticaret hacimlerini ve marka değerlerini artırma ve müşterilerle yüz yüze görüşme fırsatına sahip oluyor.

 

Sorularınız ve ürün talepleriniz için bize yazın!

Makale veya haberde geçen ürünler hakkında bilgi almak ve talepte bulunmak için destek@uretimtek.com adresimize yazabilirsiniz.

 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com